Münevver Karabulut cinayetinin kan parası, Adanalı 30 aileyi evinden etti
ADANA (İHA) – Adana’da 1998 yılında müteahhit Ali Resul
Ergeç ve iş ortakları Hayyam Garipoğlu’ndan satış sözleşmesi karşılığında daire
satın alan 30 aile, tapularını alamadıkları için sokakta kalma tehlikesiyle
karşı karşıya kaldı. Ailelerin 20 yıldır oturdukları dairelerin, Garipoğlu
ailesinin Münevver Karabulut’un ailesine kan parası borcu olmasından dolayı,
icra yoluyla satışına gidildi. Dairede ikamet eden 5 yaşındaki Ravzanur
Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, “Tayyip dede, bizi
evimizden kovmasınlar. Biz sokakta mı kalalım?” diyerek yardım istedi.
Adana’nın merkez Çukurova ilçesine bağlı Yurt Mahallesi 71487. sokaktaki Işık
Sitesi’nde ikamet eden 30 daire sahibi, sokakta kalma tehlikesiyle karşı
karşıya kaldı. Müteahhit Ali Resul Ergeç tarafından 1998 yılında yaptırılan
siteden, bu yıllarda parasını ödeyerek daire satın alan 30 aile, satış
sözleşmesi karşılığında dairelerine yerleşti. Ellerinde ödeme dekontları ve
sözleşmelerin bulunduğu daire sahipleri, o dönemin tanınan isimlerinden
oldukları için müteahhit Ergeç’e ve iş ortağı Hayyam Garipoğlu’na güvenerek
tapularını talep etmedi.
Hayyam Garipoğlu ile iş ortağı olan Ali Resul Ergeç, Sümerbank yolsuzluk
davasında cezaevine girdi. Söz konusu dairelerin tapuları, Hayyam Garipoğlu’nun
babası Kasım Garipoğlu’na devredildi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF)
30 daireye tedbir koymasının ardından, dava açan daire sahipleri, müteahhit
Ergeç’ten dairelerin iş ortaklığı nedeniyle Garipoğlu ailesine devredildiği
yanıtını aldı.
Daha sonra tapularını Garipoğlu’ndan ve müteahhit Ergeç’ten talep eden daire
sahipleri, Hayyam Garipoğlu’nun yurtdışında kaçak olduğunu, gelince tapuların
da geri verileceği yanıtını aldı. Yıllarca oyalandıklarını iddia eden daire
sahipleri, 20 yıldır kimsenin kendilerine ikamet ettikleri dairelerde neden
oturduklarının sorulmadığını ifade etti. Garipoğlu ailesine ve müteahhit
Ergeç’e dava açan daire sahipleri, tapuların kendilerine değil, Garipoğlu
ailesine ait olmasından dolayı davayı kaybetti. Müteahhit Ergeç ’in her
fırsatta dairelerin kendilerine ait olduğunu söylediğini ancak daha sonra
Garipoğlu ailesiyle anlaşarak kendilerini mağdur ettiğini iddia eden daire
sahipleri, evlerinden atılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Kasım Garipoğlu’nun vefat etmesinin ardından miras durumuna düşen daireler, Cem
Garipoğlu tarafından 3 Mart 2009’da canice öldürülen Münevver Karabulut’un
ailesine ödenecek kan parasının karşılanması için icra yoluyla satışa
çıkarıldı. Münevver Karabulut cinayetinin faturasının kendilerine çıkarıldığını
iddia eden daire sahipleri, gidecek yerleri olmadığını ve devlet büyüklerinden
yardım beklediklerini ifade etti.
Daire sahiplerinden Cemal Eröz, 20 yıl önce daireleri itibarlı iş adamları
olduğu için sözleşme karşılığında satın aldıklarını belirterek, “Biz 20
yıldır bu dairelerde oturuyoruz. Hepimizin yönetimde imzaları var. Bu zamana
kadar yoklardı, şimdi bizi evlerimizden çıkartmaya çalışıyorlar. Daireleri
aldık, daha sonra tapularımızın Hayyam Garipoğlu’na geçtiğini öğrendik. Biz de
mahkemeye başvurduk ve dava Yargıtay’a taşındı. Burada da hakimlerden 2’si
’Tapu kimdeyse, mal onundur’ diyerek aleyhimize karar verdi. Diğer hakim ise 20
yıldır bu dairelerde oturduğumuz için ’Durumun, yaşamın doğal akışına aykırı’
olduğunu belirterek, Garipoğlu ailesinin haksız mal edindiğine karar verdi. Biz
bu davayı Yargıtay’da kaybettik” diye konuştu.
Nisan ayında dairelerin icra yoluyla satışına karar verildiğini kaydeden Eröz,
“Garipoğlu ailesi, Münevver Karabulut’un ailesine olan kan parası borcu
nedeniyle bu daireleri satıyor. Bizler mağduruz. Biz bu daireleri satın
aldığımızı her şekilde kanıtlayabiliyoruz. Hatta daireleri satın aldığımız
müteahhitin bile evleri bize sattığına dair mahkemede ifadeleri var. Ama buna
rağmen kanunlarımız bizi haksız çıkarttı. Cumhurbaşkanımızdan yardım
bekliyoruz” dedi.
Dairede ikamet eden 5 yaşındaki Ravzanur Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’dan, “Tayyip dede, bizi evimizden kovmasınlar. Hem tapumuzu alalım
hem de evimizi alalım. Onların evi var. Biz çocuk halimizle sokakta mı
kalalım?” diyerek yardım istedi.