Atatürk,
Hasta adamı gömdüklerini sanan Avrupa devletlerine, Türklerin arasında, fışkırıp devletlerini yeniden canlandırmak için bir önderin sihirli değneğini bekleyen hayat pınarları olduğunu gösterdi.
Türkiye’yi ziyaret eden çoğu Avrupalı’nın aksine bu cesur realist, renkli hayallere kapılmıyordu.
Ne İstanbul’un cami ve imamları, ne padişah etrafındaki İttihat ve Terakki döneminde bile var olmayı sürdürmüş depdebe, ne ülkeye ilgi duyan ve düşmanca tavırlar sergileyen devletler, ne de saraya göz dikenler arasında tam güç ve otoritesini yitirmiş “Kafesteki Halife’yi” İslamın kaderini tayin eden kişi olarak göstermeyi amaçlayan dincilerin hayalleri ona çekici geliyordu.
Net ve taviz vermez kişiliğine göre tüm bunlar ölü bir imparatorluk ve düzenin kalıntılarıydı.
Onun ümnidi ordularının omurgasını oluşturan Anadolu Köylüsünde, Çiftçilerde yatıyordu.
Kazanılan ve kaybedilen her savaşta aynı sebatla yer alıp, kuşaklar boyunca padişahın çağrısı üzerine tarlalarını bırakarak kanlarını akıtmış bu insanların yöneticilerinden istediği yalnızca biraz itibar görmek ve savaşlardan nefes almaktı.
O, eğitim görmüş Türklerden çok azının yürekten doğruluğuna inandığı kanun ve örfler nedeniyle, zihinsel gelişimleri ve sosyal faaliyetleri kısıtlanmış Türk kadınlarının içler acısı halini gördü.
Mustafa Kemal, tehditlere ve onu radikallikle suçlayan Türkiye dışındaki müslümanlara aldırmaan, Doğu’ya sırtını dönerek, kendilerine çağlar boyu Batı’nın düşman olduğu öğretilmiş yeni ulusunu Avrupa’ya yönlendirdi.
Mustafa Kemal Atatürk artık anlamıştı ki, bir ülkenin topraklarını ve özgürlüğünü koruma yolu, sınırlarının ötesindeki entrikalara karışmamaktan geçiyordu.
Bu anlayışla, Avrupalı önderlerin bile henüz düşünemediklerini düşünmüş ve sınırları kontrolsüzce genişletmenin her zaman bir avantaj olmadığını, uzun vadede felaketlere yol açtığını kavramıştı.
Bu 19 Mayıs 1919’da Anadolu insanını emperyalist işgalcilere karşı örgütleyerek hasta sanılan Anadolu halkından genç Türkiye Cumuhriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk; bugün ülkeyi yöneten liyakatsızlara yaptıklarıyla örnek olmuştur.
Sanırım “Yurt’da Barış, Dünya’da Barış” diyen Mustafa Kemal, emperyalistler adına Anadolu’yu işgal eden Yunanlılarla barışın dışında ittifak yapacak kadar barışsever bir liderdi.
103.yıldönümünü kutladığımız bu 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda Mustafa Kemal’i anlatmaya çalıştım.
