Adil Gül, küçük yaşlarda Çukobirlikspor ve milli halter takımı baş antrenörü rahmetli Cafer Eser’in sayesinde halter sporuyla tanıştı. Türkiye genelinde defalarca şampiyonluklar yaşadı. Akdeniz Oyunları ve Balkan Şampiyonaları’nda milli mayo ile temsil etti. Bir eski sporcu arkadaşının önerisiyle doping yapıcı madde kullandığı gerekçesiyle 2 yıl spordan men cezası aldı. Büyük pişmanlık duydu. Ancak, küsmedi ve yılmadı. Daha çok çalışarak rekorlar. Kırdı. Çukobirlikspor’da 20 yılı aşkın antrenörlük ve kulüp müdürlüğü yaparak milli takıma sporcu kazandırdı.
HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR
Adil Gül, 8 Ağustos 1961 yılında Adana’da doğdu. Kazım Karabekir İlkokulu, İstiklal Ortaokulu ve Erkek Lisesi’nden mezun oldu.
Okul dönemlerinde çeşitli sporlara ilgi duydu. Mahalleden bir arkadaşının önerisiyle Menderes Spor Salonu’nda 14 yaşında halter antrenmanlarına başladı. Antrenörler Ömer Haydın ve Cafer Eser’in destekleriyle kendini halterde sürekli geliştirdi.
Türkiye genelinde defalarca koparma ve silkme ve toplamda madalyalar kazandı. Akdeniz Oyunları, Balkan ve Avrupa şampiyonalarına katıldı. 1981 yılında vatani görevini yaptığı Muhafızgücü’nde bireysel ve takım halinde önemli dereceler elde etti.
1984 yılında doping nedeniyle 2 yıl spordan men cezası alan Adil Gül, daha çok hırslanarak ve dersler çıkartarak yeniden rekorlar kırdı.
Çukobirlikspor adına yarışan Adil Gül, daha sonraki yıllarda aynı kulüpte antrenörlük ve kulüp müdürlüğü yaparak milli takıma onlarca sporcu kazandırdı. Adil Gül, BÖLGE GAZETESİ‘nin sorularını şöyle yanıtladı:
Kendinizden söz eder misiniz? Eğitiminiz nedir? Hangi sporlara ilgi duydunuz. Haltere kimin vasıtasıyla kaç yaşında başladınız ?
1961 yılında Adana’da doğdum. Kazım Karabekir İlkokulu, İstiklal Ortaokulu ve Erkek Lisesi’nden mezun oldum. Okul dönemlerinde çeşitli spor dallarıyla ilgilendim. Bir komşu arkadaşımın yardımıyla Menderes Spor Salonu’nda halter antrenmanına katıldım.
Antrenmanlar hoşuma gitmeye başladı. Çok ciddi ve sistem içinde anrenörümüz Ömer Haydın ile Çukobirlikspor ve milli takım antrenörü Cafer Eser’in desteğiyle kendimi sürekli geliştirdim. Yarışmalara katılmaya ve madalyalar kazanmaya başladım. Bu kez daha çok antrenman yaparak hem antrenörlerimin gözüne girdim hem de Türkiye genelinde tanınan bir sporcu oldum.
Halter çok iyi beslenme ve dinlenmeyi gerektiren bir spor bunun üstesinden nasıl geldiniz ve ilk kulübünüz hangisiydi?
Antrenörümüz Cafer Eser, aynı zamanda Çukobirlikspor ve milli takımın antrenörüydü. Bu bizler için büyük avantajdı. Bu arada gerçekten halter sporunda beslenmenin çok önemli yeri var. Dar gelirli bir ailenin çocuğuydum. Buna rağmen ailem evde derecemi geliştirmek için, yumurta, süt, tavuk gibi protein ve besin değeri yüksek yiyecekler bulundururlardı. Çukobirlikspor adına yarışmalara katılınca beslenme konusunda sorun kalmadı. Başkan ve yöneticilerimiz Hasan Baysaler ve Ergüven Merkezli üzerimize adeta titriyorlardı. O dönemlerde müessese kulüpleri arasında en ciddi kulüp Çukobirlikspordu. Halterin yanı sıra, güreş, yüzme ve sutopu, basketbol, voleybol dallarında ülke genelinde adını duyurmuştu.
Halterde ilk resmi müsabakanız hangisiydi? Ne gibi dereceler yaptınız? Daha sonra ki yıllarda halterde ki başarılarınızdan söz eder misiniz ?
İlk resmi yarış 1979 yılında Bursa’da Türkiye Yıldızlar şampiyonasında üçüncü oldum. Daha sonra Giresun’da yapılan Türkiye şampiyonasında yine kürsüye çıkmayı başardım.
Ankara’da Yaşar Doğu Spor Salonu’nda Balkan Şampiyonasında 52 kiloda ilk uluslararası yarışmada madalya kazanmayı başardım.
1981 yılında vatani görevini için gittiğim Muhafızgücü’nde bireysel ve takım halinde önemli dereceler elde ettik. Sürekli derecemi geliştirdim. 1983 yılında milli takımla Akdeniz Oyunları için Fas’ın turizm cenneti Kazablanka’ya gittim. Daha sonra 1984 yılında biraz da arkadaşımın kurbanı olarak dopingden 2 yıl spordan men cezası aldım. Çok utandım. Bir müddet evden çıkmadım. Bu durum beni çok olumsuz etkiledi. En zirvede olduğum günlerde ceza aldım.
Doping en fazla halter sporu yapanlarda görülüyor. Neden doping yapıcı madde almaya gerek duydunuz? Bu cezadan sonra neler yaptınız? Gerekli dersleri çıkardınız mı?
Çok samimi söylemem gerekirse binlerce kez pişmanlık duydum. Bir eski sporcu arkadaşımın kurbanı oldum. Bulgaristan’dan getirdiği iğne ve hapı almamı istedi. Bende de hata var. Bunu antrenörlerimle paylaşmam gerekirdi. Çünkü bizlere sürekli tembih ediyorlardı. Aspirin bile alsanız haberimiz olsun diyorlardı. Hayatımın en büyük dersini aldım. 2 yıl kâbus gibiydi. Çok acı ve üzüntü yaşadım. Ancak, antrenmanlarıma devam ettim. Bir de doping ile suçlandığım için adeta herkesten kaçar gibiydim. Daha çok hırslandım. Daha sonra kendimi toparlayarak yeniden rekorlar kırdım.
2 yıl doping cezası bitince neler yaptınız ? Tekrar yarışmalara katıldınız mı? Ne gibi dereceler yaptınız? Eski başarıları yakalayabildiniz mi?
1986 yılında Macaristan Budapeşte’de Uluslararası Paroniye Turnuvasında dereceye girdim. Yine 1987 yılında Suriye’nin Lazkiye Kenti’nde Akdeniz oyunlarında kürsüye çıktım. Yugoslavya’da Balkan Şampiyonasında bir talihsizlik yaşadım. Antrenörler 56 kilodan 52 kiloya düşmemi istediler. Çünkü 56 kiloda yarışacak ve madalya şansı bulunan bir arkadaşım vardı. Saunaya girerek 4 kilo verdim ve Balkan üçüncüsü oldum.
Faal sporculuğun ardından antrenörlük yaptınız mı? Milli takıma gönderdiğiniz sporcu oldu mu? Bu sporcularım isimleri nedir?
Daha önceleri sporcu olarak yarıştığım Çukobirlikspor’a daha sonra antrenör olduk. O dönemlerde Çukobirlik Genel Müdürü Fevzi Şen’in yardımıyla 20 yılı aşkın antrenörlük ve kulüp müdürlüğü yaptım. Bu zaman için öncelikle Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme kurumunda genç sporcuları haltere hazırladım ve bazı müsabakalara gitmelerini sağladım. Ayrıca, okulları tarayarak haltere meraklı gençlere lisans çıkartarak yarışmalara hazırladım. Mehmet Kar, İsmail Atmaca, Arif Kıran, Talat ve Mustafa Bayam, Yunus Tunç gibi sporcuları milli takımlara kazandırdım. 2006 yılında da Çukobirlik’ten emekli oldum.
