Birbiri; Eğitimden tasarruf, kötü şartlar yaratır

Vizyon Özel Öğretim Kurumu Kurucusu Haydar Birbiri, üniversite hazırlık döneminin başladığı şu günlerde, ebeveynlerin çocuklarını özel öğretim kurumuna kayıt ettirirken, düşük ücretli olmasına itina gösterdiklerini belirterek, ‘’Bu kriter tamamen yanlış. Fiyattan ziyade, eğitim kurumunun eğitim kalitesine özen göstermeleri, çocuklarının geleceği açısından daha faydalı olacaktır’’ dedi.

***

RÖPOTAJ: Yener EKİNCİ

ADANA (BÖLGE) – Yeni bir eğitim sezonunun başlamasına sayılı günler kaldı. Bu sezon, özellikle lise ve üniversiteye giriş sınavlarına hazırlanan öğrenciler için daha çetin geçecek. Zira, pandemi sürecinden kalan yıllanmış rehaveti atabilmek için disiplinli bir şekilde ders çalışmaya ve çalıştırılmaya ihtiyaçları var. Çoğu veli ise eylül ayını yarışın başlayacağı start anı olarak görüyor ve tabiri caiz ise çocuğunu yarış atı olarak motive etmeye çalışıyor. Uzmanlara göre, bu algı tamamen yanlış ve yıkılmak zorunda. Öğrencinin üzerinde baskı kurmak yerine onu işinin ehli eğitimcilere emanet etmek, günümüz şartlarında en mantıklı olanı. Bu mantıktan hareket ederek, Sümer Mahallesi, Baraj Yolu 6. Durak civarında yer alan Vizyon Özel Öğretim Kurumu’na ziyaret gerçekleştirip, öğrencileri nasıl hazırladıklarını sorduk. Merkezin kurucusu Haydar Birbiri’nin verdiği cevaplardan anladık ki, eğitim sadece okumak ve yazmak değildir. Eğitim, kişinin bilgiyi kendisinin faydalanabilmesi için ve kişisel gelişimine katkı sağlamak için kullanmasıdır. Eğitim, insanlara aynı zamanda başkalarına bağlı kalmadan, kendi hayatlarını yönetebilme becerisini kazandırır. Hedeflerin ulaşan başarılı öğrenciler yetiştiren Haydar Birbiri ve ekibi, disiplini ön planda tutan sistemleriyle, her türlü övgüyü hak ediyor. Birbiri ile eğitim anlayışı üzerine gerçekleştirdiğimiz röportajı ilgiyle okuyacaksınız.

Kısaca sizi tanımakla sohbetimize başlayabilir miyiz?

Adana’da, 1989 yılında dünyaya geldim. Sırasıyla; Petrol Ofisi İlköğretim Okulu, Anafartalar Lisesi, Çukurova Üniversitesi Matematik Bölümü’nden mezun oldum. Daha sonra, Niğde Üniversitesi’nde formasyon aldım. Şu anda, Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 2’nci sınıf öğrencisiyim. Evli ve bir çocuk babasıyım.

Vizyon Öğretim Kurumları olarak hangi şartlarda ve imkanlarda hizmet veriyorsunuz?

Burada; 7, 8, 10, 11, 12’nci sınıflara ve üniversite sınavlarına hazırlanan gençlerin eğitim ve öğretimine yönelik faaliyet gösteriyoruz. 48 öğrenci kapasitesine sahibiz. Öğrencilerin rahat hareket edebileceği geniş bir ortama ve dijital kütüphaneye sahibiz.

Özel eğitim sektöründe öncü ve nitelikli bir eğitim hizmeti veriyorsunuz. Bu başarıya nasıl ulaştınız?

Vizyon Öğretim Kurumları bünyesinde oluşturduğumuz yapının kurumsallaşması ve sürekliliğinin sağlanması sürecinde en önemli unsurun, donanımlı ve eğitime gönül vermiş eğitimcilerle birlikte olmak, bütün ekibi “sürekli iyileştirme ve gelişim” ilkesi etrafında toplamak olduğuna inanıyorum. Biz, özenle bir araya getirdiğimiz insan gücü kaynağımızın etkin bir biçimde çalıştırılması için, bütün ekibi açık iletişim, öz değerlendirme, paydaşlardan geri bildirim alma ve sürekli iyileştirme gibi bazı temel değerlerin etrafında birleştirmeyi önemsedik. Biz iyi bir ekip kurduk, birbirimize güvendik, birlikte önemli çalışmalara, başarılara imza attık. Anne babaların bizlere emanet ettikleri en kıymetli varlıklarına ilişkin olarak aldığımız sorumluluğun bilincinde olarak bugünlere geldik.

Kurum olarak belirlediğiniz stratejileriniz nelerdir?

Doğru kariyer planlarıyla öğrencilerimizi tam donanımlı üniversite hayatına hazırlar, kişisel ve toplumsal hedeflere sahip, aranan ve tercih edilen bireylere dönüştürmeyi hedefleyerek, çağımızın bilimsel ve teknolojik gelişmelerine açık, kendine güvenen duyarlı ve saygılı nesiller yetiştirmeyi kendimize ilke edinmekteyiz. “Her fert bir değerdir” düşüncesinden yola çıkarak bireyleri toplumsal alanda çağdaş ve kültürel gelişmeler doğrultusunda hayata donanımlı bir şekilde hazırlamak, kurumsal hedeflerimizin temelini oluşturmaktadır. Şöyle ki bu hedef doğrultusunda alanında uzman eğitmenlerimiz ile sürekli yenilenen eğitim içeriklerini şartlar ne olursa olsun öğrencilerimize eksiksiz olarak sunmaktadır.

Adana’da yüzlerce özel öğretim merkezi var. Size göre tercih yapmadan önce hangi kriterleri esas almalıyız?

Mutlaka geçmiş yıllarda o kursa giden bir referans aramalısınız. Ayrıca, çok net bir şekilde hangi derslerin haftalık kaç saat olacağını, öğretmenlerin tecrübesini, ders harici etüt ve soru çözme ofislerini net bir şekilde öğrenmelisiniz. Düşük ücrete, yeni mezun öğretmenlerin çalıştığı birçok kurs mevcuttur. Sınav sistemlerinde tecrübeli öğretmenlerin yer alması verimlilik ve yararlılık açısından daha çok tercih edilmelidir.  Rehberliğin ne şekilde yapıldığını da mutlaka sorgulamalısınız.

Size göre iyi bir eğitimci nasıl olmalı, hangi özellikleri taşımalıdır?

Her meslek severek yapılmalı; ama öğretmenlik gerçekten gönülden yapılmalıdır. İdeal bir eğitimci, alanında yeterli bilgi birikimine sahip olmalı, mesleği ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olmalıdır. En zor şartlarda bile “güler yüzlü” ve “alçak gönüllü” olmayı becerebilmek de çok önemlidir. Etkileyici davranış ve konuşmaların neler olduğunu bilmesi gerekir. Zamanı en verimli şekilde kullanabilmeli, her zaman prensipli ve bilinçli hareket etmeli, hitap ettiği kitleyi “motive ederek” canlı tutmayı bilmeli, bilgisinin “etkileyici olabilmesi” için güzel bir hitabete sahip olmalıdır. Hiçbir ayırım yapmadan bütün öğrencilerine “eşit” davranmalı, başarıları ölçmede adil ve hassas olmalıdır. İyi bir eğitimci sürekli kendisini yenilemeli, bilgisayar, İnternet, yabancı dil gibi dünyaya açılan araçlardan ve teknolojik yeniliklerinden yararlanmayı bilmeli; öğrencilerle birebir diyalog içinde olmayı prensip haline getirmeli, onlarla devamlı konuşmalı ve dertlerini dinlemelidir. Öğrenciler arasında dengeli, olumlu ve tutarlı davranışlar sergilemeli, düşüncelerini davranışları ile bütünleştirebilmeli, davranış ve konuşmaları ile örnek teşkil etmelidir. Bizler, Vizyon Öğretim Kurumları’nda, eğitimcilerimizin bu özellikleri taşıyor olmalarına önem veriyor ve hassasiyet gösteriyoruz.

Her yıl eğitim verdiğiniz 48 öğrenci içerisinde başarılı olanların sayısı nedir?

Öğrencilerimizin yüzde 96’sına istediği bölümü kazandırabiliyoruz. Geri kalan yüzde 4’lük kesimi ise başarısız olarak tabir edemeyiz aslında. İstedikleri bölümü kazanamadıkları için bir yıl tekrar yapıyorlar. İkinci yılda ise hedeflerine ulaşmış oluyorlar.

Branşınızla alakalı bir soru yöneltmek istiyorum. Matematik, bir öğrenci için gerçekten korktuğu kadar zor bir ders mi?

Öğrenciler arasında matematik dersini zor olduğuna ilişkin efsaneler dolaşmaktadır. Aslında matematikle ilgili düşüncelerimiz çok küçük yaşlardan itibaren başlıyor. Çocukların derse olan önyargıları kadar ailenin tutumu da matematiğe olan bakış açısını belirleyen bir unsur olarak dikkat çekiyor. Matematiğin öğretilmesinde soyut kavramlardan ziyade somut kavramlara ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bu sayede çocukların dersi sevmeleri ve daha kolay anlamaları mümkün hale gelmektedir. Bir de dersin öğretilmesinde kullanılan yöntemlerin de önemi göz ardı edilmemelidir. Ailelerin, çocuklardaki matematik bilgisini; parmak sayma, sayıyı parmakla gösterme ya da basit toplama-çıkarma işlemleri yapabilme becerilerine indirmeleri doğru davranış kalıpları değildir. Matematik eğitiminde soyut kavramlardan ziyade somut olanlara yönelik örnekler verilmelidir. Çocuklar 10 yaşından önce somut kavramları algılayabildikleri için matematik dersi eğitiminde bu kurala dikkat edilmesi gerekmektedir. Matematik ve özellikle geometri derslerinde görsel unsurların kullanılması, dersin kolay bir şekilde anlaşılmasını sağlamaktadır. 6 yaşından önce somut kavramlarla verilen eğitimler, 6 yaşından itibaren matematiksel rakamlarla devam edebilir. Herhangi bir çocuğun sayıları 1’den 100’e kadar sayabilmesi, o çocuğun sayıları kavradığını göstermemektedir. Bu nedenle, eğitim sırasında ezberden ziyade matematiğin algılanıp algılanmadığına da dikkat edilmelidir. Çok küçük yaşlarda matematikle ilgili oluşan olumsuz düşünceler, ilerleyen yaşlarda matematik eğitiminin başarısını azaltmaktadır. Çocukların küçük yaşta bir şekilde edindikleri olumsuz düşünceler, ilerleyen yaşlarda ortadan kaldırılabilir. Aslında bu konuda öğretmenlere önemli işler düşmektedir. Matematiği çocuklara sevdirmek ve matematiğin aslında zor olmadığını onlara anlatmak öğretmenlerin görevi olmaktadır. Matematiğin soyut yüzünden ziyade, günlük hangi işlerde kullanıldığı ya da diğer disiplinlerle olan ilişkileri detaylı bir şekilde anlatılabilir. Bu sayede çocuklarda, matematiği öğrenme konusunda bir merak oluşacaktır. Matematik, bir kitapta yer alan teorilerin anlatılması ve akabinde soru çözümleri yapılmasından daha önemli bir derstir.

Matematikte başarılı olan bir öğrenci, mesleki ve sosyal yaşamında da başarılı olur mu?

Ortaokul ve lise çağında matematik, coğrafya, fizik gibi derslere girip çıkıp ‘’Bu öğrendiklerimi nerede kullanacağım?’’ diye kendi kendinize düşündüğünüz olmuştur. Oysa matematik, ne hep farklı formlarda karşınıza çıkar. ‘’Kümelerden bana ne?’’ dersiniz, türevleri sınavınızı verip biran önce aklınızdan çıkarmak için can atarsınız; ancak ilerleyen yıllarda okullar bitse de, matematiğin hep farklı alanlarda size göz kırpacağını görürsünüz. Matematik sayılardır, oranlardır, olasılıklardır. Bilginin işlenmesi, anlamlandırılması matematik ile mümkündür. Hayatın büyük bir kısmı matematiktir çünkü hayat da tıpkı matematik gibi kendini tekrar eden paternlerle doludur. Hava tahminlerinden borsadaki dalgalanmalara, gezegenlerin hareketlerine, şehirlerin planlamasına ve büyümesine kadar matematik günlük hayatımızda ve mesleğimizi icra ederken kullandığımız vazgeçilmez bir araçtır.

Okul hayatında ve yaşamda başarılı olmaları için öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Hedef belirleyerek düzenli, istikrarlı biçimde çalışmak, hatta çok çalışmak… Yaşamı ve günü planlayarak hareket etmek, kendini iyi tanımak, güçlü ve zayıf yönlerini bilmek, gelişime açık olmak, ilkeli olmak, sorumluluk almak, alınan sorumluluğu yerine getirmek, öğrenmenin ve başarmanın tadına varmak, yaptığı işi severek ve inanarak yapmak, insanları sevmek, onlara değer vermek ve en önemlisi ailelerini önemsemek diyebilirim. Tabii bunların yanı sıra, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda kendini ifade edebileceği, deşarj olacağı etkinlikler yapmak da mutluluğu ve başarıyı besleyip, destekleyecektir.

Üniversiteyi kazanmak için özel eğitim kurumuna kayıt olmadan da başarılı olabilmenin mümkün olduğunu düşünüyor musunuz?

Devlet okullarında kalabalık sınıflar var. Bir öğretmen ne kadar fedakar davranırsa davransın öğrencilerin tamamıyla ilgilenemiyor. Zaten, dersin büyük bölümü de öğrencileri susturmaya çalışmakla geçiyor. İşte bu nedenlerle oluşan açığı bizim gibi özel öğretim kurumları kapatıyor. Öğrenci, rastgele bir yere değil de istediği üniversitenin yetenek ve beklentilerine uygun bir bölümüne girmek istiyorsa iyi bir hazırlık süreci geçirmelidir. Öğrenci, açıklarını; ancak özel öğretim kurumunda giderebilmekte ve sınav hazırlığı dışında kapsamlı bir rehberlik hizmeti alabilmektedir. Özel öğretim kurumları, öğrencilerin meslek seçimleri konusunda da yardımcı olmaktadır. Burada birebir, tam konu anlatımı yapıyoruz. Konular anlatıldıktan sonra bunlarla ilgili çözümlere yer veriliyor. Öğrencinin tekrar yapabileceği ortamlar var. Özel öğretim kurumlarında ki kazanımların daha yararlı olduğu bir gerçek. Yapılan deneme sınavlarında, öğrenci heyecan ve motivasyon kazanarak ne durumda olduğunu görüyor. Okullarda kazanılan bilgi ile ÖSYM’nin istediği bilgi birikimi farklı. Bu bilgi birikimini de özel eğitim kurumları öğrenciye fazla zaman kaybettirmeden kazandırmış oluyor. En önemlisi de, özel eğitim kurumlarında öğrencilerimizin psikolojik özellikleri de dikkate alınarak gerilimleri azaltılıyor. Öğrenci gerçekten üniversiteyi kazanmak istiyorsa bence dershaneye gitmesi şart…

Bu röportajı okuyup da kayıt için başvuruda bulunan okurlarımıza, özel bir indirim yapmanız mümkün olabilir mi?

Elbette… Gazete okurları için yüzde 20 gibi ciddi bir indirim uygulayabiliriz.

Bu keyifli sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor