“Eğitimde, öğrenci takibi büyük önem taşıyor”
Terlikçioğulları Özel Eğitim Kurumları müdürü İhsan Terlikçioğulları, “Öğrencilerin başarı düzeylerinin artırılması için farklı ders çalışma teknikleri uygulanıyor; ancak öğrencinin başarılı olabilmesi için etkin bir eğitimin verilmesi tek başına yeterli olmayabiliyor. Bu yüzden öğrencinin durumunun sürekli olarak takip edilmesi gerekiyor. Uyguladığımız birebir takip sistemi ile öğrencinin gelişimini izliyor ve buna göre uygun reçete hazırlıyoruz. Bu sayede öğrenciler, eksik kaldıkları dersleri ve o derslere ilişkin konuları detaylı bir şekilde görebiliyor. Böylece başarı durumunda iyileşme ve ders çalışma sürecinin etkin bir şekilde yönetilebilmesi sağlanıyor” dedi.
***
Terlikçioğulları, özel öğretimde fark yaratıyor
ÖZEL İNDİRİMDEN FAYDALANMAK İÇİN: 0 (322) 248 76 76 – 0 (507) 614 42 43
Röportaj: Yener EKİNCİ
ADANA (BÖLGE) – Her sınıf düzeyi ve yaş grubundaki öğrenciler, devlet okullarında öğredikleriyle eğitim süreçlerini tek başlarına yönetemedikleri gibi, sorunların üstesinden gelemiyor ve zorlayıcı soruların çözümüne ulaşmakta güçlük çekiyor. İşte bu noktada devreye giren özel eğitim kurumları, sınavlarda gösterilebilecek başarı, öğrencinin iyi bir meslek sahibi ve aydınlık bir geleceğe sahip olabilmesini sağlıyor. Öğrencinin üzerinde baskı kurmak yerine onu işinin ehli eğitimcilere emanet etmek, günümüz şartlarında en mantıklı olanı. Bu doğrultuda, özel eğitim anlayışı üzerine; Turgut Özal Bulvarı üzeri, Adana Anadolu Lisesi civarında faaliyet gösteren Terlikçioğulları Özel Eğitim Kurumları müdürü İhsan Terlikçioğulları ile bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisiyle, özel öğretim sisteminin nasıl işlediğini ve öğrencilerin bakış açılarını konuştuk. Hedeflerine ulaşan başarılı öğrenciler yetiştiren İhsan Terlikçioğulları ve ekibi, disiplini ön planda tutan sistemleriyle, her türlü övgüyü hak ediyor. İhsan Terlikçioğulları, sorularımıza içtenlikle cevap verdiği gibi, ricamızı geri çevirmeyerek, röportajı okuyup da kendilerine ulaşan okurlarımıza özel, yüzde 20 indirim yapma nezaketi gösterdi. Kendisine okurlarımız adına teşekkür ediyoruz. İşte o röportaj;
Hangi şartlarda ve imkanlarda eğitim veriyorsunuz?
Birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar olan öğrencilerimize, 12 kişilik gruplar halinde VİP eğitim veriyoruz. İlkokul 1 ve 4 sınıf arası öğrencilerimize sınıf öğretmenlerimiz kontrolünde, 5 ve 8 arası öğrencilerimize ise branş öğretmenlerimiz tarafından dersler veriliyor. 9-10-11 ve 12’nci sınıf öğrencilerimize ise hazırladığımız paket programlarla, birebir dersler uygulanıyor.
Ebeveynler ve öğrenciler neden sizi tercih etmeliler?
En başta disiplini ve öğrencinin öğrenim takibini ön planda tutan bir anlayışa sahibiz. Kuruma giren her öğrencinin dış Dünya ile bağlantısı tamamen kesilir ve ona ulaşmak isteyen ebeveyni bizi arayabilir. Rehberlik uzmanımız tarafından sınıfça ve bireysel olarak yapılacak oryantasyonlarla birlikte başlayacak olan süreçte;
*Uzman öğretmenlerimizce müfredat konularının anlatımıyla,
*Konu anlatımları devam ederken ödevlendirmelerin yapılması ve konu bitiminde yapılan tarama sınavlarının uygulanmasıyla,
* Sınıfça ve gerektiğinde kişiye özel çalışma programlarının hazırlanmasıyla ve ayrıntılı sınav analizleriyle,
*Ödev takibinin günlük olarak yapılmasıyla ve gelişimin gözlenmesiyle,
*Uzman öğretmen kadrosunun desteğiyle, öğrencinin konu eksiklerinin tamamlanmasıyla ve hazır bulunuşluk seviyesinin arttırılmasıyla,
*Sınava hazırlık oryantasyonlarıyla zamanı verimli kullanarak, etkili bir çalışmanın yürütülmesinin sağlanmasıyla,
*Sınav tarihine yaklaşan zaman öncesinde çalışma kamplarımızdaki çalışma tempomuzla,
*Geniş-ferah, temiz-hijyenik, projeksiyonlu-teknoloji destekli dersliklerimizde sınav hazırlığımızı tamamlıyoruz.
Öncü ve nitelikli bir eğitim hizmeti verme başarısına nasıl ulaştınız?
Bilinçli yaklaşımlarla; tecrübe ve temeli bilgiye ve uygulamaya dayalı donanımlı ve özverili bir eğitmen kadrosuyla çalışarak; güven ve samimiyetle doğru ve bireysel çalışmayla, kararlı adımlarla ilerleyerek bu başarıya ulaşıyoruz. Biz, özenle bir araya getirdiğimiz insan gücü kaynağımızın etkin bir biçimde çalıştırılması için bütün ekibi açık iletişim, öz değerlendirme, paydaşlardan geri bildirim alma ve sürekli iyileştirme gibi bazı temel değerlerin etrafında birleştirmeyi önemsedik. Biz iyi bir ekip kurduk, birbirimize güvendik, birlikte önemli çalışmalara, başarılara imza attık. Anne babaların bizlere emanet ettikleri en kıymetli varlıklarına ilişkin olarak aldığımız sorumluluğun bilincinde olarak bugünlere geldik.
Kurum olarak belirlediğiniz stratejileriniz nelerdir?
Doğru kariyer planlarıyla öğrencilerimizi tam donanımlı okul hayatına hazırlar, kişisel ve toplumsal hedeflere sahip, aranan ve tercih edilen bireylere dönüştürmeyi hedefleyerek, çağımızın bilimsel ve teknolojik gelişmelerine açık, kendine güvenen duyarlı ve saygılı nesiller yetiştirmeyi kendimize ilke edinmekteyiz. “Her fert bir değerdir” düşüncesinden yola çıkarak bireyleri toplumsal alanda çağdaş ve kültürel gelişmeler doğrultusunda hayata donanımlı bir şekilde hazırlamak, kurumsal hedeflerimizin temelini oluşturmaktadır. Şöyle ki bu hedef doğrultusunda alanında uzman eğitmenlerimiz ile sürekli yenilenen eğitim içeriklerini şartlar ne olursa olsun öğrencilerimize eksiksiz olarak sunmaktadır.
Size göre iyi bir eğitimci nasıl olmalı, hangi özellikleri taşımalıdır?
Her meslek severek yapılmalı; ama öğretmenlik gerçekten gönülden yapılmalıdır. İdeal bir eğitimci, alanında yeterli bilgi birikimine sahip olmalı, mesleği ile ilgili bütün gelişmelerden haberdar olmalıdır. En zor şartlarda bile “güler yüzlü” ve “alçak gönüllü” olmayı becerebilmek de çok önemlidir. Etkileyici davranış ve konuşmaların neler olduğunu bilmesi gerekir. Zamanı en verimli şekilde kullanabilmeli, her zaman prensipli ve bilinçli hareket etmeli, hitap ettiği kitleyi “motive ederek” canlı tutmayı bilmeli, bilgisinin “etkileyici olabilmesi” için güzel bir hitabete sahip olmalıdır. Hiçbir ayırım yapmadan bütün öğrencilerine “eşit” davranmalı, başarıları ölçmede adil ve hassas olmalıdır. İyi bir eğitimci sürekli kendisini yenilemeli, bilgisayar, İnternet, yabancı dil gibi dünyaya açılan araçlardan ve teknolojik yeniliklerinden yararlanmayı bilmeli; öğrencilerle birebir diyalog içinde olmayı prensip haline getirmeli, onlarla devamlı konuşmalı ve dertlerini dinlemelidir. Öğrenciler arasında dengeli, olumlu ve tutarlı davranışlar sergilemeli, düşüncelerini davranışları ile bütünleştirebilmeli, davranış ve konuşmaları ile örnek teşkil etmelidir. Bizler, Terkilçioğulları Eğitim Kursu’nda, eğitimcilerimizin bu özellikleri taşıyor olmalarına önem veriyor ve hassasiyet gösteriyoruz.
Branşınızla alakalı bir soru yöneltmek istiyorum. Matematik, bir öğrenci için gerçekten korktuğu kadar zor bir ders mi?
Öğrenciler arasında matematik dersini zor olduğuna ilişkin efsaneler dolaşmaktadır. Aslında matematikle ilgili düşüncelerimiz çok küçük yaşlardan itibaren başlıyor. Çocukların derse olan önyargıları kadar ailenin tutumu da matematiğe olan bakış açısını belirleyen bir unsur olarak dikkat çekiyor. Matematiğin öğretilmesinde soyut kavramlardan ziyade somut kavramlara ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bu sayede çocukların dersi sevmeleri ve daha kolay anlamaları mümkün hale gelmektedir. Bir de dersin öğretilmesinde kullanılan yöntemlerin de önemi göz ardı edilmemelidir. Ailelerin, çocuklardaki matematik bilgisini; parmak sayma, sayıyı parmakla gösterme ya da basit toplama-çıkarma işlemleri yapabilme becerilerine indirmeleri doğru davranış kalıpları değildir. Matematik eğitiminde soyut kavramlardan ziyade somut olanlara yönelik örnekler verilmelidir. Çocuklar 10 yaşından önce somut kavramları algılayabildikleri için matematik dersi eğitiminde bu kurala dikkat edilmesi gerekmektedir. Matematik ve özellikle geometri derslerinde görsel unsurların kullanılması, dersin kolay bir şekilde anlaşılmasını sağlamaktadır. 6 yaşından önce somut kavramlarla verilen eğitimler, 6 yaşından itibaren matematiksel rakamlarla devam edebilir. Herhangi bir çocuğun sayıları 1’den 100’e kadar sayabilmesi, o çocuğun sayıları kavradığını göstermemektedir. Bu nedenle, eğitim sırasında ezberden ziyade matematiğin algılanıp algılanmadığına da dikkat edilmelidir. Çok küçük yaşlarda matematikle ilgili oluşan olumsuz düşünceler, ilerleyen yaşlarda matematik eğitiminin başarısını azaltmaktadır. Çocukların küçük yaşta bir şekilde edindikleri olumsuz düşünceler, ilerleyen yaşlarda ortadan kaldırılabilir. Aslında bu konuda öğretmenlere önemli işler düşmektedir. Matematiği çocuklara sevdirmek ve matematiğin aslında zor olmadığını onlara anlatmak öğretmenlerin görevi olmaktadır. Matematiğin soyut yüzünden ziyade, günlük hangi işlerde kullanıldığı ya da diğer disiplinlerle olan ilişkileri detaylı bir şekilde anlatılabilir. Bu sayede çocuklarda, matematiği öğrenme konusunda bir merak oluşacaktır. Matematik, bir kitapta yer alan teorilerin anlatılması ve akabinde soru çözümleri yapılmasından daha önemli bir derstir.
Okul hayatında ve yaşamda başarılı olmaları için öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Hedef belirleyerek düzenli, istikrarlı biçimde çalışmak, hatta çok çalışmak… Yaşamı ve günü planlayarak hareket etmek, kendini iyi tanımak, güçlü ve zayıf yönlerini bilmek, gelişime açık olmak, ilkeli olmak, sorumluluk almak, alınan sorumluluğu yerine getirmek, öğrenmenin ve başarmanın tadına varmak, yaptığı işi severek ve inanarak yapmak, insanları sevmek, onlara değer vermek ve en önemlisi ailelerini önemsemek diyebilirim. Tabii bunların yanı sıra, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda kendini ifade edebileceği, deşarj olacağı etkinlikler yapmak da mutluluğu ve başarıyı besleyip, destekleyecektir.
Liseyi veya üniversiteyi kazanmak için özel eğitim kurumuna kayıt olmadan da başarılı olabilmenin mümkün olduğunu düşünüyor musunuz?
Devlet okullarında kalabalık sınıflar var. Bir öğretmen ne kadar fedakar davranırsa davransın öğrencilerin tamamıyla ilgilenemez. Zaten, dersin büyük bölümü de öğrencileri susturmaya çalışmakla geçer. İşte bu nedenlerle oluşan açığı bizim gibi özel eğitim kurumları kapatır. Öğrenci, rastgele bir yere değil de yetenek ve beklentilerine uygun bir okula girmek istiyorsa iyi bir hazırlık süreci geçirmelidir. Öğrenci, açıklarını; ancak özel eğitim kurumlarında giderebilmekte ve sınav hazırlığı dışında kapsamlı bir rehberlik hizmeti alabilmektedir. Özel eğitim kurumları, öğrencilerin meslek seçimleri konusunda da yardımcı olmaktadır. Burada birebir, tam konu anlatımı yapıyoruz. Konular anlatıldıktan sonra bunlarla ilgili çözümlere yer veriliyor. Öğrencinin tekrar yapabileceği ortamlar var. Özel eğitim kurumlarında ki kazanımların daha yararlı olduğu bir gerçek. Yapılan deneme sınavlarında, öğrenci heyecan ve motivasyon kazanarak ne durumda olduğunu görüyor. Okullarda kazanılan bilgi ile ÖSYM’nin istediği bilgi birikimi farklı. Bu bilgi birikimini de özel eğitim kurumları öğrenciye fazla zaman kaybettirmeden kazandırmış oluyor. En önemlisi de, özel eğitim kurumlarında öğrencilerimizin psikolojik özellikleri de dikkate alınarak gerilimleri azaltılıyor. Öğrenci gerçekten istediği liseyi ve üniversiteyi kazanmak istiyorsa bence özel eğitim kurumuna gitmesi şart…
Bu röportajı okuyup da kayıt için başvuruda bulunan okurlarımıza, özel bir indirim yapmanız mümkün olabilir mi?
Elbette… Gazete okurları için yüzde 20 gibi ciddi bir indirim uygulayabiliriz.
Bu keyifli sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim
Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.