Aytekin: Bilgiye kolay ulaşım öğrenciyi tembelleştiriyor

Orijin VİP Özel Eğitim Kurumları kurucu müdürü Mehmet Cemal Aytekin, günümüz şartlarının sağladığı avantajlar kapsamında, bir öğrencinin istediği bilgiye rahatlıkla ulaşabildiğini; ancak bunun avantajla beraber dezavantaj sağlayan bir ortamı da hazırladığını söyledi. Aytekin, ‘’Bu avantaj, öğrencinin mücadeleci ruhunu körelttiği gibi, onları rehavete sürüklüyor. Öğrencilerin tembelleşmesini önlemek için rehber öğretmenler ve sınıf koçları tarafından ciddi müdahaleler edilmesi zaruri bir durum haline geliyor. O nedenle özel eğitim özel bir yere sahip’’ dedi.

***

Özel eğitim sektöründe 2004 yılından bu yana hizmet veren kurumda, kurucu müdür Mehmet Cemal Aytekin’in konuğu olduk…

Orijinal öğrenimin ORİJİN hali

ÖZEL İNDİRİMDEN FAYDALANMAK İÇİN: 0 (552) 649 8 649 

Röportaj: Yener EKİNCİ

ADANA (BÖLGE) – İstediği üniversitede, istediği bölümü kazanma hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyen gençlerin geleceğini hazırlayan bir mutfak görevi gören Orijin VİP Özel Eğitim Kurumu’nda, kurucu müdür Mehmet Cemal Aytekin ile öğrencilere sundukları imkan ve katkıları konuştuk. Sorularımıza içtenlikle yanıtlar veren Aytekin, bununla da kalmayıp ricamızı geri çevirmedi ve röportajı okuyup da kuruma kayıt olmak isteyenlere yüzde 20 gibi ciddi bir indirim uygulama nezaketi gösterdi. Okurlarımız adına kendisine teşekkür ediyoruz. İşte o röportaj;

Kısaca sizi tanımakla sohbetimize başlayabilir miyiz?

Adana’nın Karataş ilçesinde, 1980 yılında dünyaya geldim. Sırasıyla; Atatürk İlkokulu, Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu, Karataş Çok Programlı Lise ve Niğde Üniversitesi Matematik Bölümü’nden mezun oldum. Şu an, Çukurova Üniversitesi İşletme Bölümü’nde ikinci üniversite eğitimim devam ediyor. Evli ve iki çocuk babasıyım.

Kurum olarak hangi şartlarda ve imkanlarda hizmet veriyorsunuz?

Ağırlıklı olarak çocuklarımızı ve gençlerimizi LGS, TYT ve AYT sınavlarına hazırlamak üzerine faaliyet gösteriyoruz. Butik ve VİP özelliğimizi bozmadan, toplamda 120 öğrenci kapasitesine sahibiz ve her yıl kapasitemize yakın sayıda öğrencinin geleceğe dair hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyoruz. Güzelyalı Mahallesi ve Turgut Özal Bulvarı’nda yer alan iki binamızda, 8 derslik ve her branştan olmak üzere 40 kişilik eğitimci kadrosu yer alıyor. 6 – 8 kişilik her bir sınıfımızda, her öğrencimize tek kişilik sıralarda öğrenim veriliyor.

Belirlediğiniz stratejileriniz nelerdir?

Doğru kariyer planlarıyla öğrencilerimizi tam donanımlı üniversite hayatına hazırlar, kişisel ve toplumsal hedeflere sahip, aranan ve tercih edilen bireylere dönüştürmeyi hedefleyerek, çağımızın bilimsel ve teknolojik gelişmelerine açık, kendine güvenen duyarlı ve saygılı nesiller yetiştirmeyi kendimize ilke edinmekteyiz. “Her fert bir değerdir” düşüncesinden yola çıkarak bireyleri toplumsal alanda çağdaş ve kültürel gelişmeler doğrultusunda hayata donanımlı bir şekilde hazırlamak, kurumsal hedeflerimizin temelini oluşturmaktadır. Şöyle ki bu hedef doğrultusunda alanında uzman eğitmenlerimiz ile sürekli yenilenen eğitim içeriklerini şartlar ne olursa olsun öğrencilerimize eksiksiz olarak sunmaktadır.

Özel eğitim sektöründe öncü ve nitelikli bir eğitim hizmeti veriyorsunuz. Bu başarıya nasıl ulaştınız?

Oluşturduğumuz yapının kurumsallaşması ve sürekliliğinin sağlanması sürecinde en önemli unsurun, donanımlı ve eğitime gönül vermiş eğitimcilerle birlikte olmak, bütün ekibi “sürekli iyileştirme ve gelişim” ilkesi etrafında toplamak olduğuna inanıyorum. Biz, özenle bir araya getirdiğimiz insan gücü kaynağımızın etkin bir biçimde çalıştırılması için, bütün ekibi açık iletişim, öz değerlendirme, paydaşlardan geri bildirim alma ve sürekli iyileştirme gibi bazı temel değerlerin etrafında birleştirmeyi önemsedik. Biz iyi bir ekip kurduk, birbirimize güvendik, birlikte önemli çalışmalara, başarılara imza attık. Anne babaların bizlere emanet ettikleri en kıymetli varlıklarına ilişkin olarak aldığımız sorumluluğun bilincinde olarak bugünlere geldik.

Ebeveynler ve öğrenciler neden sizi tercih etmeliler?

En başta disiplini ve öğrencinin öğrenim takibini ön planda tutan bir anlayışa sahibiz. Kuruma giren her öğrencinin dış Dünya ile bağlantısı tamamen kesilir ve ona ulaşmak isteyen ebeveyni bizi arayabilir. Rehberlik uzmanımız tarafından sınıfça ve bireysel olarak yapılacak oryantasyonlarla birlikte başlayacak olan süreçte;

*Uzman öğretmenlerimizce müfredat konularının anlatımıyla,

*Konu anlatımları devam ederken ödevlendirmelerin yapılması ve konu bitiminde yapılan tarama sınavlarının uygulanmasıyla,

* Sınıfça ve gerektiğinde kişiye özel çalışma programlarının hazırlanmasıyla ve ayrıntılı sınav analizleriyle,

*Ödev takibinin günlük olarak yapılmasıyla ve gelişimin gözlenmesiyle,

*Uzman öğretmen kadrosunun desteğiyle, öğrencinin konu eksiklerinin tamamlanmasıyla ve hazır bulunuşluk seviyesinin arttırılmasıyla,

*Sınava hazırlık oryantasyonlarıyla zamanı verimli kullanarak, etkili bir çalışmanın yürütülmesinin sağlanmasıyla,

*Sınav tarihine yaklaşan zaman öncesinde çalışma kamplarımızdaki çalışma tempomuzla,

*Geniş-ferah, temiz-hijyenik, projeksiyonlu-teknoloji destekli dersliklerimizde sınav hazırlığımızı tamamlıyoruz.

Adana’da, özel kurs sayısı çok fazla. Size göre tercih yapmadan önce hangi kriterleri esas almalıyız?

Mutlaka geçmiş yıllarda o kursa giden bir referans aramalısınız. Ayrıca, çok net bir şekilde hangi derslerin haftalık kaç saat olacağını, öğretmenlerin tecrübesini, ders harici etüt ve soru çözme ofislerini net bir şekilde öğrenmelisiniz. Düşük ücrete, yeni mezun öğretmenlerin çalıştığı birçok kurs mevcuttur. Sınav sistemlerinde tecrübeli öğretmenlerin yer alması verimlilik ve yararlılık açısından daha çok tercih edilmelidir.  Rehberliğin ne şekilde yapıldığını da mutlaka sorgulamalısınız. Burada, öğrenci koçluğu diye bir ders ayırıyor ve belirlenen öğretmen tarafından sınıf için grup olarak yapıyoruz. Tabi ki duruma göre, birebir öğrenci koçluğu da yapıyoruz.

Her yıl eğitim verdiğiniz 120 öğrenci içerisinde başarılı olanların sayısı nedir?

Yüzde 90’ın altına düşmüyoruz. İyi eğitimci, iyi yayın ve disiplin verdiğimiz zaman öğrencilerimizden karşılığını mutlaka alıyoruz. Geri kalan yüzde 10’luk kesimi ise başarısız olarak tabir edemeyiz aslında… İstedikleri bölümü kazanamadıkları için bir yıl tekrar yapıyorlar.

Size göre iyi bir eğitimci nasıl olmalı, hangi özellikleri taşımalıdır?

Her meslek severek yapılmalı; ama öğretmenlik gerçekten gönülden yapılmalıdır. İdeal bir eğitimci, alanında yeterli bilgi birikimine sahip olmalı, mesleği ile ilgili bütün gelişmelerden haberdar olmalıdır. En zor şartlarda bile “güler yüzlü” ve “alçak gönüllü” olmayı becerebilmek de çok önemlidir. Etkileyici davranış ve konuşmaların neler olduğunu bilmesi gerekir. Zamanı en verimli şekilde kullanabilmeli, her zaman prensipli ve bilinçli hareket etmeli, hitap ettiği kitleyi “motive ederek” canlı tutmayı bilmeli, bilgisinin “etkileyici olabilmesi” için güzel bir hitabete sahip olmalıdır. Hiçbir ayırım yapmadan bütün öğrencilerine “eşit” davranmalı, başarıları ölçmede adil ve hassas olmalıdır. İyi bir eğitimci sürekli kendisini yenilemeli, bilgisayar, İnternet, yabancı dil gibi dünyaya açılan araçlardan ve teknolojik yeniliklerinden yararlanmayı bilmeli; öğrencilerle birebir diyalog içinde olmayı prensip haline getirmeli, onlarla devamlı konuşmalı ve dertlerini dinlemelidir. Öğrenciler arasında dengeli, olumlu ve tutarlı davranışlar sergilemeli, düşüncelerini davranışları ile bütünleştirebilmeli, davranış ve konuşmaları ile örnek teşkil etmelidir. Bizler, Orijin Eğitim Kurumları’nda, eğitimcilerimizin bu özellikleri taşıyor olmalarına önem veriyor ve hassasiyet gösteriyoruz.

Branşınızla alakalı bir soru yöneltmek istiyorum. Matematik, bir öğrenci için gerçekten korktuğu kadar zor bir ders mi?

Öğrenciler arasında matematik dersini zor olduğuna ilişkin efsaneler dolaşmaktadır. Aslında matematikle ilgili düşüncelerimiz çok küçük yaşlardan itibaren başlıyor. Çocukların derse olan önyargıları kadar ailenin tutumu da matematiğe olan bakış açısını belirleyen bir unsur olarak dikkat çekiyor. Matematiğin öğretilmesinde soyut kavramlardan ziyade somut kavramlara ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bu sayede çocukların dersi sevmeleri ve daha kolay anlamaları mümkün hale gelmektedir. Bir de dersin öğretilmesinde kullanılan yöntemlerin de önemi göz ardı edilmemelidir. Ailelerin, çocuklardaki matematik bilgisini; parmak sayma, sayıyı parmakla gösterme ya da basit toplama-çıkarma işlemleri yapabilme becerilerine indirmeleri doğru davranış kalıpları değildir. Matematik eğitiminde soyut kavramlardan ziyade somut olanlara yönelik örnekler verilmelidir. Çocuklar 10 yaşından önce somut kavramları algılayabildikleri için matematik dersi eğitiminde bu kurala dikkat edilmesi gerekmektedir. Matematik ve özellikle geometri derslerinde görsel unsurların kullanılması, dersin kolay bir şekilde anlaşılmasını sağlamaktadır. 6 yaşından önce somut kavramlarla verilen eğitimler, 6 yaşından itibaren matematiksel rakamlarla devam edebilir. Herhangi bir çocuğun sayıları 1’den 100’e kadar sayabilmesi, o çocuğun sayıları kavradığını göstermemektedir. Bu nedenle, eğitim sırasında ezberden ziyade matematiğin algılanıp algılanmadığına da dikkat edilmelidir. Çok küçük yaşlarda matematikle ilgili oluşan olumsuz düşünceler, ilerleyen yaşlarda matematik eğitiminin başarısını azaltmaktadır. Çocukların küçük yaşta bir şekilde edindikleri olumsuz düşünceler, ilerleyen yaşlarda ortadan kaldırılabilir. Aslında bu konuda öğretmenlere önemli işler düşmektedir. Matematiği çocuklara sevdirmek ve matematiğin aslında zor olmadığını onlara anlatmak öğretmenlerin görevi olmaktadır. Matematiğin soyut yüzünden ziyade, günlük hangi işlerde kullanıldığı ya da diğer disiplinlerle olan ilişkileri detaylı bir şekilde anlatılabilir. Bu sayede çocuklarda, matematiği öğrenme konusunda bir merak oluşacaktır. Matematik, bir kitapta yer alan teorilerin anlatılması ve akabinde soru çözümleri yapılmasından daha önemli bir derstir.

Matematikte başarılı olan bir öğrenci, mesleki ve sosyal yaşamında da başarılı olur mu?

Ortaokul ve lise çağında matematik, coğrafya, fizik gibi derslere girip çıkıp ‘’Bu öğrendiklerimi nerede kullanacağım?’’ diye kendi kendinize düşündüğünüz olmuştur. Oysa matematik, ne hep farklı formlarda karşınıza çıkar. ‘’Kümelerden bana ne?’’ dersiniz, türevleri sınavınızı verip biran önce aklınızdan çıkarmak için can atarsınız; ancak ilerleyen yıllarda okullar bitse de, matematiğin hep farklı alanlarda size göz kırpacağını görürsünüz. Matematik sayılardır, oranlardır, olasılıklardır. Bilginin işlenmesi, anlamlandırılması matematik ile mümkündür. Hayatın büyük bir kısmı matematiktir çünkü hayat da tıpkı matematik gibi kendini tekrar eden paternlerle doludur. Hava tahminlerinden borsadaki dalgalanmalara, gezegenlerin hareketlerine, şehirlerin planlamasına ve büyümesine kadar matematik günlük hayatımızda ve mesleğimizi icra ederken kullandığımız vazgeçilmez bir araçtır.

Üniversiteyi kazanmak için özel eğitim kurumuna kayıt olmadan da başarılı olabilmenin mümkün olduğunu düşünüyor musunuz?

Sınıfı kalabalık olan Devlet okulları var. Bir öğretmen ne kadar fedakar davranırsa davransın öğrencilerin tamamıyla ilgilenemez. Zaten, dersin büyük bölümü de öğrencileri susturmaya çalışmakla geçer. İşte bu nedenlerle oluşan açığı bizim gibi özel eğitim kurumları kapatır. Öğrenci, rastgele bir yere değil de istediği üniversitenin yetenek ve beklentilerine uygun bir bölümüne girmek istiyorsa iyi bir hazırlık süreci geçirmelidir. Öğrenci, açıklarını ancak özel eğitim kurumlarında giderebilmekte ve sınav hazırlığı dışında kapsamlı bir rehberlik hizmeti alabilmektedir. Özel eğitim kurumları, öğrencilerin meslek seçimleri konusunda da yardımcı olmaktadır. Burada birebir, tam konu anlatımı yapıyoruz. Konular anlatıldıktan sonra bunlarla ilgili çözümlere yer veriliyor. Öğrencinin tekrar yapabileceği ortamlar var. Özel eğitim kurumlarında ki kazanımların daha yararlı olduğu bir gerçek.  Yapılan deneme sınavlarında, öğrenci heyecan ve motivasyon kazanarak ne durumda olduğunu görüyor. Okullarda kazanılan bilgi ile ÖSYM’nin istediği bilgi birikimi farklı. Bu bilgi birikimini de özel eğitim kurumları öğrenciye fazla zaman kaybettirmeden kazandırmış oluyor. En önemlisi de, özel eğitim kurumlarında öğrencilerimizin psikolojik özellikleri de dikkate alınarak gerilimleri azaltılıyor. Öğrenci gerçekten üniversiteyi kazanmak istiyorsa bence özel eğitim kurumuna gitmesi şart…

Asgari ücretle çalışan biri de sağladığınız imkanlardan çocuğunu faydalandırabilir mi?

Kuruluş amaçlarımızdan biri de etki ettiğimiz öğrencilerimizin tamamının eşit eğitim almasıydı. Maddi durumu kısıtlı öğrencilerin de sağladığımız imkanlardan faydalanmasını istedik. Para kazanma amacı gütmüyoruz. Arzumuz, öğrenci yetiştirmek. Zaten, portföyümüzün çoğunluğunu memur ve işçi gibi orta kesim sınıfından olan ebeveynler oluşturuyor. Bunun yanı sıra; babası fabrikatör olan, bürokrat olan öğrencilerimiz de var. Hepsine aynı eğitimi veriyoruz. Herkesin bütçesine göre ödeme planları belirliyor, asgari ücretlinin bile zorlanmaması için elimizden gelen gayeti gösteriyoruz.

Bu röportajı okuyup da kayıt için başvuruda bulunan okurlarımıza, özel bir indirim yapmanız mümkün olabilir mi?

Elbette… Gazete okurları için yüzde 20 gibi ciddi bir indirim uygulayabiliriz.

Bu keyifli sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor