Bir önceki yazıda, “Esası kaçırmayalım”, halkın gündemi yoksulluk demiştik. Aradan iki gün geçti ve biraz daha yoksullaştık…
Elektrik ve doğalgaza gelen zamlar, kışın nasıl geçeceğine yönelik korku dolu mesaj verdi.
Evlerde halkın kullandığı elektrik ve doğalgaz artık yüzde 20 daha zamlı.
Sanayiciler ise elektrik ve doğalgazı yüzde 50 zamlı kullanacak…
Her gün gelen zam haberleriyle bunalan vatandaş, ne yapacağını şaşırmış durumda.
Nereden neyi kısacağını araştırmaktan bunalıma girmeye başladı
Bu son zamları çok yönden araştırmak lazım aslında.
Hani ocak ayından bu yana yüzde bilmem kaç zam yapıldığına dair istatistikler, bizi kıskanan Avrupa ile kıyaslamalar yapılsa daha fazla üzülürüz gibime geliyor.
Ama öyle olursa yine esastan uzaklaşmış oluruz!
Zaten rakamlar insanları da hiç ilgilendirmiyor.
İş bulursa asgari ücretle çalışan yoksul halk yığınları yaşam mücadelesini yarı ölü taklidi yaparak sürdürüyor!
İnsanlar doğalgaz ve elektrik zamlarından kurtulmak için daha az kullanacaklar!
Yani medeni yaşamdan imkanları ölçüsünde faydalanacaklar. Şimdi nasıl oluyor diye sorabilirsiniz; evlerinizde doğalgaz ve elektrik kullanımını azaltırsanız, ne demek istediğimi anlarsınız!
Bir de işin görünmeyen zam-zulüm kısmı var.
Sanayideki elektrik ve doğalgaz kullanımına gelen zamlar, işletmelerin maliyetini artıracak.
Peki o işletmeler ne yapacak?
Tabi ki ürünlerini daha zamlı satmaya başlayacaklar…
Lafın özü iğneden ipliğe her şeye zam gelecek.
Yapılan her zam, yurttaşı etkiliyor, biraz daha yoksullaştırıyor.
Tabi zamlar bunlarla sınırlı kalmayacak.
Yeni yılda asgari ücrete yapılacak zammı, yine yeni yıla kadar geri almak lazım!
Hep öyle olmuyor mu?
Yapılan ücret artışları hemen o ay içerisindeki enflasyona yenik düşmüyor mu?
