Politika kazanı kaynıyor, seçim atmosferine girdik.
6’lı masa, Cumhur İttifakı derken, başka ittifaklar da gündeme geliyor. Gayet normal bir durum. Zira mevcut sistemde hiç bir partinin tek başına iktidara gelmesi imkansız.
Seçim tamtamları çalınıyor, politikacılar en iyi bildikleri işi yapmaya çalışıyor.
Nedir bu iş; halkın güvenini kazanmaya çalışmak!
Politikacılar özellikle seçim dönemi öncesinde bol keseden dağıtırlar. Olmayacak işleri bile olacakmış gibi lanse ederler. İstediklerini alınca da,
“şartları sağlayamadık, öncelikli olan işler var, unutmadık ” gibisinden sözlerle mevzuyu dolandırırlar…
Yurttaşların hafızasını diri tutmak aslında bu ülküye yapılacak en büyük iyiliktir. Lakin bu hatırlatmalar tarihsel gerçekleri çarpıtmadan, salt doğrularla yapılmalı…
Politikacıların vaatleriyle ilgili de insanların hafızaları tazelenmeli. Hangi parti seçim döneminde ne dedi, sonrasında ne yaptı, ne bahane buldu?
Bütün bunlar diri tutulursa, halk sandığa giderken kafasında soru işaretleri taşımaz…
Örneğin EYT sorunu kaç seçimden önce dile getirildi değil mi?
Çözümlendi mi, hayır!
Sonuçta bugünlere kaldı, şimdi hazırlıklar sürüyor. Öyle ya da böyle bir düzenleme gelecek. Hani büyük bir yük olacaktı, hazine kaldıramazdı?
Çünkü bu kez papuç pahalı! Oylar yeterli görülmüyor.
Günümüz teknolojisinde artık her şey saklanabilir, günü geldiğinde ısıtılıp yeniden çıkarılabilir. İktidarın seçim öncesinde söz verip, daha sonra unutulan yüzlerce vaadi var.
Muhalefet ara sıra hatırlatıyor, vatandaş üzerinde duruyor mu bilmiyorum. Lakin yurttaşlar kendilerini yakından ilgilendiren konuları hiç unutmazlar.
Yurttaşlar, politikacıların seçim öncelerinde, “ Yağmasan da gürle” misali konuştuklarını çok iyi bilirler…
Cari açık, kişi başına düşen milli gelir, dış borç, ülkenin büyüme hızı…
Vatandaş, bu konuları duyar, geçer; ancak evlerinde kaynayan tencerenin doluluk oranını her gün görürler.
