ABİDİN DİNO’NU DEDESİ ABİDİN PAŞA’YA DEVAM

Ünlü mü ünlü Valimiz Abidin Paşa Hazretleri hakkında bir önceki yazıda bazı bilgileri arz etmiştik. Bugün, o yazdıklarımıza eklenmesi gereken bilgileri arz edeceğiz. Bunun için de, en büyük eseri olan Rüşdiye ile giriyoruz lafa…

Rüşdiye, Osmanlıca’da “ergenlik dönemine ait, bu döneme uygun” anlamındadır. (Görüldüğü üzere, Osmanlıca deyip geçmek olmuyor.) Eğitim alanında ise, günümüz Ortaokuluna denk gelir. Dememiz o ki; Rüşdiye yaptırmış Abidin Paşa, hem de askeri rüşdiye.

Bina, deprem tahribatı onarıldıktan sonra Adana Kültür Sanat Merkezi olarak ilan edilmiş te olsa halen hepimizin Kız Lisesi diye andığı ünlü ve zarif  yapı. Şimdilerde de yine bir elden geçirme devresini yaşıyor.

Ana giriş kapısının hemen üstünde, hakkâk, yani sanatkar taş oymacısı Vehbi tarafından düzenlenmş yazıtta şunlar söyleniyor:

Padişah-ı Osmaniyan el Gazi Abdülhamid Han-ı Sani’nin asr-ı humayunlarında Adana Vilayeti Vali-i alisi Abidinpaşa Hazretlerinin, ibka-yı namına her biri birer alamet-i bahire olan asar-ı hayriyeyi vücuda getiren himem-i aliye-i terakkiperveranesi ve bulunabilen bazı karşılıklardan maada, vilayet ahalisinin muavenat-ı külliye-i nakdiyyesiyle, işbu bina-yı ali, Mekteb-i Rüşdi-yi Askeri namına inşa olunmuştur. Tarihi Arabi sene 1300; tarih-i rumi sene 1299, Vehbi

Kısaca özetleyelim bugünkü karşılığını: Osmanlı padişahlarından 2’nci Abdülhamit zamanında, Adana’nın yüksek Valisi Abidin Paşa’nın kalıcı eserler yaratan gayretleri yanısıra, bulunan bazı karşılıklar dışında tüm Adanalıların nakit yardımları ile bu Askeri Ortaokul inşa edildi. Hicri 1300 veya Rumi 1299, bildiğimiz takvimle 1882’yi gösterir.

Rüşdiye, kısa bir süre sonra İdadi (Lise ayarında okul), daha sonra Erkek Lisesi ve nihayet 1934’ten sonra da Kız Lisesi olarak hizmet vermiş. Atatürk’ün Adana’yı teşriflerinde, bazı ziyafetler de burada, üst katta düzenlenmş.

ABİDİNPAŞA CADDESİ ABİDİN PAŞA’DAN MI?

Adana’nın uzak geçmişine erişmek, yakın geçmişini aydınlatmaktan çok daha kolay galiba. Bazen kaynaklar arası öyle farklı görüşler var ki, insan hangisine itibar edeceğini şaşırıyor.

Bize göre, Abidinpaşa Caddesi, Merhum Paşa’dan çok önce açılmıştı zaten. Hatta parke taşları da döşenmişti Ermeni Başkanlardan ya Bezdikyan Kirkor Efendi (1877-1879) veya Sinyor Artin tarafından. Zaman hükmünü yürütürken elin Fransız oğlu, elin İngiliz oğlu ve dahi elin Rus oğlu Ermenilerle aramızı öyle bozmuş, aramıza öyle nifak sokmuş ki, yüzyılların dostluğu saman alevi gibi yok oluvermiş. Ve o kadar kan dökülmüş ki, eskilerin adını anmak bile imkansız hale gelmiş. Haa, şurası doğru, Merhum Abidin Paşa, bir çok dar sokakları genişletmiş, caddeleri çapak çıkıntılardan arındırıp çağdaş hale getirmiş. Büyük ihtimalle, bu caddeyi de genişletip biraz daha adam eden kişidir Abidin Paşa.

KOCA PAŞA’MIZIN İBRETLİK YAŞAMI

Yaşam öyküsünü Meydan Larousse’tan aldık; şöyle diyor:

Osmanlı veziri, mesnevi yorumcusu (Preveze 1943-İstanbul 1906). Arnavutluk Hanedanından Ahmet Dino’nun oğlu. İlk görevine İstanbul’da silahşör olarak başladı. Sonra kaymakamlık, mutasarrıflık, valilik, vezirlik gibi çeşitli devlet hizmetlerinde bulundu. Ölümünden az önce Yemen Islahatı’nın görüşülmesi için Rodos’tan İstanbul’a çağrıldı. Yıldız Sarayı’nda yapılan bu görüşmeler sırasında ansızın can verdi.

Abidin Paşa, Arnavutça’dan  başka, Arapça, Farsa, Fransızca ve gayet iyi Rumca bilirdi. Yunan dili ile yazılmış şiirleri İstanbul’da ve Paris’te yayınlanmıştır. İstanbul Borsa muamelelerine dair yazdığı bir kitap Maarif Nezareti’nin (Eğitim Bakanlığı’nın) müsaadesi ile neşredildi (yayınlandı). Birinci ve İkinci dereceli seçimlerin nasıl yapılacağına ait  tasarıyı da Padişahın emri ile o hazırlamıştı. Mevlana’nın Mesnevi’sini 1884’te açıklama notlarıyla Türkçe’ye çevirmeye başladı. Birinci cildi şerhli (açıklamalı) olarak basıldı. 3 baskısı vardır. Ayrıca çeşitli konularda risaleler yazdı.

SON SÖZÜMÜZ  KISACIK ÜÇ CÜMLEDEN İBARET!

Torun zaten Adana’da idi; şükür heykelini de Büyükşehir Belediyesi Kuzeyine oturttular.  Marifet, Paşa Abidin’i evine getirmek.

Abidin Paşa’nın Adana’da heykeli yok, biliyor musunuz! Hatta, “Kız Lisesi” binasının yanında bile yok!

Ne diyelim; olur inşallah!..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor