Adam gibi yalnızlık
Ali AKILLI
İnsani duygularla beslenen insanların
yalnızlığı başkadır. Onlar mal mülk gücüne değil yürek zenginliğine bakarlar.
Herkesten derin bakarlar hayata. Akıntıya karşı yüzmekten yorulmuşlardır.
Sessiz çığlıklar atarlar da, ulaşmadan geri döner kendilerine.
***
Geçmişe uğrarken geleceği mavi boyamayı ne çok isterler de, çaresizlikleri
ayaklanır günün her saati.
Eski zaman şarkıları yüreklerini yırtarak geçer. Özlemleri ülkenin
bütünlüğünedir, gerçek dostluğa ya da aşka! İnsanın insana sevgisizliği
artarken, nefret ve şiddet her geçen gün biraz daha ayaklanırken.
Duygularıyla yaşayan insanlar ne yapsın? Kendilerine saklanmaktan başka.
***
Tamiri imkansız sökükleri vardır, hikayeleri eskimez. Kahreden kahramanlarla
doludur hayatları.
Sırtlarına saplanmış hançer izleri, ayrıntılarda sayısız darbe. Gocunmadan
ağlarlar sevdiklerine, kaybettiklerine. Yine de bir duvar yazısı gibi durur umutları.
“Dipteyken bile şansı vardır denizyıldızlarının.”
***
Sofralardaki bereketi, yüreklerdeki merhameti ararlar. Kan dökerek çizilen
sınırlara itiraz ederler, kadersiz ölümleredir isyanları. Barışa ve
kardeşliğedir tutkuları, insana ve cana. Renklerin kayıp cennetinde çocuk
resimleri çizerler camlara. Yaşam alanlarında kitaplarının sözü geçer. Ne
teknolojiye hayranlıkları vardır, ne sanal aleme.
***
Onlar eski zaman serçeleridir, gönül kırıntılarıyla beslenen. Demode
sayılırlar, eskiyince kapının önüne konan terlikler gibi. İnadına faytonlara
binip, içlerindeki çocukları gezdirirler.
Burun kıvırırlar plazalara rezidanslara. Hala mahallelerdeki yürekli
delikanlılık günlerini ararlar.
Ve şimdi kahrolurlar, mevcut düzene bakıp. Bir sızının ilmeğinde sallanırken,
gözleri de yürekleri de asılı. Baş ağrıması, diş ağrıması neyse ama. İnsanın
içinin acıması başka bir şeydir..