ADANA-MERSİN DEMİRYOLU BUGÜN 133 YAŞINA GİRİYOR

Amerikalıların “Büyük Savaş” dedikleri çarpışmalar olmasaydı Adana-Mersin Tren Hattı belki de çok daha sonraları açılacaktı. 600 bin askerin can verdiği İç Savaş, Amerika’nın Kuzey ve Güney eyaletleri arasında 12 Nisan 1861’de patlamış, tam 4 yıl sonra, 12 Nisan 1865’te Kuzeylilerin galibiyetiyle sona ermişti. İnsani yaklaşım dışında bizi ilgilendiren yanı ise savaşın ana nedeni diyebileceğimiz pamuk  ve köle meselesi.  Endüstrisi gelişen Kuzey’de kölelik kaldırılmışken, Güneyliler buna karşı durmuştu. Boğaz tokluğuna ve şafakla başlayıp karanlık çökünceye kadar çalışan köleler sayesinde pamuğu ucuza mal ediyorlardı. Başta en büyük alıcı İngiltere olmak üzere Avrupalılar da malı Güney’den almayı tercih etmekteydiler. Lincoln, köleliğin her tarafta kaldırılmasında ısrarlıydı fakat Güneyli 13 eyalet buna karşı duruyordu. Karşı duruş nedenlerinden biri de, Güneydeki kölelerin esaretten kurtulmak için Kuzey’e kaçma olasılığıydı. Gerçi bu olasılıktan ziyade gerçeğin başlangıcıydı. Kuzeyliler de, Güneydeki kölelerin kendi tesislerinde düşük ücretle çalışmasını istiyordu.

Karşılıklı atışmaları, sataşmaları yakından takip eden Avrupalılar savaşın gelmekte olduğunu ve pamuk gelişinin tehlikeye gireceğini görmüşlerdi. Önlem için de İstanbul’daki sarayın kapısını çaldılar. Tahtta Sultan Abdülmecit oturmaktaydı. Konuklar en tatlı dilleri dökerek Adana ve Mısır’da pamuk tarımının geliştirilmesiyle Devlet-i Ali-yi Osmani’nin neler kazanacağını anlattılar. Padişah ikna oldu ve Avrupalılar tohum-kredi-teknik eğitim vaadi ile istediklerini koparmış oldular.

Başta Adana olmak üzere pamuk tarımında inanılmaz bir gelişme oldu. Ancak, üretilen pamuğun vapurlara yüklenmek üzere Mersin’e taşınması kolay değildi. İngiliz ve Fransız yetkilileri bu kez de Sultan İkinci Abdülhamit’e baş vurarak “Geliniz Adana-Mersin arasında tren çalıştıralım. Ray-may sorun değil, biz sağlarız dediler.

İrade-i Sen’iye-yi Padişahi ile, yani Padişahın Yüce İradesi ile projenin gerçekleştrilmesi için harekete geçildi. 1883 yılının Ocak ayında Yapım ve İşletme imtiyazı (ayrıcalık) Mehmet Nahit Bey ile Kara Todori Paşa’ya (Costaki Theodoridi) tanındı. Hat temeli 1883 baharında, Adana Valisi Abidin Paşa tarafından atıldı. Ray döşemesi sürerken 31 Ocak 1865’te Fransız Baron Evain de Vandeuvre imtiyazı devraldı ve kurduğu şirket adına tahvil çıkararak sermaye toplamaya başladı.  Yoğun çalışmalar sonunda 67 kilometrelik hat 5 Temmuz 1886’da tamamlandı. Dört hafta sonra da, 2 Ağustos 1886’da ilk tren Adana’ya geldi.

Adana’da birkaç yıldır bir tren efsnesi sürüyordu. Suyla ve kömürle çalışan dev bir makineye bağlı arabalar onlarca kağnı yükünü hem de hızlı biçimde taşıyabilecekti. “Onlarca kağnı” ölçütü önce “Yüzlerce”, sonra da “Binlerce” kademesine erişti. Doğal olarak halkın merakı da artan kağnı paralelinde yüselmekteydi. Sabırların taşmak üzere olduğu bir gün, 2 Ağustos’ta  trenin istasyona giriş yapacağı haberi yayıldı. Tabii ki istasyon, Eski İstasyondu.

Adanalılar hat başını öyle bir doldurmuştu ki, Allah bilir Ekrem İmamoğlu mitinglerinde bile bu denli kalabalık görülmeyecekti. Nihayet koca heyula gümbürtülerle, homurtularla; beyaz  buhar kara duman ve kulakları sağır edecek güçte daha önce duyulmamış düdükle istasyona giriverdi. Görünüşü ve kopardığı gürültüye bakarsanız Kaf Dağı’nın ardındaki canavardan farlkı yoktu. Merakla toplanmış o koca kalabalık ürktü ve insanlar kaçışmaya başladı. Neyse ki, o patırtı-kütürtü ve görüntünün ardında kötülük değil iyilik olduğu kısa sürede anlaşıldı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor