ADANA SEBİİİLL!..

Yaşıma bakarak “Tarih kadar eski” diyebileceğim zamanlarda çok duyduğumuz sözcüktü Sebil. Haftada bir iki kez aşlamacıların “Sebiiiill!..” diye bağırdığını işitenlerden bazıları kâsesini, bodicini(*) kapıp sokağa fırlar, beleş aşlamadan yararlanırdı. Sebil, ya adak üzerine, ya da fazladan sevap yazdırmak için aşlamacıya elindeki ürün kadar veya daha fazla parayı vermekle gerçekleşirdi.
Kitaplar “sebil” sözcüğünü şöyle anlatıyor: “Karşılıksız olarak herkese bol bol dağıtmak.” Buraya kadar tamam, değil mi!.. Buyurunuz öyle ise…
ADANA SEBİİİLL!..
Bir söylenti giderek yaygınlaşmaya başladı. 25 kadar ilçe il yapılacakmış. Aralarında Tarsus ve Kozan da var. Gerçekleşirse, Adana, dalları-budakları kesilmiş, gövdesinin yarısını baltaya feda etmiş kütük haline dönebilir.
Tarsus’a bakalım; il olursa ilçe olarak hemen bağlayacakları Tuzla ile
Pozantı var. Kozan il olursa, Feke’yi, Saimbeyli’yi, Tufanbeyli’yi ve
olasılıkla İmamoğlu’nu koparabilirler.
Devlet Bahçeli ile Tansu Çiller arasında varılan anlaşma üzerine Osmaniye’miz elimizden alındı. Beraberinde de Bahçe, Kadirli, Sumbas, Toprakkale, Düziçi ve Hasanbeyli’yi götürdü. Türkiye’nin dördüncü büyük vilayeti idik, altıncılığa terfi ettik. Tarsus ve Kozan il olursa elimizde kala kala Karaisalı, Ceyhan, Karataş, Yumurtalık kalacak. Hatta, belki Yumurtalık da kısman Osmaniye’ye verilecek; öyle bir istek vardı çünkü.
SARI ÖKÜZÜMÜZ RADYO OLDU
Sarı Öküz masalını bilirsiniz Yemyeşil otlakta öküz sürüsü keyifle yaşıyormuş. Gel gelelim yakın çevredeki aslanlar sürüyü rahat bırakmıyor, her fırsatta saldırıyormuş. Öküz deyip de geçemezsiniz; güçlü, kuvvetli, ay gibi boynuzlu irice hayvan. Her defasında saldırıları ufak tefek sıyrıklarla atlatabilmişler. Giderek zayıflayıp güç yitiren aslanlar “Buralarda ekmek yok, en iyisi başka yere taşınmak” demişler. Nereye gidebileceklerini tartışırken topal aslan söze girip “Bırakın bu zırvaları…” demiş, “Ben bu sorunu çözerim.” Topal Aslan elinde beyaz bayrak, varıp gelmiş öküz sürüsünün olduğu yere. Öküzler öküz ama o kadar da öküz değiller elbette; beyaz bayrağın barış anlamında olduğunu bildiklerinden aslanı buyur etmişler. Topal, “Helâllik istemeye geldim. Size saldırıyorduk evet, ama hep şu aranızdaki sarı öküz yüzünden. Rengi gözümüzü kamaştırıyor. Biz de barışseverliğimizi unutup üstünüze geliyoruz. En iyisi verin onu bize, bu savaş bitsin” demiş.
Öküzlerin öküzlüğü tutmuş, topal aslana inanmışlar. Aralarındaki yaşlı, benekli öküzün itirazlarını dinlemeyip vermişler sarı öküzü aslanlara. Aradan iki hafta geçmiş, üç hafta geçmiş ve sürüye saldıran olmamış. Dördüncü haftaya girerken karnı zil çalan aslanlar bir kez daha öküz sürüsünün kapısını çalmış. Vakit geçirmeden de, “Ne kadar barışsever olduğumuzu kanıtladık. Sizi rahat bıraktık. Fakat aranızdaki uzun kuyruklu öküzden çok rahatsız oluyoruz. İçimizden tekrar saldırmak geçiyor. En iyisi onu da verin, barış sürecini koruyalım” demiş. Benekli ihtiyarın yine itirazını dinlemeyip uzun kuyruğu da vermişler. Böyle böyle, türlü bahanelerle sayısız öküz aslanlara yem olmuş. Kalan birkaçı ise, artık aslanlara karşı koyamaz hale gelmiş.
Biri ah çekip kalan birkaç öküze dönerek “Aslanları alt edebiliyorduk. Neden bu hale düştük. Yakında bizler de birer birer yem olacağız. Niçin, niçin?” diye sormuş Bu kez İhtiyar Benekli Öküz, “Savaşı, sarı öküzü verdiğimiz gün kaybettik. Vermeyecektik Sarı Öküzü” diye cevaplamış.
Biz de Adana Radyosunu, Havalimanımızı, Osmaniye ve ilçelerini, Karayolları ile DDY Bölge Müdürlüklerini vere vere zayıflayıp iğne-ipliğe döndük. Tarsus ve Kozan’a da kaptırırsak, geriye ipliğin elyafından başka bir şeyi kalmayacak sanki.