ADANA’DAKİ KOYU MAVİ OTOBÜSLERİ ANIMSARIZ

Daha çok sbahları ve akşamüstü rastlardık. Buınlar kocaman, koyu mavi otobüslerdi. Yanılmıyorsam plâkalarında “USAF” yazısı ve bazı rakamlar olurdu. Birkaç yerinde de sarı renkte “TUSLOG BUS” ya da “SCHOOL BUS” yazılıydı.
Anlaşılmıştır; bu kocaman kocaman araçlar İncirlik’teki Amerikalılar ve çocukları içindi. Ayrıntılara girmeden önce yukarıdaki İngilizce sözcükleri açıklayalaım:
USAF; United States Air Forces (Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri)
TUSLOG: The United States Logistic Groups (Birleşik Devletler Lojistik Grubu)
BUS: Otobüs
SCHOOL: Okul…
KOMŞUMUZ OLURLARDI
O yıllarda İncirlik Hava Üssü’nde ve bağlı tesislerde çalışan binlerce Amerikalı vardı. Pek çoğu da kentimizin belli-başlı mahallelerinde kiraladığı evde oturmaktaydı. Yani sokaklarımızda Amerikalı çocuklar da oynardı. Hep söylerim, bizim kuşak bu nedenle iyi İngilizce konuşur.
İşte, otobüsler de, aramızda yaşayan Amerikalıları işyerlerine, öğrencileri de okuluna götürüp getiren servis araçlarıydı.
ALIŞVERİŞTE, PİKNİKTE
Mağaza diyemeyeceğim; bakkal dükkânlarında, tuhafiyecide, kahvehanelerde, gazinolarda ve piknikte Amerikalılarla karşılaşabiliyorduk. Baraj Gölündeki bir adaya da Amerikan Adası demiştik. Çünkü buraya ailece yüzmeye gelirlerdi.
BAHSEDELİM ÜSTEN
Lise son sınıfı bitirdikten kısa bir süre sonra sınavdan geçip İncirlikte, Piyeks denilen mağazalar kompleksinde işe başladım. Giriş aylığım öğretmen maaşının üç katıydı. Feda edilecek gibi değildi. Hemen Ankara İktisadi ve Ticari Bilimler Özel Yüksek Okulu’na yazıldım. Devam mecburiyeti yoktu. Hem okuyacak hem de esaslı para kazanacaktım. Mağazalardan biri gıda, ev eşyaları, kırtasiye, temizlik maddeleri, sigara gibi temel ihtiyaç maddelerini satıyordu ki, ben burada başladım. Grubun tuhafiye-konfeksiyon, manav ve içki mağazaları da vardı.
Amerikalılar, üsteki süt fabrikasından, kocaman fırından yararlanabiliyor, tam teşekküllü Bowling Salonunda eğlenebiliyordu. Havuzları, sinemaları, gazinoları vardı. Bazı ürünler ve gazetelerin günlük olarak Frankfurt üzerinden geldiğini söylerlerdi. Bir de aylık veya 15 günlük Incirlik Insider diye yerel gazeteleri vardı. Adana’da Vatandaş gazetesi Matbaasında tertiplenerek basılan tabloid, 8 sayfa gazete. Üsteki sosyal yaşamdan, okullardan, Adana ve çevresindeki kültürel ve doğal miraslardan fotoğraflarla bahseden gazeteydi.
FOR RENT
Eli-yüzü düzgün ev sahipleri pencerelerine “Kiralık” değil, İngilizcesini, yani “For rent” ifadesini yapıştırıyordu. Çünkü Amerikalı hem iyi para veriyor, hem de belli bir süre sonra memleketine gideceği için “Çık-Çıkmam” kavgası olmuyordu. Bir iyi tarafı da, ayrılan Amerikalı yerine kendi memleketlisi birini getiriyordu.
ÇEKİLDİLER
Çekildiler. Adana’da neredeyse hiç biri kalmadı. Ne oldu, neden gittiler sorusuna sonraki yazıda cevap bulmaya çalışalım.