ADANALI BİNLERCE KADIN 8 MART’TA MEYDANLARDAYDI

(HABER MERKEZİ)-Adana Kadın Platformu’nun düzenlediği Adana’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla binlerce kadın meydanlardaydı.
Kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve çeşitli demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla gerçekleşen miting, Kasım Gülek Köprüsü’nden başlayarak Uğur Mumcu Meydanı’nda devam etti. Eylemde kadın hakları, eşitlik ve özgürlük talepleri yüksek sesle dile getirildi. Tertip Komitesi adına Gülcan Aydın ve Sadet Çağrı Coşkun’un konuşma yaptı.
Saygı duruşunun ardından tertip komitesi adına konuşmalar yapıldı, Eğitim Sen Erbane grubu sahne aldı, daha sonra müzik dinletisi gerçekleştirildi halaylar çekildi.
Tertip komitesi adına Gülcan Aydın ve Sadet Çağrı Coşkun tarafından okunan açıklamada şunlar ifade edildi.
Sevgili Kadınlar, 8 Mart emeğimizin sömürüsüne, görünmez kılınmasına, ayrımcılığa; her türden baskıya ve şiddete karşı direnişi simgeleyen önemli bir mücadele günü. 8 Mart 1857’de New York’ta dokuma işçisi kadınların daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadele sırasında katledilmelerinin anısına, dünyanın dört bir yanında, evde, sokakta, iş yerlerimizde, emeğimiz, haklarımız ve yaşamlarımız için yan yana dayanışmaya ve mücadeleye devam ediyoruz.
Bugüne kadarki kazanımlarımız, tarihimizden aldığımız güç ile ördüğümüz mücadelenin sonucudur. Ataerkil sistemin her döneminde en görmezden gelinen, en çabuk vazgeçilen, taviz verilen ve en çok saldırılan kadınların haklarıdır. Bu kez de 8 Mart’ı hayatlarımız ve özgürlüklerimiz üzerinden pazarlıklar yaparak bir araya gelen ülkenin en gerici ittifakına karşı örgütlüyoruz.
Neoliberalizmin “en sadık” uygulayıcısı olan siyasi iktidar, 23 yıldır kadınların mücadeleyle elde ettiği kazanımlarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı politikalarla bir rejim inşa ediyor. Kadınlara ve LGBTİ+lara yönelen şiddet, hem iktidarın uygulamaları ile hem de sokakta artarak devam ediyor. Son on yılda kadın cinayetleri üç kat arttı, cezasızlık politikaları derinleşti; eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren birçok kadın derneği kapatıldı; haklarını arayan kadınlar, LGBTİ+lar kolluğun şiddetiyle karşılaştı; gökkuşağı renkleri dahi yasaklandı.
Şiddetsiz Bir Yaşam İstiyoruz! Dünya genelinde her 3 kadından 1’i fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Türkiye’de ise kadın cinayetlerinin geldiği boyutu, 2024’ün Ekim ayından bu yana endişeyle takip ediyoruz. 2024’ün son aylarında Narin’in ailesince katledilmesi ve izleyen günlerde artan kadın cinayetleri, eril yargının Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin’in katilinin haksız tahrik indiriminden faydalanabileceğine hükmetmesi bir kez daha bu iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadele niyeti olmadığını gösterdi.
Bizleri birey olarak görmeyen, aile içinde toplumsal cinsiyet rollerine hapsedip kamusal alandan uzaklaştırmaya çalışan iktidar bloğunun 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etmesine, bu söylemle ve beraberindeki politikalarla kadınları eve, aileye ve erkeğe tabi kılmanın zeminini oluşturmasına karşı sözümüzü örgütlüyoruz.
Yasaklamalarda sınır tanımayan ve 2025 yılını “Aile Yılı” ilan eden iktidar, bu kez de LGBTİ+ haklarına yönelik yeni kısıtlamalar getirmeyi amaçlayan bir yasa tasarısı hazırladı. Bu ve benzeri pek çok olumsuz düzenlemenin yer aldığı taslağı kabul etmiyoruz.
Sevgili Kadınlar, Bir yanda işsizlik, tam zamanlı ve güvenceli iş bulmanın zorluğu, diğer yanda işten çıkarmalar, fişleme politikaları ve artan enflasyon ile insanca çalışma ve yaşama hakkımız engelleniyor. Tütün, tekstil, sanayi gibi sektörlerde kadın işçilere ağır koşullar dayatılıyor. Kadınlar, havalandırma sisteminin olmaması nedeniyle zehirli havayı soluyor, yazın kavurucu sıcaklıkta, kışın ise soğukta çalışmak zorunda kalıyorlar. Kadınların temel ihtiyacı olan tuvalet ve temiz suya erişiminde zorluklar çıkarılıyor. Kadın işçiler bayılana kadar fazla mesaiye bırakılıyor, taciz, hakaret ve baskılar ise günlük ve sıradan olaylar haline geliyor.
Demokratik bir ülkede eşit, özgür yaşama talebimiz de suç sayılıyor. Toplumsal muhalefet hedef alınmış durumda. Seçilmiş belediye başkanları ve eş başkanları birbiri ardına görevden alınıyor. Doğrudan atamalarla yerel yönetimler kayyumlara devrediliyor.
Sevgili Kadınlar, Geçmişten bugüne mücadele ederek, örgütlenerek, direnerek ve dayanışarak dünyayı değiştiriyoruz. Bizi evle, savaşla, yoksullukla ve baskıyla kuşatmaya çalışan erkek egemen sistemin getirdiği eşitsizliğe, baskıya ve bizi susturmaya, haklarımızı gasp etmeye çalışanlara karşı birleşelim, mücadeleyi büyütelim.
Sevgili Kadınlar, Bir Kez Daha Bu Meydandan Taleplerimizi Yineliyoruz:
-İstanbul Sözleşmesi’ne dönülsün!
-6284 Sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulansın!
-Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilsin!
-Esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilsin!
-ILO’nun İşyerinde Taciz ve Şiddeti Önlemeye yönelik 190 sayılı Sözleşmesi uygulansın!
-Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlansın!
-Çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulsun!
-Ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar DERHAL hayata geçirilsin!
-Tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşleri açılsın!
-8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılsın!
-Kadınlar ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler yapılması için Kadın Bakanlığı kurulsun!
-Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.
-Evde, işte, tarlada, okulda emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününü kutluyoruz.
-Kadınlar örgütlendiğinde, birlikte mücadele verdiğinde dünya değişir!