ADANALI İLE DALGA GEÇMEK HADDİNİZ DEĞİL NACİ HOCA!

Adana ve çevresinin deprem tarihinden bazı sayfaları seri yazılarla vermiştim. “Bu kadarı yeter” dedim ve o gündür, bugündür bu konuya el atmadım. Fakat geçtiğimiz hafta sonundan bu yana içimdeki kurt beynimi kemirdikçe gelişti, büyüdü ve artık çekilmez hale geldi. O nedenle yazıyorum…

Efendim, Profesör Doktor Naci Görür Hoca, her depremde televizyonlarda gördüğümüz, dikkatle dinlediğimiz önemli bilim adamlarımızdan biridir. Bunu elbette teslim ederiz. Asrın Felâketi sayılan Kahraman Maraş depremlerinden sonra da ekranlarda sık gördüğümüz bilim insanları arasındaydı. Alanındaki görüş ve önerilerine toz konduramayız. O günlerdeki tek rahatsızlığımız, memlekette bilgi, deneyim ve becerisini uluslararası plâtformlarda kanıtlamış o kadar inşaat mühendisi varken, bu hocaların inşaat teknik ve teknolojisi üzerine de derinliğine konuşmalarıydı.

GELELİM ADANA’DAKİ MELİH BAKİ’SİZ PANELE

İki gün süren, panel geniş katılımlıydı. Elbette buradaki görüşler, öneriler yaşamsal ağırlık taşıyacak kadar önemli. Bunlara söz söylemeye ne bilgimiz, ne görgümüz, ne de terbiyemiz cevap vermez. Ancak, Adana’da, yöredeki her türlü yer hareketini ciddiyet, özen ve özveriyle takip eden Jeofizik alanında geniş deneyime sahip Melih Baki’nin panelistler arasında yer almaması anlaşılır gibi değildi.

Hocalar genel çerçevede ne kadar bilgili olurlarsa olsunlar, yereldeki sismolojik akımı, yer hareketlerindeki dinamiği, atım yönünü kılcal damarlarına kadar izleyemez. Fakat Melih Baki bütün bunları, hareket adeta yer altında geziniyormuşçasına bilir. Yani, o panelin cilâsı olabilecek verileri ancak hemşerimiz Baki verebilirdi. Neden çağrılmadı? Bence Adanalı olduğu için çağrılmadı. Bir nevi aşağılık kompleksi yani. Bu kompleksi, Adana’nın 100’üncü Kurtuluş Yıldönümünde de bizzat gördüm. Kurtuluşla ilgili kitap Adanalılar dışındaki kişilere sipariş edilmişti.

PEKİİ NACİ HOCA’NIN İTHAMINA NE DENİR?

Sayın Naci Görür ikinci günkü konuşmasında hızını alamayıp Adanalılarla dalga geçti. “(Hani siz Adanalıyık, Allah’ın adamıyık) diyordunuz. Sokaklar bomboş. Nerede Adanalıların cesareti” gibi cümleler sarf etti.

Eskilerin “Mefhum-u muhalif” dedikleri yolla, bu sözleri tersten okuyunca görüyoruz ki, değerli bilim insanımız Adanalıları korkaklıkla itham etti. Belki saptadığı doğruydu. Özellikle yüksek apartman sakinleri dağa, bağa, yaylaya ve hatta çadırlara göçmüştü. Fakat, söyler misiniz Sayın Naci Hoca, bu harekete zorlayan, siz ve sizin gibi uzmanların günlerce ve defalarca “Şimdi sıra Adana ve Kıbrıs’ta!” diye bas bas bağırmanız değil mi? Neyse ki, Melih Baki hemşerimiz sizin yarattığınız yoğun toz-duman içinde çıkıp “Tehlike yüzde 85 azalmıştır” diyerek yüreklere su serpti. Ardından Pampal Hoca da benzer tesellilerle görüş bildirdi ki, o da zaten bu yörenin çocuğudur.

Bilim insanlarının sözüne saygı göstermek, sizce “Korkaklık” mı oluyor? Anlaşılan, ahmaklıkla cesaretin hangi kefelerde olduğunu unutmuşsunuz. Hoca, gözünüz ve kulağınız yerin kilometre altındayken yer üstündeki kavramlara bu kadar yaklaşmanız doğru değil. Sizi, kendi adıma şiddetle kınıyorum Sayın Naci Hocam. Buna karşın, yine de kendi alanınızdaki yaklaşımlarınızı saygı ile takip edeceğim. Bilmem anlatabildim mi?

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor