İstanbul’da Emirgan var, var ama, o eski, o ünlü, o Cennet gibi Emirgan tarihe karışmış vaziyette. Yanı, o Emirgan yok!
Adana’da da Emirgan vardı. Levhasında Emirgan Aile Çay Bahçesi yazardı ama bizler kısaca “Emirgan” der, geçerdik. İlkbahar ortasından başlar, Ekim ortalarına kadar açık kalırdı. Kömür ateşli semaverde çay servisiyle burada tanıştık. Nezih bir aile bahçesiydi. İşletmecisi Asfalt Rıza olunca, ayarı sapmışlar yaklaşamaz, önünden bile geçemezdi.
Sahnesi zengindi. Yerel sanatçılarla açılan program genelde tuluat diyebileceğimiz temsillerle sürer, program, isim yapmış bir ses sanatçısıyla sonlanırdı. Hayri Küçükler’i, Nejat Uygurlar’ı ve daha nice sahne sanatçılarını ağırlamıştı Emirgan sahnesi.
O Emirgan uzun bir süre önce kapandı. Yeri, belediyenindi: Zamanla, TRT’yi Adana’ya getirmek için kolları sıvayan Başkan Durak, “Gelin size mutena bir de yer verelim, elden gelen desteklerimizi de esirgemeyiz” deyince, halkın parasıyla ayakta duran TRT gelmiş, burayı sahiplenmişti.
Yerini tarif edeyim; Büyükşehir Belediyesine sırtınızı verip karşı sağ çaprazınıza bakınca, alt katları hastane olan çok yüksek binayı göreceksiniz. İşte, o binanın hemen Kuzeyindeki ağaçlı, yeşillik alan. Şimdilerde TRT Arsası diye biliniyor.
Fabrikaları, Limanları, kupon arazileri ve hatta, askeriyeye ait Tank Palet Fabrikasını sattık. Ardından Yüce Tanrı’nın cennet köşelerinden kopyelnerek memlekete lütfedilmiş Kaz Dağı gibi yerlere maden ruhsatı verdik. O da yetmedi, Artvin’in eşi-menendi olmayan ormanlarına madencileri soktuk. Demek ki delik çok büyükmüş, Sayın RTÜK Emirgan’ı satıyor. Düşünebiliyor musunuz, Atatürk Parkı dışında, koca bulvarda yeşil alan olarak başka yer yok.
Gazeteniz BÖLGE dün, buranın Belediye tarafından satın alınmasını önerdi. Adana’nın günü ve yarını için asla göz ardı edilmemesi gereken teklif. Dileriz, ciddiye alınır ve Sayın Karalar gözünü karartıp ihaleye katılarak arsayı yeni bir beton heyulasından kurtarır.
ADANA’DA DA KADIKÖY VAR
İstanbul’un gerçek Emirgan’ı nasıl tarihe mal olduysa, o şirin, bahçeli evleri kucaklamış Kadıköy de ziyan oldu. Apartmanların acı baskısı perişan etti güzelim Kadıköy’ü.
Bizim Kadıköyümüz çok şükür henüz köy durumunu korumakta. Yerini bilmiyorsanız, tarifimle çok rahat bulabilirsiniz. Şöyle yapacaksınız: Yüreğir’de, Havutlu ve Doğankent’i geçtikten sonra Solaklı’da, “Tuzla” levhasının bulunduğu kavşaktan sağa, Batı’ya yöneleceksinz. Sabırla devam ederseniz, Kadıköy levhası sizi karşılayacaktır.
Kadıköyün kahvesinde çay içip sohbete dalabilirsiniz. Canınız isterse, biraz daha ilerleyip, deniz kenarındaki Tuzla’da taze balık, taze salata ile damak yeşertebilirsiniz. Dönmeden önce de, kumullardaki nadirata girmiş kum zambaklarıyla tanışabilirsiniz; fakat dikkat, bu zambaklar koruma altındadır, koparmak veya bozmak ağır cezaya neden olur.
