ADANA’YI ÇÖP TENEKESİ SANMIŞ KURNAZA UYARI

Gazetede okuyunca, beynime kan sıçradı. Avrupa’dan çöp ithal ediyormuşuz. Yukarıdan bakarsanız, çöp dediğimiz katı atıklar, toplandığı kentte bazı değerler taşır. İçindeki metaller, cam, plastikler ve kağıt-karton gibi ürünler geriye dönüştürülerek ekonomiye kazandırılır.

Buraya kadarı iyi…

Bir de yakından ve hele Avrupa’da baktığımızda, görürüz ki, içinden yararlı maddeleri ayıkladıktan sonra kalanları bertaraf etmek için en yaygın usul yakmak. Bu amaçla kurulmuş ve insiratör denilen sistemlerde uygulanan ısı, Allah bilir ya, cehennemdekini birkaç kez katlar.

Başta PVC dediğimiz polivinilklorür olmak üzere, lastiklerin yakılmasıyla çıkan duman içinde diyoköin ve furan dedien son derece tehlikeli, kolay kolay yok olmyan zehirli gazlar da çıkar. Bu nedenle, yakma tesislerinde, kademeli filtreler dışında elektronik kapanlar da kullanılmakta. Neticede, insiratörlerin işletmeciliği ton başına üç yüz Avruo’ya varabilen maliyet gösterebiliyor. Ben Avrupalı olsam ve çöpümü almaya razı bir dış müşteri bulsam, para istemeyeceğim gibi, üstüne 50, hatta 100 Avro vermeyi bile seve seve kabul ederim.

Eğer bizi ithalatçılar bu atık atığına bir de para vermişse, içtenlikle sözlüyorum, kendine yazık etmiştir. Bir daha ki sefere ton başına 100 Avro istesin, tereddüt etmeden kabul edeceklerdir. Velakin, elalemin pis ve tehlikeli zibilini memkeketimize getirmesin. Diyoksin ve furan dışında ne mikroplar, ne virüsler ve ne bakteriler dolu olabilir her bir gramında…

Eskiden ıskarta kumaş, parça bez, hurda demir gibi işe yarayabilecek ürünler bile kolay kolay ithal edilemezken zibilin sınırlarımıza girerek çevre, insan ve hayvan sağlığını ciddi tehdit arenasına sokmasını hayretle, esefle ve daha çok endişeyle karşıladım.

Adana, Frenk çocuklarının zibil tenekesi değil!.. Bize, bizim zibilimiz yeter, hatta artar bile.  O zaman, elalemin zibilciliğini yapmak ve hele o zibili bertaraf için Adana’yı zibil tenekesi kabul etmek, ihanet denmese bile, en hafifinden tehlikeli bilgisizliktir,

Getirilen çöpün zibili ne olacak? Bizim çöplüğe gidecek. Biliyor musunuz ki, belediyemiz her ton çöp başına müteahhide dünylar kadar para ödüyor. Taşıma maliyeti de cabası. Yani, sağlık itibariyle şerbetli olsak bile, ekonomik handikap patlamaya hazrlanan yanardağ gibi karşımızda durur.

Bu şin şakası yok! COVID-19 saltanat sürerken göden kaçmış olduğuna inandığım, daha doğrusu kendimi kandırmak pahasına da olsa inanmak istediğim bu tehlikeli ve zararlı işleme en kısa zamanda, hatta yarın değil bugün; öğleden sonra değil, hemen şimdi dur denmesi gerçekten önemlidir, şarttır.

Çevre kirliliğini bütünsel bakışla değerlendirdiğimizde, ithal çöpün artıkları, yani yakışan tabiriyle zibili, hem havamızı, hem toprağımızı ve hem de sularımızı kirletebilecek boyutların ötesindedir. Her yanıyla zarardır. Burada tek kazanç sahibi, eğer ithalatçı getirdiği çöpe karşı “Üste para almamışsa”, atıklarını bize kakalayanlardır. Maliyetlerini önemli ölçüde düşürmüşlerdir çünkü.

Bu kadar akıllılık bence, biraz değil de, hayli fazla sayılır.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor