Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir fotoğrafın üzerindeki yazıyı
paylaştım..
Yazıda şöyle diyordu;
“Merak edip soruyorum. Bu tipleri bir fabrikada, bir inşaat işinde, ayakkabı boyarken, gören oldu mu?
“Nevzatçığım, yıllar önce bir çok kişiyi dolandıran bir şahıs önce tutuklandı, kısa bir bir süre sonra serbest bırakıldı. Hakkında suç duyurusunda bulunduğum dolandırıcı kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.
İki ay sonra adliyeden çıktım, yazıhaneme giderken bir işyerinin önünde çay içerken gördüm. Selam verdim, beni ısrarla çay içmeye davet etti.
Oturdum. Bütün sülalesini tanıdığım bir kişiydi.
Babası hariç, kardeşi ve akrabaları düzgün insanlardı.
Cezaevinden çıktığı için “Geçmiş olsun” dedim, ne iş yaptığını sordum.
Adana’nın en azılı dolandırıcısının adını vererek onunla ortak buğdaş ve mısır alıp-sattığını söyledi. “Öyleyse paran var. Müvekkilime olan borcunu öde” dedim.
“Abi bende para ne gezer. Malı vadeli alıp-satıyoruz” dedi.
Ben de kendisine ortağının durumunu söyleyerek ”Ortağın da sen de bankerlikten, dolandırıcılıktan sahte evrak tanziminden karşılıklı çek vermekten ve de başka suçlardan defalarca hapse girdiniz. İnsanlar sana ve ortağına nasıl güveniyorlar” dediğimde “Abi havada ne kadar sinek varsa, yerde de sağılmaya hazır o kadar inek var. Bu inekler, bu salaklar olduğu müddetçe biz aç kalmayız” dedi.
Sağılmaya hazır inekler olduğu müddetçe fotoğraftaki yaratıklar aç kalmazlar”
İşte gerçek bu;
TÜRKİYE’DE SAĞILACAK İNEK KILIĞINDAKİ İNSAN SAYISI ÇOK FAZLA.
