AHMET SAĞYAŞAR MUSİKİ DERNEĞİ ADANALI BESTEKÂRLAR KONSERİ
Sağ olsunlar, konserlerine çağıran dernekler, korolar, arkadaşlarımız oluyor. Sırası gelmişken bu sütunlardan kendilerine teşekkür ediyorum. Çok istememe rağmen genelde olamıyorum. Yer ve zamana oynayan bir durum nedeniyle yoruma dayalı çalışmaları toparlamaya çalışıyoruz. Biliniyor ki daha önce 33 yıldır her pazartesi hazırlayıp, yön verdiğimiz “Yeni Adana” Edebiyat ve Sanat Sayfası’nda şiir, öykü, deneme, gezi notu, röportaj, söyleşi, kitap incelemesi, tanıtım, eleştiri ve sanat gündemi vb. gibi türsel sanatsallıklarla birlikte sanat haberi/özel haber ile de takip ettiğimiz güzel konserlere geniş yer verebiliyorduk. Şimdi artık onlar geçmişte kalmanın yanı sıra oluşan yoğun sanatsal birikimlerimizin kitap hedefinde ilerlemesi nedeniyle çalışmalarımız da biraz değişmek zorunda kaldı.,, Öncelikle, Adana ve Çukurova ağırlıklı yoğun bir birikime ulaşan söyleşi, kitap ve sanat gündemi üçgenindeki çalışmalarımızın kitaplaşma yönündeki son rötuşlarını yapmaktayız. Bu konuda çalışmalarımıza olanak sağlayan “Bölge” gazetesine bu sütunlardan teşekkür ederim.
Şimdi konu dönüp dolaşıp Ahmet Sağyaşar Musıki Derneği’nin geçtiğimiz Çarşamba verdiği konsere gelip dayandı… Derneklerin yer bulamadığı, saz bulamadığı, sanat gücüyle yaşayamadığı günümüzde Ahmet Sağyaşar ailesine ait bir binanın Türk müziğinin hizmetinde olması olumlu bir kazanım olsa gerek. Bu, konunun temel bir sempati noktası…
Diğer konu ise Adanalı bestekârlar olgusu… İstek/talep işlevi yönünde sıkıntı taşıyan konunun değerlendirilmesi nedeniyle de, bu yönde taşınan duyguya pozitif olarak bakmak gerekir… TRT sanatçılarının bile arşivlere inip yeni besteleri çalışma tembelliğini sürdürdüğü bir ortamda amatör korolarımızın bundan sakındığı haklı olarak görünmektedir. Yeni bir eseri çalıp okumasan da nasıl duyulacak, nasıl beğenilecek, bestekâr nasıl teşvik edilecek?… Herkes, 80-90 şarkıyı üne kavuşturan bir Mustafa Sağyaşar olamıyor tabii ki… Konuyu biraz da açmak gerekir… Bu Adanalı bestekârlar (ki her kent için geçerli) konusu paradoks durumdaki farklı etki ve tepkilerin bütünleştiği bir olgu… Şöyle ki… Yöre bestecilerini tanıtalım, teşvik edelim diyen güzel düşünceler de var; bunun aksini söyleyen küçük düşünceler de… Bunun dışında, tıpkı bu konserde olduğu gibi, genel olarak saz sıkıntılarıyla da yürüyen amatör derneklerimizin solistleri kulakta olmayan, bilinmeyen, sevilmeyen şarkıları okumak istemiyorlar. Bunda haklı olabilirler mi? Sanırım olabilirler… Çünkü arşivlere yüz vermeyen TRT sanatçıları arkadaşlarımız onca bilgi, birikim, deneyim ve olanağa rağmen çeşitli nedenlerle bundan kaçınıyorlarsa bu dernek korolarında arkadaşlarımız ne yapsınlar?… Tabii her şeye rağmen, Türk müziğini yaşarma tutkusuyla yola çıkan amatör müzik derneklerimiz, TRT repertuvarına alınan şarkı ve türkülere de yer vererek yapılmayan bir işi başarmanın yanı sıra son 20 yıldır olumsuz bir dönem yaşayan, çeşitli nedenlerle sevilen besteler üretemeyen TSM’ni yöresel düzeyde destek ve teşvik işlevini yerine getirmekteler.
Şef Ahmet Sağyaşar yönetimindeki Ahmet Sağyaşar Musiki Derneği’nin Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleşen nihavent, rast, hüseyni, uşşak, kürdi, acemkürdi, muhayyerkürdi ve hicaz makamlarındaki eserlerle iki bölüm hâlindeki, Hatice Şenşatar’ın sunduğu konseri bu duygular altında izledik… Konserde, Ahmet Sağyaşar, Cumali Karataş’a; Veysel Erdem Bozdoğangil ise tanınmış kaynak kişi Ali Limoncu’nun oğlu Halim Limoncu’ya plaket verdiler.
*ADANALI BESTEKÂRLAR
Dile düşen eserler özelliğiyle Ali Şenozan’ın üç, Sadettin Öktenay’ın iki şarkısının yanı sıra Âşık Ferrahi, Abdurrahman Yağdıran ve Halil Atılgan’ın türkülerine yer verilmesi güzel ve olumlu bir yaklaşımdı. TSM’nin rekortmen bestekârı ve güfte yazarı İsmail Demirkıran ile Ahmet Selçuk İlkan’ın ayrı ayrı eserlerle anıldığı konserde; Mustafa Coşkun ile Cumali Karataş’ın, Adana B.Şehir Belediyesi’nin Cumhuriyet’in 80. Yılı anısına düzenlediği Altın Koza TSM Ulusal Beste Yarışması (2004) 1.’si eseri okunup; koroda yer alan Ayfer Yarman ile Günnur Tanrıtanır’ın güftesi ve bestesi kendilerine ait olan yeni şarkılarını seslendirmeleri güzel bir teşvik olarak değerlendirilebilir.
Zafer Ulbaş (keman), Günnur Tanrıtanır (ut), Cem Tanman (kanun), Ahmet Uçar, Yusuf İnce (ritm saz), Tolga Türkmen (ney), Halim Limoncu ve Osman Ulvi Kavut (bağlama) sazlarda yer aldığı Ahmet Sağyaşar Musıki Derneği Korosu’nda Emel Hürriyet Erman, Erbil Radavuş, Hande Yunak, Sabiha Çelik, Kemal Kaynak, Mustafa Akgül ve Orhan Gürpınar gibi koristler yer aldı. Konserin ilk bölümüne Sadettin Arel’in nihavent peşreviyle girilip, nihavent, rast, hüseyni, uşşak eserlerle devam ederken; ikinci bölüme kürdi taksimle girilip, acemkürdi ve m.kürdi makamlarındaki eserlerle sürdürülüp, türkülere de yer verildi.
Konser akışında, Adanalı bestekâr ve güfte yazarlarının eserleri de seslendirildi… Saadettin Öktenay’ın, güftesi Turgut Yarkent’e ait, “Taç olsan başıma takmayacağım” adlı nihavent bestesini Belgin Şenşatar; Öktenay’ın, güftesi Sevim Yücealp’in olan “Dudaklarında arzu, kollarında yalnız ben” adlı sevilen kürdi bestesini Figen Güler; Ali Şenozan’ın, güftesi Tevfik Baykara’nın olan “Gittiğin yolları yakın sanarak” adlı eserini Cemal Özdüzenciler, güftesi Tuncer Önel’ın olan “Bu aşkın sonunda ayrılık varsa” adlı rast eserini ise koro şefi Ahmet Sağyaşar ile Erbil Radavuş, güftesi Ayten Uğuralp’in olan “Hasreti Yıllara Sor” adlı muhayyerkürdü bestesini ise koro seslendirdi. Ayrıca, besteci Mustafa Coşkun ile güfte yazarı Cumali Karataş’ın Altın Koza ödüllü eserleri olan, “Tutsam o ipek elini” adlı hüseyni besteyi Mustafa Tekbıçak yorumladı.
Âşık Ferrahi’nin, “Ah neyleyim gönül senin elinden” adlı türküsünü Hüsne Can; Nida Tüfekçi’nin derlediği Halil Atılgan’ın “Gide gide bir söğüde dayandım” adlı türküsünü Serkan Dönmez; Selahattin Cesur’un, Ahmet Selçuk İlkan’ın güftesinden bestelediği kürdü şarkıyı Armağan Şerefoğlu; Abdurrahman Yağdıran’ın “Adana yollarında” adlı türküsünü koro seslendirirken Ali Limoncu’nun “Adana’ya gidek mi?” adlı türküsünü ise sazların içinde yer alan oğlu Halim Limoncu bağlamasıyla çalıp söyledi. Koroda yer alan Ayfer Yarman, güftesi ve bestesi kendisine ait olan ”Andığın Oluyor mu Geçmişteki Günlerden” adlı rast bestesi ile Günnur Tanrıtanır, güfte ve bestesi kendisine ait olan “Fazla naza ne gerek var” adlı muhayyerkürdi bestesini kendileri seslendirdiler.
Konserin devamında eserleriyle yer alan kıymetli bestecilerimiz ise şunlardı:
Muzaffer İlkar’ın, güftesi Munis Faik Ozansoy’a ait olan, “Bir mevsim o yollardan, yaz bahçelerinden” adlı şarkıyı Cahit Yardım; Selahattin İnal’ın, “Ahımı hicranımı sakladım gizli tuttum” adlı şarkısını Yusuf İnce; Zeki Müren’in, “Bülbül âşıkmış güle” adlı bestesini koro; “Dramalı Hasan”ın, “Aklımda sen fikrimde sen” adlı nihavent şarkısını Ecemsu Tercan, Metin Everes’in, güftesi Sadık Atay’ın olan “Yıllar yılı hep yalvarır dururum” adlı rast eserini Sebiha Çelik, Yesari Asım Arsoy’un “Menekşe Gözler Hülyalı” adlı uşşak eserini Vijdan Karagöl; İhsan Öztürk’ün “Hacel Obası” adlı türküsünü Memet Varol Mistik; Ahmet Yamacı’nın, güftesi Nurettin Güler’e ait olan türküsünü Necdet Hügül seslendirdiler.
Konserin ikinci bölümünde ise; Serkan İzzet Doğan’ın, güftesi Adnan Çoban’ın olan “Gün sensiz batar kalp gizli kanar” adlı eserini Hatice Şenatar; Alaeddin Şensoy’un, güftesi Nevin Yavuz’a ait olan acemkürdü bestesini Berna Tercan; İsmet Nedim’in, güftesi Nur İncegül’ün olan, “İçimde kanımdasın” adlı kürdi fantezisini Mehmet Say; İzzet Altınbaş’ın, güftesi M. Nihat Etiz’e ait olan “Bak yine geçti bahar” adlı acemkürdi şarkısını Turgay Şerefoğlu; “Kırmızı gülün alı var” adlı hicaz anonim Rumeli türküsünü Nezihe Müftüoğlu ve Yaşar Aldaş’ın Muazzez Turing’den derlediği “Mektebin Bacaları” adlı Muş türküsünü Mihriban Albaylı seslendirdiler.