Günümüzde dijital teknoloji özellikle de cep telefonu ve sosyal medyalar hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar, iletişimden eğlenceye kadar pek çok alanda bize kolaylık sağlıyor. Ancak bu durum, aile dinamikleri üzerinde önemli etkilere yol açabiliyor, özellikle de çocuklar için.
Çocuklar, gelişim dönemlerinde sosyal etkileşime, fiziksel aktiviteye ve sağlıklı alışkanlıklara ihtiyaç duyarlar. Ancak, aşırı dijital medya kullanımı bu ihtiyaçları karşılamanın önünde bir engel oluşturabiliyor. Ebeveynler, sık sık kendi teknolojik cihazlarına gömülmüş durumda kalırken, çocuklar da benzer bir davranış modelini öğreniyorlar. Bu durum, aile içindeki iletişimi olumsuz etkileyebilir. Ebeveynler ve çocuklar arasındaki yüz yüze etkileşim azalırken, dijital platformlar üzerinden gerçekleşen iletişim daha ön planda oluyor.
Evinize misafir geldiğinde veya da sizler bir yere misafirliğe gittiğinizde yada otobüste, dolmuşta, mağazada, durakta nerede olursa olsun herkesin elinde cep telefonu var. Yanlarındaki çocuk da konuşup, birşeyler sorup dikkatlerini dağıtmasın diye onların da ellerine bir telefon veya tablet iliştirmişler o da oraya gömülmüş ve dünya ile bağlantıyı kesmişler.
Bazı ailelerde bu durum gerçekten çok ileri boyutlarda… Akşamları yemek yerken artık insanlar birbir yüzlerine bakıyor veya çocuğuna okulda ne yaptığını soruyor. Ondan sonra yemek faslı bittikten sonra anne baba ve çocuk telefon ve bilgisayarlara gömülmeye devam ediyor. Öyle ki yatma vaktine kadar tek kelime konuşmayan aileler var. Bu asla abartı bir söylem olarak kabul edilmesin gerçekten böyle bir hayat yaşayanlar aileler var ve bunların sayısı her geçen gün artıyor.
Öte yandan dijital bağımlılık, çocukların duygusal durumlarını da etkileyebilir. Sosyal medya, mükemmel yaşamlar sergileyen bireylerle dolu; bu da çocukların kendilerini yetersiz hissetmelerine yol açabilir. Ebeveynlerin bu konuda farkındalığı, çocukların özgüvenlerini korumaları için oldukça önemlidir. Aile içinde sağlıklı bir iletişim ve güven ortamı sağlanarak, çocukların duygusal ihtiyaçları karşılanabilir.
Fiziksel sağlık açısından bakıldığında, dijital bağımlılığın etkileri daha fazla ortaya çıkıyor. Uzun süreli ekran kullanımı, çocuklarda obezite, uyku bozuklukları ve göz sağlığı sorunları gibi problemleri tetikleyebilir. Aileler, çocuklarının ekran süresini dengeleyerek, fiziksel aktiviteleri teşvik etmelidir. Yapılan araştırmalar, ailece geçirilen zamanın, çocukların fiziksel ve duygusal gelişimleri üzerinde olumlu etkiler yarattığını göstermektedir.
Dijital teknolojilerin hayatımızdaki rolünü inkar edemeyiz, ancak bu teknolojilerin nasıl kullanıldığını öğretmek de ebeveynlerin sorumluluğundadır. Aileler, çocuklarına dijital okuryazarlık kazandırarak, güvenli bir şekilde teknoloji kullanmalarını sağlamalıdır. Aynı zamanda, ekran süresini azaltmak ve birlikte geçirilen zamanları artırmak için çeşitli aktiviteler planlamak da önemlidir.
Gelinen noktada dijital bağımlılık aile ilişkilerini ve çocukların sağlığını büyük ölçüde etkileyebilir. Ebeveynler, bu sorunla yüzleşmek için gereken adımları atarak, çocuklarına sağlıklı teknolojik alışkanlıklar kazandırmalıdır. Farklı etkileşimler ve ortak paylaşımlar, dijital dünyanın ötesinde bir bağ oluşturacak ve aile içindeki iletişimi güçlendirecektir.
Unutulmamalıyız ki, sağlıklı bir aile ilişkisi, çocukların hem bu dünyada hem de dijital ortamda daha sağlam bir temele sahip olmalarını sağlayacaktır.
