Akgümüş: Dolmuşçular bankaların kıskacında
Yavuzlar Minibüs Kooperatifi Başkanı Ayhan Akgümüş, pandemi sürecinde, ayakta durmaya çalıştıklarını; ancak tutunabilecekleri kadar destek göremediklerini ifade etti. Akgümüş, birçok üyenin inşaat ve tarla gibi ek işlerde çalıştığını ve bankalardan kredi çekmek zorunda kaldığını söyledi.
RÖPORTAJ: Yener EKİNCİ
ADANA (BÖLGE) – ‘’Toplu taşıma işi yapan bütün esnaf kardeşlerimize Allah yardım etsin’’ Bu sözler, Yavuzlar Minibüs Kooperatifi Başkanı Ayhan Akgümüş’e ait. Pandemi sürecinde, ayakta durmaya çalıştıklarını; ancak tutunabilecekleri kadar destek göremediklerini ifade eden Başkan Akgümüş, dua etmekten başka çarelerinin kalmadığını ifade etti. Banka kredileri ve tefecilerden alınan paralarla çarkı döndürdüklerini belirten Ayhan Akgümüş, birçok üyenin inşaat ve tarla gibi ek işlerde çalışmak zorunda kaldığını söyledi. Akgümüş, esnafın sorunlarını dinlemek amacıyla yaptığımız röportajda, önemli açıklamalarda bulundu.
İçinde bulunduğumuz pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?
Pandemi sürecinde, en ağır yara alan sektörlerin başında toplu taşımacılık geliyor. Yaklaşık 13 aydır, evlerimize ekmek götürebilmek için ek işler yapmak zorunda kalıyoruz. Bu süreçte devletimiz ve Büyükşehir Belediyesi yardım etti; ancak yeterli olmadı. 13 aylık süre içerisinde, devletten toplam 3 bin lira, Büyükşehir Belediyesi’nden ise bin 385 lira destek geldi. Oysa, çalıştırdığımız tek şoförün sadece aylık SKG ödemesi bin 500 TL… Kıyaslamayı siz yapın. Kahvehaneler ve kafeler ve lokantalar en azından işyerlerini kapatıp masraf yapmadılar. Fakat biz kontak kapatamadık. Boş gidip boş geldik, zararına çalıştık. Buna rağmen vergilerimiz iptal edilmedi, ertelendi. Yanı sıra, kredi borçlarımızı da faizli olarak ertelediler.
Tekerin dönmesi için ne gibi talepleriniz ve beklentileriniz ne yönde?
Mazot alırken ÖTV indiriminden faydalansak ve aylık 3 bin lira destek verilse rahat bir nefes alırız. Bir yılık vergi muafiyeti ve çalıştırdığımız şoförlerin SGK’larının devlet tarafından karşılanmasını talep ediyoruz. Devletimiz girişimcilere bu hakları tanıyor. Bizleri de dahil edebilir. Zira, hafta sonu sokağa çıkma yasağı olduğu dönemlerde ayda 20 gün çalıştık. Bu 20 günde de, araçlarımızda tek-çift sistemi uygulandı. Yani, bir araç 10 gün çalıştı; ancak bir ayın vergisi işlendi.
Kooperatif çatısı altına kaç kişi ekmek yiyor?
Bize bağlı 95 aracımız bulunuyor. 95 mal sahibini yanında, 130 şoförümüz var. 13’de değnekçi tabir ettiğimiz görevlilerimiz yer alıyor. Aileleriyle beraber hesap edecek olursak, 2 bine yakın kişinin geçimini bu kooperatif sağlıyor.
Ek işler yapmak zorunda kalıyoruz demiştiniz. Detaylı bilgi verir misiniz bunun hakkında?
İnşaat işçiliği, tarlada traktör şoförlüğü, servis şoförlüğü yapan ve pazarlara limon satmaya giden arkadaşlarımız var.
Dolmuş ücretlerine yapılacak bir zam sizi rahatlatabilir mi?
Zam çare değil. Zamdan çare arayan her zaman kaybeder. Esnafı da zamla avutmak, zayıf siyaset işidir. Biz zam değil, destek istiyoruz. Bizim amacımız sürümden kazanmaktır. Yeter ki işimiz olsun. Zam da gözümüz yok. Hem halkımıza da yazık. Onları da düşünmek zorundayız. Biliyorsunuz, 4 lira 25 kuruş ücret tarifesi var, ancak vatandaşımızı düşündüğümüz için biz 4 lira alıyoruz.
Yaşanan sıkıntılar duraklı dolmuş değerlerini nasıl etkiledi?
Bizim kooperatifimiz hastanelere ve okullara hitap eden bir kooperatiftir. Yani kıymetli bir güzergaha sahibiz. Buna rağmen ev, arsa ve otomobil fiyatları iki, hatta üç katına çıkarken, dolmuşların değeri yarı yarıya düştü. İki sene önce ki fiyatın da altındayız. Pandemi bitince iyi olmasını umut ediyoruz.
Pandemi bittiğinde toparlanmanız ne kadar zaman alır?
Bir seneyi geçer. Hepimiz eksilerdeyiz. Toplu taşıma işi yapıp da bankalara ve tefecilere borcu olmayan esnaf yoktur. Kredi kartlarımız patlamak üzere, Daha geçen hafta bir arkadaşımızın aracına banka borcundan dolayı haciz geldi.
Pandemi süreci uzarsa ne kadar ayakta kalabilirsiniz?
Kalamayız. Ceketimizi alıp çıkmaktan başka seçeneğimiz olmaz. Yapacak bir şey yok. Devlete de isyan edemeyiz. Kaderimize boyun eğeceğiz.
Bu ağır yükü taşıyabilmek için borçlanmanın dışında başka alternatifler var mı?
2016 model arabalarımızı satıp 2011 model arabalar alarak yaş küçültüyoruz. Bunu yapıyoruz ki elimize biraz para geçsin. Motor yağına, lastiğe, mazota ve yedek parçaya gelen zamların haddi hesabı yok. 250 liralık lastik 3-4 ayda 750 liraya yükseldi. 400 lira olan baskı balatanın bedeli, bin 300 liraya çıktı. Dolar yüzünden böyle olduğu söyleniyor; ancak dolar düştüğü zaman fiyatlara düşüş olarak da yansımıyor. Bu kadar garip bir durum.
Peki, sesinizi duyurmakta zorlanıyor musunuz?
Bizim sahibimiz var mı ki? Türkiye genelinde bir federasyonumuzun bulunmamasının sıkıntısını yaşıyoruz. Yaşadığımız sıkıntıların çoğu sahipsizlikten kaynaklanıyor. Derdimizi kimseye anlatamıyoruz, anlatsak da dinleyen yok. Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar’dan Allah razı olsun. Elinden geldiği kadar destek olmaya çalışıyor. Tam anlamıyla yardım edemiyor; ancak sıkboğaz da etmiyor. Oda Başkanımız Nihat Sözütek’i de çok seviyoruz. Kıymetli bir büyüğümüz; fakat onun da elinden bir şey gelmiyor.
Bu sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim
Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim