“AKILLI ŞEHİR” DERKEN AKLI İYİ KULLANMALIYIZ

Gelişmişliğe ve teknolojiyi en üse düzeyden uygulamaya asla karşı değiliz. Aksine, şiddetle savunuruz. Bazen de yanlış fizibiliteyle gelecek çözümsüzlüklerden de endişe duyarız.

Sağolsun, Büyükşehir Belediye Başkanımız “Marka Şehir” hevesiyle 65 Projenin hazırlandığını buyurdular. Candan, yürekten kutlarız. Üç ay içinde, hem de ilk bir ayını yoğun “Hayırlı olsun” ziyaretleriyle geçirdikten sonra 65 büyük proje hazırlamak cidden her babayiğidin karı değil. Bendeniz gençliğimde ve olgunluğumda ekmek paramı büyük proje uygulamalarında kazandım. Yemin-billah söyleyebilirim ki, böyle iki-üç ay içinde değil proje yapmak, fizibilite çalışmasının bile bitirilebildiğine tanık olmadım. Kaldı ki, bu deneyim ve görgümü sağlayan kuruluşlardan biri Belçika’nın en büyük mühendislik firması Traction et d’Electricite idi ve çeşitli milletten 1000’in üstünde uzman-mühendis çalıştırıyordu. Bir diğeri de, Japonya’daki Kokusai Kogyo idi ve bunlarla da Adana’da Katı Atık Projesi öncesi fizibilite çalışmasında bizzat koordinatör olarak görev aldım. Alt tarafı çöp, ya da zibil diyeceksiniz değil mi? Fizibilitesi tam 14 ay sürdü. Ardından alternatif projelere geçildi. Şimdi anlaşıldı değil mi 65 projenin bu kadar kısa sürede yapılabilmiş olmasını can-ü-yürekten tebrik etmemin esbab-ı mucibesi…

Bunlardan Metro’nun tevsii, yani uzatılması için tek söz edemem. Çünkü fizibilitesi de, projesi de zaten daha Aytaç Başkan FETÖ kurbanı olup da görevden alınmadan önce hazırlanmıştı. DPT Yatırım Programına alındığı da Resmi Gazete’de yayınlanmıştı. İhale dosyası hazırdı. Olmadı, Başkan Durak görevden alındıktan sonra gelen Vekil Aldırmaz ve sonradan seçilen Başkan Sözlü dönemlerinde projenin yüzüne bakılmadı. Sağolsun, Zeydan Karalar Başkan raftaki dosyayı masasına ve gündemine almış. Çok da iyi etmiş. Adana’nın trafik ve taşıma derdine büyük katkısı olacağı gibi, metroyu da zarardan kurtarıp kara geçirir.

‘AKILLI ŞEHİR’ DERKEN ÇOK  AKILLI OLMALIYIZ

Endişelendim… Akıllı şehir kavramını sindirmek bile öyle birkaç haftalık, üç beş aylık iş değil. Halen 10’uncu pasaportunu taşıyan ve çoğu Avrupa’da olmak üzere 70 kadar ülkeyi defalarca, hem de karış karış gezen kardeşinizim. Bilerek söylüyorum;  Avrupa’da bazı teşebbüsler ters tepti. Peşini bırakmadılar. Tam şu sıralarda, 3 büyük kent, Hamburg (pilotajında), Milano ve İngiltere akıllı şehir çalışmasını Üniversitelerin işbirliği ile yapmaktalar. Çalışmalar dün başlamadı, 31 Mart seçimlerinden hemen sonra da değil, çok önce başladı ve devam ediyor. Amerika’da 4 şehir bu bağlamda öne çıkmış durumda ama yıllardır devam eden çalışmaları halen tamamlanmış değil.

Projelerin ortak paydası NBS olarak beliriyor. Yani, Nature Based Solutions; yani Doğa Odaklı Çözümler… Neredeyse sıfır atık, temiz su, ortak hedefe kilitlenmiş bilinçli halk, gün içindeki yön ve yoğunluk değişimlerine göre kendini otomatik ayarlayan sinyalizasyon, tertemiz hava, cankurtaran ve itfaiye araçlarını görünce trafiği anında kontrol eden kırmızı ışık sistemi, bol yeşil alanlar, doğal akarsu ya da göl yoksa, göl denilebilecek doğal görünümlü  büyük havuz, her sinyalizasyon direğine yerleştirilmiş internet vericisi ve daha neler neler…

Bunları, kaldırımları işgal edilmiş, bin kadar büfelerle tıkanmış  Adana’nın neresinde uygulayabilirsiniz. Diyelim ki uydu kent kurdunuz; o zaman da, beş yıldır alan-soran olmadığı için boş duran binlerce daire ne olacak? Dedik ya, “Akıllı kent” derken çok akıllı olmak lazım. Yanlış anlaşılmasın, burada “Akıllı olmayı” dikkatli ve ertraflı düşünce anlamında kullandım.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor