Aleviler, kardeşliği sporla tesis ediyor

Adana merkezli bir internet sitesinde, kendilerine yapılan mesnetsiz bir yakıştırmayla, bir kez daha dikkatleri üzerlerine çeken Arap Alevileri, aslında nasıl bir topluluk? Bu sorunun cevabını almak üzere, Alevi Kanaat Önderi Mehmet Güven’in sorumluluğunda faaliyet gösteren, 1300 sporcuya sahip, Güvenspor Kulübü’nü, Yumurtalık ilçesine bağlı Yeşilköy Mahallesi’nde ki tesislerinde ziyaret ettik.

RÖPORTAJ: Yener EKİNCİ

ADANA (BÖLGE) – Onlar bir yandan kendi inançlarını ve kendi kültürlerini yaşayıp geleneklerini gelecek kuşaklara aktarmaya çabalarken, diğer yandan kendilerinden olmayanlara da sahip çıkarak paylaşmanın, birlik ve beraberlik içerisinde kardeşçe yaşamanın en güzel örneğini sergiliyorlar. Arap Alevileri’nden bahsediyorum. Özellikle, Çukurova bölgesinde yaygın olan bu topluluk, Adana merkezli bir internet sitesinde kendilerine yapılan mesnetsiz bir yakıştırmayla bir kez daha dikkatleri üzerlerine çekti. Yazıda çeşitli tabirler kullanılarak, haksız bir şekilde aşağılanmaya çalışılan Arap Alevileri, bu tür seviyesizliklere en iyi cevabı, yaptıklarının daha iyisini yaparak veriyorlar. Peki, neler yapıyorlar? Bunu yerinde görmek üzere, Alevi Kanaat Önderi Mehmet Güven’in sorumluluğunda faaliyet gösteren, 1300 sporcuya sahip, Güvenspor Kulübü’nü, Yumurtalık ilçesine bağlı Yeşilköy Mahallesi’nde ki tesislerinde ziyaret ettim. Kesinlikle din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapmıyorlar. Vatanını ve milletini seven herkese kapıları açık. O kadar benzersiz işlerin altına imza atıyorlar ki, şimdi burada tek tek sıralamayayım. En iyisi siz röportajı okuyun.

Arap Alevi toplumu kendi kültürlerini yaşarken ne gibi zorluklarla karşılaşıyor?

Aslında; Alevi Nusayri, Alevi Kızılbaş, Alevi Bektaşi diye bir şey yoktur. Alevi denildiği zaman hepsini kapsar. Hz. Ali’nin velayeti, bizleri bir araya toplayan temel unsurdur. Peygamberimiz Hz. Muhammed, ‘Benden sonra imamınız, halifeniz Hz. Ali’dir’ şeklinde vasiyet buyurmuşlardır. Bu da hadisler de açıkça yer almaktadır. Bizler, Kur’an-ı Kerim’e ve Ehl-i Beyt’e tabiyiz. Kendi geleneklerimize ve inanışlarımıza göre bayramlarımızı kutluyor, ibadetlerimizi yapıyor ve namazımızı kılıyoruz. Bu zamana kadar ne farklı mezheplerde ki vatandaşlardan, ne de devletimizi temsil eden asker veya polisimizden olumsuz bir müdahale almadık. Hiç kimse bize gelip de, ‘’Neden bayram kutluyorsunuz, neden ibadet ediyorsunuz?’’ şeklinde bir zorluk çıkarmadı. Zira, her insan ibadetini yapmakta özgürdür. İsterse taşa tapsın, kimsenin çıkıp da bir şey söylemeye hakkı yoktur. Türkiye’de şeytana tapanlar da var mesela. Onlara karşı hiç müdahale yapıldığını duydunuz mu? Duyamazsınız, çünkü devlet kimsenin inancına karışmaz. Devlet, sadece kendine veya topluma karşı bir tehdit ya da saldırı olursa harekete geçer. Bizler de, vatanını-milletini seven insanlarız. Dolayısıyla şu zamana kadar ciddi sorunlar yaşamadık. Tabii, Aleviliği kötüleyen, rencide edici sözlerle sıklıkla karşılaşıyoruz. Bazı alimler, kendi mezheplerini övmek adına, bizleri kötülemekten çekinmiyorlar.

Peki, sizin diğer mezheplere bakış açınız nasıl?

Bizler hiç kimsenin namazına, orucuna, inanışına ve duasına karışmayız. Allah-u Teala, ‘’Ben insanları ve cinleri, bana ibadet etmeleri için yarattım’’ der. Demek ki, ibadeti Allah sorar. Bizim karışma gibi bir durumumuz olamaz. 

Buna rağmen bazı kesimler, her fırsat oluştuğunda ibadetlerinize neden karışıyor sizce?

Çünkü bizler doğruları biliyoruz. Bazı insanlar doğru yolda gitmedikleri için ‘kendilerini ifşa ederiz’ endişesi güdüyor ve Alevileri etkisiz gösterebilmek amacıyla bizleri hedef alıyorlar.

Üzerinizde toplumsal bir baskı hissediyor musunuz?

Kesinlikle hayır. Bazı türbelerde, ve evlearimizde ibadetimizi ve namazlarımızı niyaz ediyoruz. Ne devletten ne toplumdan bir kişi çıkıp da olumsuz tepki vermiş değil.

Yasal statüde tanınmanız için girişimlerde bulunuyor musunuz?

Bunu hiç önemsemedik. Allah’ın ve Ehl-i Beyt’in tanıması, bizim için yeterlidir. İbadetlerimizi özgürce yaptıktan sonra devletten başka bir isteğimiz bulunmuyor. 

Topluluk olarak yürüttüğünüz sosyal çalışmalar hakkına biraz bilgi verir misiniz?

Türbelerimizi ve aynı keza onarıma ihtiyacı olan okullarımızı restore ediyoruz. 60 öğrencimize burs veriyor, bütün bunları kimseden tek kuruş almadan, kendi içimizde topladığımız paralarla yapıyoruz. Yine, İMC usulüyle Yumurtalık’ın Yeşilköy Mahallesi’nde bir çiftlik kurup, içerisine spor tesisleri inşa ettik. Güvenspor çatısı altında; vücut geliştirme, Muay Thai, Karate vb. gibi branşlarda sporcular yetiştiriyoruz. 26 köyden servis kaldırıyor, çocuklarımızı ve gençlerimizi bu imkanların tamamından ücretsiz bir şekilde faydalandırıyoruz. Yanı sıra, çiftlik hayvanlarımızdan elde ettiğimiz et, süt, yumurta gibi ürünler ile çeşitli erzak malzemelerini, hem sporcularımıza hem de yoksul vatandaşlarımıza bedelsiz bir şekilde dağıtıyoruz. Yılın belirli dönemlerinde, depomuzda toplanan kırtasiye malzemeleri, giyecek ve gündelik ihtiyaç ürünlerinin de, aynı keza tarafımızdan dağıtımı gerçekleşiyor. 

Sağladığınız imkanlardan faydalanmak isteyenlerin Alevi olması mı gerekiyor?

Kesinlikle hayır… Alevi, Kürt, Türk, Sünni gibi din, dil ve ırk ayrımı kesinlikle yapmıyoruz. Hiç kimseyi, mezhebini veya görüşünü değiştirmesi için etkilemeye de çalışmıyoruz. Her mezhepten sporcularımız da var zaten. Tek şartımız, kişinin vatanını ve milletini seviyor olması.  Vatanını ve milletini seven herkes sağladığımız imkanlardan faydalanabilir. Ayrıca, başarıya da önem veriyoruz. Şu an kayıtlı, 1300 çocuk ve gencimiz bulunuyor. Türkiye genelinde okullar arası yapılan 70 madalyalı turnuvada, bizim çocuklarımız 56 madalya ile döndüler. Amacımız, milli takımlara yetenekli sporcular kazandırmak ve olimpiyatlarda dereceler edindirmek. Şunu da söylemeden geçmeyim. 1300 çocuğumuzun tamamı öğrenci değil elbette. İçlerinde okula gitmek istemeyen azınlık da var. Bunları da, sertifikalı meslek edindirme kurslarımızla hayata hazırlayacağız. Bunun alt yapısını oluşturuyoruz şu an.

Hakkınızda merak edilen hususları araştırmak ve çalışmalarınızı yerinde görmek amacıyla, her isteyen kapınızı çalabilir, misafiriniz olabilir mi?

Bizim de istediğimiz bu zaten. Kulaktan dolma yalan-yanlış bilgilere kimse aldanmasın. Bizler buradayız. Her kim olursa olsun kapımız ardına kadar açık. Gelip bizimle sohbet etsinler, daha yakından tanısınlar.

Kimsenin görüşüne karışmıyoruz demiştiniz; ancak özellikle son dönemde gençler arasında ateistlik ve deistlik gibi kavramlar yaygınlaşmaya başladı. Bunu önüne geçmek adına gençlere İslamı anlatmak gibi çabalarınız oluyor mu?

İslam ahlakı, insan olmayı içinde barındırır. Bu ahlakı çocuklarımıza ve gençlerimize kazandırmak için elimizden gelen gayreti elbette gösteriyoruz. Bahsettiğiniz düşüncelere sahip olan veya kafası karışmış gençlerimize, Ehl-i Beyt’in vermiş olduğu örf ve adetlerimizle Kur’an-ı Kerim’i anlatıyor, onların hem bu dünyasını, hem de ahiretini kurtarmaya çalışıyoruz. Bütün bunları da, zorlama veya baskı uygulamadan yapıyoruz.

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Biz, Hazreti Ali, Hazreti Muhammed, Ehl-i Beyt dinimiz ve imanımız için, şerefimiz-namusumuz için yaşarız. Vatan da, bizim şerefimiz ve namusumuzdur. Biz, Mevlana Ali Nebine Muhammed, Fatımtıl Zehra, Hasan Hüseyin ve Ehl-i Beyt’in adamları olarak bizim makalemiz budur.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor