Alparslan Kuytul hakkında yeni bir dava daha açıldı
ADANA (BÖLGE)- Adana’da, Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfına yönelik soruşturma
kapsamında, vakfın kurucu başkanı tutuklu Alparslan Kuytul hakkında “örgüt
içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek
yardım etme ve zincirleme şekilde terör örgütünün propagandasını yapma”
suçlarından 20 yıla kadar hapis cezası talebiyle yeni bir dava açıldı.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı kurucu
başkanı Kuytul’un video söylemlerine yönelik yürütülen ek soruşturma
tamamlandı.
Kuytul hakkında hazırlanan 28 sayfalık birleştirme talepli iddianame, Adana 11.
Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.
Mahkeme, Kuytul’un “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla
birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme ve zincirleme şekilde terör
örgütünün propagandasını yapma” suçlarından 20 yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılması istemiyle hazırlanan iddianameyi kabul ederek, aynı mahkemede
devam eden davayla birleştirdi.
İddianamede, vakıf üyelerinin kendilerini, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün il
yapılanmalarına benzer şekilde Adana’da “Sadakat” ve
“Hafsa” şeklinde isimlendirerek, bölgelere ayırdıkları ve kendi
mensuplarını disiplin, medeni hal, eğitim düzeyi, mesleği, örgüte itaati,
bağlantısı gibi şekillerde fişledikleri kaydedildi.
Alparslan Kuytul’un elebaşı olduğu örgütün Mardin, Bursa, İzmir, Siirt ve
Bingöl’deki mensuplarına dair örgüt içi fişleme belgelerinin bulunduğu
belirtilen iddianamede, örgüt üyelerinin telefonla “ŞD” (Şeriat
Devleti) ismiyle açtıkları WhatsApp grupları üzerinden haberleştikleri
bilgisine yer verildi.
İddianamede, şu tespitlerde bulunuldu:
“FETÖ/PDY silahlı terör örgütünce ‘himmet’ adı verilen ve örgütün
finansmanı için toplanan para, burs, kurban bağışı gibi yardımlara bu örgüt
mensuplarınca sözde ‘infak’ adı verildiği, aynen FETÖ/PDY silahlı terör
örgütünde olduğu gibi bu örgüt mensuplarınca da ülke içi ve ülke dışı örgütsel
kamplar ve ziyaretler düzenlendiği, FETÖ/PDY’nin ‘Sızıntı’ dergisine muadil
olarak ise bu örgütün, propaganda aracı olarak ‘Furkan Nesli’ isimli dergiyi
yayınladığı, örgütsel faaliyetlerini hizmet olarak adlandırdıkları ve FETÖ
yapılanmasına benzer şekilde kör ve mutlak bir itaati esas alan bu örgütün
kutsal evlilik müessesesinin dahi örgüt içi yapılmasını telkin ve teşvik ettiği
ve bu evliliklere ilişkin mensuplarına formlar doldurttukları
anlaşılmıştır.”
Terör örgütlerini destekler nitelikteki söylemler iddianamede
İddianamede, Alparslan Kuytul’un terör örgütleri FETÖ/PDY ve PKK/KCK’nın
eylemleri ve yasa dışı faaliyetlerini övücü ve destek verici nitelikteki sosyal
medya konuşmalarının videosuna da yer verilip, darbe girişimini destekler
mahiyette açıklamalar yaptığı anımsatıldı.
Değerlendirme bölümünde ise Alparslan Kuytul’un video söylemlerinde, FETÖ/PDY
silahlı terör örgütünün mensuplarını sahiplendiği, bu sinsi örgütün
mensuplarını saf, cahil, mağdur ve mazlum olarak göstermeye ve bu örgütün
mensuplarına yönelik yapılan adli ve idari işlemleri sulandırmaya ve
itibarsızlaştırmaya çalıştığı ifade edildi.
İddianamede, şu saptamalara yer verildi:
“Şüphelinin 15 Temmuz 2016 tarihli hain darbe girişimi öncesi ve
sonrasındaki sistematik söylem ve telkinleriyle bu hain ve sinsi örgütün
amaçlarına bilinçli olarak hizmet ettiği, şüphelinin tutuklanması akabinde aynı
şekilde elebaşısı olduğu örgütünün mensuplarının da özellikle sosyal medya
üzerinde açtıkları sahte ve robot hesaplarla toplum üzerinde algı yaratarak
kendilerinin ve elebaşlarının mazlum olduğu ve muhalif oldukları için mağdur
edildikleri havası vermeye çalıştıkları, sözde İslam Medeniyeti oluşturmak
hedefi adı altında takiye yapan ve kendileri gibi düşünmeyenleri tekfir eden
şüphelinin ve örgütünün asıl amaç ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile aynı
nitelikte olduğu, bir bütün halinde değerlendirildiğinde şüphelinin üzerine
atılı ‘örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek
ve isteyerek yardım etme’ suçunu işlediği anlaşılmaktadır.”
Alparslan Kuytul’un, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, PKK/KCK’nın Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’nde bulunan illerdeki şehir yapılanmalarına yönelik giriştiği
operasyonları itibarsızlaştırmaya çalıştığı vurgulanan iddianamede, şu
değerlendirmelerde bulunuldu:
“Şüphelinin örgüt mensuplarının şehir merkezlerinde hendek kazmaları,
barikat kurmaları, mahalle ve sokak aralarına patlayıcı maddelerle tuzaklar
kurmaları sebebiyle güvenlik güçlerimizin can güvenliğini korumak adına mahalle
aralarına önlem olarak zırhlı araçlarla girilmesini sanki katliam yapmak için
oraya girilmiş gibi lanse ettiği, devletin suçluları yakalamak için değil
insanları öldürmek kastıyla hareket ettiğini iddia ettiği, devleti ve hain
terör örgütünü birbirine denk iki tarafmış gibi gösterdiği, şüphelinin bu
söylemleriyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve bu örgütün bölücü eylem ve
taleplerini meşrulaştırmaya çalıştığı anlaşılmakla şüphelinin üzerine atılı
‘örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve
isteyerek yardım etme ve zincirleme şekilde terör örgütünün propagandasını
yapma’ suçlarından teşdiden cezalandırılması kamu adına iddia ve talep
olunur.”
Dava süreci
Adana’da yürütülen soruşturma kapsamında aralarında vakfın kurucu başkanı
tutuklu Alparslan Kuytul’un da bulunduğu 3 kişi hakkında 41’er yıla, 42 kişi
hakkında ise 21’er yıla kadar değişen hapis cezası istemiyle iddianame
hazırlanmıştı.
Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame kısmen kabul edilmişti.
İddianamede, Kuytul hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmamakla
birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme ve silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak” suçlarından 20 yıl hapis, tutuksuz vakıf
yöneticileri Gökhan Y. ve Mahfuz Ç. hakkında ise “terör örgütü
propagandası yapmak” suçlarından 5’er yıl hapis cezası talep edilmişti.
Mahkeme, terör kapsamına girmeyen diğer suçlamalar yönünden görevsizlik kararı
verip Kuytul, Gökhan Y. ve Mahfuz Ç. ile diğer 42 kişi hakkındaki dava
dosyasını, Adana Cumhuriyet Başsavcılığına iade etmişti.
Dosya daha sonra gönderildiği Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan
incelemenin ardından kabul edilerek, farklı bir dava daha görülmeye
başlanmıştı.