ALTINKOZA’DAN ŞİKAYET KRONİKLEŞMİŞ VAKIADIR
Yaşı 50 olmasına karşın çeşitli nedenlerle kesintiye uğrayan festivalimizin 26’ncısını da idrak ettik. Darısı önümüzdeki senelere inşallah!..
Danışman, Yönetim Kurulu üyeliği ve kısa bir süre Genel Müdürlüğünü yaptığım Koza A.Ş.’deki festival faaliyetlerinin ortasında bulundum. Ne kadar uğraştıysak, ne kadar didindiysek, festival öncesinden başlayan şikayetler festival sonrasında da durmadı, hatta daha da yoğunlaştı. Ne var ki, bizim dönemimizdeki şikayetler bizden sonrakilere göre çok daha azdı.
Detaya girmeyeceğim. Geçtiğimiz hafta tamamlanan 26’ıncı Festivali ele alıyorum. Baktım, daha öncesinden başlayan tenkitler festival süresince de devam etti. Tamamlandıktan hemen sonra da, yıllardır duyageldiğimiz klişe ifadeler yaygınlaştı. Diyorlar ki: festival olmuş, bitmiş Adanalının haberi yok!.. Bir kere bunu diyenler haberdardı ki, böyle bir serzenişte bulunabildi. Kendimi serzenişte bulunanların yerine koydum. Çok değilse de haklı olabilirler. Sonra da Belediye adına düşündüm; onlar da haklı. Günümüzdeki adalet hakkındaki türlü söylemler şöyle dursun, adil olmaya çalışarak ve her iki tarafta bulunmuş biri olarak değerlendirme yaptım.
BİR: Bizim zamanımızda duyuru çok daha etkindi. Çünkü çok izlenen yerel televizyonlar vardı. Ayrıca, biz, Belediye Basın Bürosundaki değerli arkadaşlarımız büyük desteğiyle, yerel olsun, yaygın olsun, medya ilişkisini çok daha etkin yürüttük. Bunu yaparken de, 50 yıllık KOZA A.Ş.’nin uygulamalarından ve en çok da hafızasından yararlandık.
Bugüne bakalım. Ne o yerel televizyon var, ne de hafızasından ve uygulamalarından yararlanılabilecek bir KOZA A:Ş. Sözlü zamanında haciz dosyaları altında ezilip yok oldu o güzide kurum. Böyle olunca, yeteneklerinden kuşku duymayacağım görevliler sıfırdan başlamış gibi oldular. Önümüzdeki yıl çok daha başarılı olacağına inanıyorum.
İKİ: O yıllarda pek yaygın olmamakla birlikte sosyal paylaşım sitelerinden de yararlanabiliyorduk. Halbuki bugün için bu siteler inanılmaz bir duyuru platformu halinde. Festival idarecileri, tabii ki bir takım zorluklarıa göğüs gererek çalıştılar, bu olanağı yeterince kullanamadılar. Hiç olmazsa yoğun bir canlı yayın çalışmasıyla çok daha üst düzeyler yakalanabilirdi. Diğer etkinlikler yayınlansaydı, Ödül Töreni Canlı yayını çok daha fazla izlenirdi.
ÜÇ: İstanbul’daki sanat çevreleriyle sıkı ilişki içinde olmakla beraber yönetim pilotajını Adana ve Adanalılara emanet ettik. Yakınen bilmiyorum; bu yıl Adana ağırlığını zayıf görüyorlar. Bu da yine acemilikten kaynaklanan hata.
DÖRT: Yapıldı mı, bilgim yok. Kültür Bakanlığından her yıl az-çok katkı alıyorduk. Bunun için hazırladığımız dosya içeriği daime ayağı yere batan somut programlardan oluşuyordu. Önemli etkinliklerimizden biri de, Uluslar arası Akdeniz Ülkeleri Kısa Film ve Öğrenci Filmleri yarışmalarıydı. Yurt dışından elli kadar katılım oluyordu. Gelen yabancı konuklarla ilgilenmek de bana aitti. Adana tanıtımına büyük katkısı olduğuna yakinen tanık oluyordum.
SON SÖZ: Belediye bu söylediklerimin hepsini alt eden müthiş başarı göstermiş olsaydı da, yine şikayet olacak, yine “Haberimiz olmadı, ne zaman yapıldı?” gibi kinayeler eksilmeyecekti. Topluma yönelik davranışlarda herkesi mutlu etmek kesinlikle olanak dışı. Tamam da, iyileştirmek mümkün. Bu yılın deneyimleri önümüzdeki yıl yararlı olacaktır. Emeği geçenlere teşekkürler…