AMERİKAN HEGEMONYASI (1)

George Washington liderliğinde İngilteere’ye karşı savaşan 13 koloni, 4 Temmuz 1776’da bağımsızlığını ilan etti.

George Washington ve John Adams’lı ilk 25 yılın ardından ABD, Tomas Jefferson başkanlığında 1801’den itibaren ‘Yayılmacı’ bir anlayışla ‘Kuzey Amerika’ kıtasında genişlemeye başladı.

Bugün itibarıyla 9.8 milyon kilometrekare büyüklüğünde coğrafi genişliğe sahip ABD’nin 1800 yılındaki topraklarının büyüklüğü 2.3 milyon metrakeydi.

ABD izlediği bu yayılmacı politika ile 7.5 milyonmetrekare toprak ilave etmiş bulunmaktadır coğrafyasına.

Tomas Jefferson 1802 yılında 2.6 milyon metrekare büyüklüğündeki LOİSİANA’yı Fransız’lardan 1.5 milyon dolara alıyor.

ABD 1819’da 155 bin kilometrekarelik FLORİDA’yı, 1840’lı yıllarda ise TEXAS ve OREGON’u Meksika’dan koparıyor.

ABD, Meksika’yla savaşın ardından 1850’de CALIFORNİA ve NEV MEKSİCO’yu da topraklarına katıyor. Böylece 2.4 milyon kilometrekare daha coğrafyasını büyütmüş oluyor.

ABD ardından 1864’te NEVEDA’yı, 1876’da COLORODO’yu, 1889’da KUZEY ve GÜNEY DOKOTA ile WASHİNGTON’u, 1896’da UTAH’ı ele geçiriyor.

Öte yandan 1867 yılında Rus çarlığına 7.2 milyon dolar ödeyerek ALASKA’yı aldı.

Bu sürece damgasını vuran ABD başkanlarının başında 1817-1825 tarihlerindeki başkanlık yapmış olan JAMES MONREO gelmektedir.

MONREO 1823’de kongrede yaptığı yıllık konuşmasında iki ana düşünce ortaya koymuştur.

Birincisi; Avrupa ülkelerinin Amerika kıtasındaki kolonileştirmelerine karşı çıkan düşünce.

İkincisi de; Avrupa’nın YENİ DÜNYA’daki ulusların içişlerine müdahale etmemesi düşüncesidir.

Sonuçta bu iki düşüncenin Avrupa’nın Yeni Dünya işlerine, ABD’nin de ESKİ DÜNYA işlerine karışmaması şeklinde özetlenebilirdi.

Bu da ABD’nin AMERİKA KITASI’ndaki bütün toprakların şu ya da bu yoldan kendine bağlamaya hakkı olduğu algısını egemen kıldı.

Böylece ABD 19.yüzyılın sonuna kadar ORTA AMERİKA ve KARAYİP’ler de ilerlemiş oldu!

1890 yılında Amerikalı stratejist ALFER THAYER MAHAN, yayımladığı DENİZ GÜCÜNÜN TARİHE ETKİSİ başlıklı incelemesiyle, ABD yönetimi için yeni bir yöntem geliştirdi.

MAHAN; İngiltere’nin deniz gücü sayesinde AVRUPA’nın kıta devletlerine karşı üstünlük sağladığını ve zenginleştiğini saptıyor ve ABD’nin de tıpki İngiltere gibi ÜRETİME, SÖMÜRGELİĞE ve DENİZ TİCARETİNE ağırlık vermesi gerektiğini belirtiyordu.

Bu ise kuvvetli bir dononma ve deniz yollarına egemen olmakla mümkündü.

Yani MAHAN, ABD yönetiminin önüne PASİFİK OKYANUSU’nda genişlemek gerektiği fikrini koymuştu.

Tam da bu süreçte önemli bir kırılma yaşandı!..

1898’de ABD-İSPANYA savaşı patlak verdi. İspanya’nın yenilgisiyle birlikte ABD, Atlantik’teki KARAYİPLER’den PASİFİK OKYANUSU’na doğru genişlemeye başlamış olu.

Bu arada ABD savaşta yenilen İSPANYA’dan sömürgesi FİLİPİNLER’i de devraldı.

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından ABD Başkanı WOODROW WİLSON’ın açıkladığı 14 prensip, her ne kadar dünya barışını sağlama ve çatışmaları önlemek içni uluslararası bir örgüt kurma hedeflerini içerse de, temelde zayıf ülkelerin kapısını ABD sermayesine açmayı amaçlıyordu!..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor