AMERİKAN HEGOMANYASI (2)

22 Aralık 2020 günkü Amerikan Hegomanyası-1 başlıklı yazımızın devamı olarak bugünde Amerikan yayılmacılığını ele almaya devam ediyoruz.

Amerikan yayılmacılığının ‘HEGOMANYA’ya dönüşmesi öyle iki günlük köşe yazısı ile anlatılabilinecek bir olay değli tabi.

Dünyanın jandarmalığına soyunan ve emperyalizmin ağababası AMERİKA’yı anlatmak ne ciltlere sığar ne milyonlarca sayfaya.

Kendini AMERİKAN sevdalısı addedenlere özet olarak nasıl bir sömürü sistemi kurulduğunu anlatmaya çalışarak kendinme bir vazife çıkartmaktı benimkisi de…

Bütün ekonomik engellerin kaldırılmasını öngören 3.PRENSİP, açık ki ilgili ülkenin ekonomisini ABD tekeline almayı amaçlıyordu.

Bu ilke öncelikle İngiltere’yi ve eski sömürgeciliği hedef aldı. ABD, İngiltere’yi ve elbet de öbür sömürgecileri sömürgelerini Amerikan serbest ticaretine açmaya zorladı.

ABD başkanlarından JİMMY CARTER’in Ulusal Güvenlik Danışmanı ZBİGNİEW BRZEZİNSKİ, Wilson ilkelerinin ünlü ondört maddesinin, Amerikan kuvvetleri ile takviye edilen Amerikan idealizminin Avrupa jeopolitiğine sokulmasını temsil ettiğini savunur.

Wilson’un etkisiyle Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Milletler Cemiyeti kuruldu, fakat kongrenin muhalefeti nedeniyle ABD bu örgüte üye olamadı.

Fakat bu ABD’nin yeniden kendi dünyasına dönmesi demek değildi.

Üstelik 1917’de Rus Çarlığı’nın yıkılması ve SSCB’nin kurulması, 1919’da Macaristan’da Sosyalist BELA KUN rejiminin kurulması 1918-1919’da Kasım Devrimi ile Almanya’da Friedrich Ebert önderliğinde Anayasal Monarşi’den parlamenter demokrasiye geçilmesi gibi gelişmeler, ABD’nin eski dünyaya kayıtsız kalamayacağının politik nedenleriydi.

Ama asıl önemli neden, ABD’nin özellikle dünya savaşı sırasında savaşan bütün taraflara verdiği milyonlarca dolar borçtu.

Amerikalı bankacı CHARLES GATES DEWES’in 1924 tarihli savaş tazminatıyla ilgili DAWES PLANI ve Amerikalı hukukçu OWEN YOUNG’ın 1929’da hazırladığı Almanya’nın ödemesi gereken borçlarla ilgili YOUNG PLANI.

Ayrıca ABD’nin Fransa ile birlikte inşaa ettiği BRİAND-KELLOĞG PAKTI Washington’un eski dünya ile (Avrupa) ne denli ilgili olduğunun göstergesidir.

Yine bu süreçte ABD, Orta Amerika ve Karayipler istikametinde genişlemeyi sürdüryordu.

Latin Amerika’ya nüfuz etmeye çalışıyordu Amerikan Deniz Piyadeleri 1924’de HONDURAS’a, 1926’da NİKARAGUA’ya girdi.

Evet dünyanın jandarması ve emperyalizmin ağababası Amerika 1800’lü yıllarda başlayarak bir ahtabotun kolları gibi önce YENİ DÜNYA dediğimiz AMERİKA KITASINDA coğrafyasını genişlettikçe genişletti.

İngiliz sömürgecliğine iştah kabartarak İSPANYA’dan başlayarak tüm dünyaya egemen oldular.

TRUMAN DOKTRİNİ ve MARSHALL PLANI ile de az gelişmiş ülkelere yardım katkıları ile çağdışı askeri araç ve silahlar vererek, işbirlikçileri ile bu ülkelerin aort damarlarına hükmeden çalışmalar ile yer altı ve yer üstü zenginliklerine el koydular.

Özet olarak da olsa emperyalizmin ağababası USA’yı tanıyalım dedik.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor