ANKARA ANLAŞMASINDAKİ CAN ALICI MADDELER BİZE GÖREYDİ

Önceki Yazının özet: Büyük ümitlerle işgal ettikleri Adana ve çevresinde iki yıllık eza-cefa sonrası 1920 Martının ikinci yarısından itibaren üst üste dayak yiyen Fransızlar havlu atmak zorunda kalmışlar ve barış yollarını zorlamışlardı. Barış, bizim için de gerekliydi ve 20 Ekim 1921 günü Ankara Anlaşması imzalandı. Böylece, Mustafa Kemal Paşa’nın Meclisiyle temsil edilen Türkiye, uluslar arasın alanda ilk kez kabul ve tescil görürken Osmanlının da fiilen sonu oluyordu.
Anlaşmaya varan yolun ilk temeli Paris’te, Fransa Hükümetinin 8 Haziran 1921 günkü toplantısında atılıyordu. Başarısızlıklarına çeşitli bahaneler bulan ve sonuçta bölgemize hakim olacağını bildiren Adana’daki kurmay heyetinin aksine, Amerikan Gazeteleri Türklerin tüm seyri tersine çevirdiğini yazıyordu. Hükümet, o gün, Adana ve çevresinden “şartlı” olarak çekilmeyi kararlaştırmıştı. Bu kadar masraftan sonra, az da olsa Kilikya’dan toprak koparabileceklerini düşünmüşler ve anlaşma için görevlendirilen Franklen Buyyon’a da, “Ne koparabilirsek o kazancımızdır” demişlerdi.
Uzun süren ve zaman zaman kesilen görüşmeler sonunda, Türk Heyeti geriye adım atmadı. Nihayet, 13 Maddelik Anlaşma, tamamen istediğimiz doğrultu ve koşullarda imzalandı.
Can alıcı olan birinci madde şöyle yazıldı:
“MADDE 1: Her iki taraf işbu anlaşmanın imzalanmasından itibaren aralarında savaşın sona ereceğini bildirirler. Ordular, mülki memurlar,, ahali keyfiyetten derhal haberdar edileceklerdir.”
İkinci Madde, karşılıklı olarak tüm esir, tutuklu ve mahkumların serbest bırakılmasını işliyordu.
Çekilme Takvimi de şöyle yazılmıştı:
“MADDE 3: İşbu anlaşmanın imzasından başlayarak en geç iki ay içinde Fransız kıtaları 8’inci Maddede yazılı hattın Güneyine ve Türk kıtaları da Kuzeyine çekileceklerdir.”
Burada belirtilen ve 8’inci Maddeye konu edilen hat şöyle tarif edilmekteydi: “İskenderun Körfezinde <payas’tan başlayarak Meydan-ı Ekbez –Kilis – Cihanbeyli istasyonuna gidecek ve demiryolu Türkiye’de kalmak üzere Çobanbeyli İstasyonları Suriye’de kalacaktır.” Bu hattın netleştirilmesi için bir ay içinde iki tarafın oluşturacağı bir heyetin çalışması öngörülmekteydi.
TELGRAFLAR ÇALIŞIYOR
Anlaşmanın imzalanmasından sadece dakikalar sonra, Pozantı’da bulunan Adana Valisi Hilmi (Serficeli) ile Belediye Başkanı Mehmet Fuat (Dıblan) Beylere müjde telgrafları ulaştı. Bunun üzerine, Vali ve Belediye Başkanı Gazi Paşa’ya şu minnet ve şükran telgrafını gönderdi: “Siz Milleti sevdiniz, millet de sizi pek derin hürmetle sevdi. Bu muhassaladan (sonuç olarak) bugünkü zafer tecelli etti. Biz, Adanalılar, sizin büyüklüğünüze karşı ancak mukabele edecek (Karşılık verecek) bir tek şey bulabiliyoruz. O da, şimdiye kadar içimizde hiç kimse için kaynamamış olan ve dünyada bir eşi daha olmayan sevgilerimiz ve minnettarlıklarımızdır.”
PAZARTESİNE: ADANA’DAKİ FRANSIZ GENERAL VE ERMENİLERİN TUTUMU