Antibiyotik kullanımında ilk kural: Doktor yazmadan asla!
HABER: KERİME LARA ALTUN
ADANA (BÖLGE)-Bakterilerin yol açtığı enfeksiyonların tedavisinde kullanılan antibiyotiklerin bulunması, insanlık için dönüm noktasını oluşturuyor. Yüzbinlerce insanın ölümüne yol açan salgınların önlenmesini sağlayan antibiyotikler, günümüzde yanlış kullanım nedeniyle bambaşka sağlık sorunlarına yol açma tehlikesini de barındırıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da yapılan “antibiyotik direnci” açıklamaları “100 yıllık tıbbi gelişimin yok edilebileceği” uyarısını da içeriyor. Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Özay Akyıldız, “Antibiyotiklerin tüm dünyada gereksiz ve yanlış kullanımı, insanların ağız, boğaz ve bağırsaklarında bulunan ve flora bakterileri olarak adlandırılan bakterilerde direnç gelişmesine neden olmaktadır” diyerek bu direnç nedeniyle yaygın görülen enfeksiyonların tedavi edilebilmesinin riske atıldığına dikkat çekiyor. Direnci engellemenin yolunun yanlış kullanımdan vazgeçmek olduğunu belirten Dr. Özay Akyıldız, ayrıca el hijyenine uyum gösterilmesinin de önemli olduğunu vurguluyor.
Grip antibiyotikle tedavi edilmez
Antibiyotiklerin akılcı kullanılmaları konusunda toplumda duyarlılık oluşturmak için Kasım ayının 3. haftası ’’Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası’’ olarak anılıyor. Antibiyotikler bakterilerin oluşturduğu enfeksiyon hastalıklarının tedavilerinde kullanılan en önemli ilaçlar olarak tıp sahnesinde etkin bir yere sahip. Bakterilerin hem toplumda hem de hastanede tedavi görenlerde ciddi ve ağır enfeksiyonlara yol açabildiği düşünüldüğünde antibiyotiklerin önemi de daha iyi anlaşılıyor. Toplumda sıklıkla görülen “solunum yolları, üriner sistem, gastrointestinal sistem ile deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarının” bakteri kaynaklı hastalıklara örnek olduğunu anlatan Dr. Özay Akyıldız, antibiyotik direncine yol açan süreç hakkında şunları söylüyor:
“Antibiyotik direncinin ortaya çıkmasında en önemli faktörlerin başında antibiyotiklerin grip, soğuk algınlığı ve nezle gibi viral enfeksiyon hastalıklarındaki gereksiz yere kullanımı geliyor. Çünkü antibiyotiklerin virüslere karşı hiçbir etkisi yok. Ayrıca gerekli olduğu durumlarda da yanlış kullanımları direnç gelişimine katkı sağlıyor. Antibiyotiklerin gün içerisinde gerektiği saatlerde alınmaması, uygun ve yeterli dozlarda kullanılmaması, gerektiği gün sayısında kullanılmaması söz konusu yanlış kullanımlardır.”
Direncin tek nedeni, yanlış kullanım değil
Ancak antibiyotik direncinin gelişmesinde tek etken yanlış kullanım değil. Tüm dünyada tarım alanında suların arıtılmadan kullanılması, içme sularının kalitesi ve hayvanlarda antibiyotiklerin yoğun biçimde kullanılması da direnç geliştirilmesinde rol oynuyor.
Bu bitkisel ve hayvansal gıdaların insanlar tarafından tüketilmesi sonucu doğrudan ya da dolaylı olarak dirençli bakteriler insan vücuduna geçiyor ve insan sağlığını dirençli bakteri enfeksiyonlarının gelişmesi açısından olumsuz etkiliyor.
Peki, bir bakteri antibiyotiğe dirençli hale geldiğinde ne oluyor? Hasta verilen antibiyotiğe olumlu yanıt vermiyor yani verilen antibiyotik vücuttaki o bakteriye karşı etkili olmuyor. Bu da hastalığın tedavi edilememesi anlamına gelebiliyor. Bu direnç, antibiyotik tedavisinden sonra varlığını sürdürmeye devam eden bakterilerin de yeniden çoğalmasına yol açabiliyor. Kimi zaman hastalığa yol açan bakteriler birden fazla antibiyotik türüne karşı direnç geliştirebiliyor. “Antibiyotik kullanımının fazla olması, bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine sebep oluyor” diyerek sözlerine devam eden Dr. Özay Akyıldız, antibiyotik direncinin tüm dünya için önemli bir sağlık problemi olduğunu, aynı zamanda yaygın enfeksiyonları tedavi şansını da riske attığını kaydediyor.
Dirençli bakteriler bulaşıyor, risk artıyor
Antibiyotiklerin tüm dünyada gereksiz ve yanlış kullanımının, ağız, boğaz ve bağırsaklarında bulunan ve flora bakterileri olarak adlandırılan bakterilerde direnç gelişmesine neden olduğuna da dikkat çeken Dr. Özay Akyıldız, olası sonuçlar hakkında ”Bu dirençli bakteri türleri kişiden kişiye, kişiden çevreye çeşitli yollarla bulaşabiliyor. Bu durumun sonuçları da oldukça ağır olup insan hayatını tehlikeye atabiliyor” açıklamasında bulunuyor.
Antibiyotik direncinin önüne geçilmesi için yapılması gerekenleri “antibiyotik yönetimi, enfeksiyon kontrol önlemleri ve etkili el hijyeni uygulamaları” olarak özetleyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Özay Akyıldız, el hijyenine yönelik dikkatin artması ile hastane enfeksiyonlarının da azalacağını ve böylece antibiyotik kullanımı gereksiniminin düşeceğini vurguluyor.