(HABER MERKEZİ)-Adana bir hafta içerisinde 3 kadın cinayetinin gerçekleştiğini ifade eden Emek Partisi Adana İl Örgütü, artan cinayetlere tepki göstererek İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi.
Emek Partisi Adana İl Başkanı Sevil Aracı, devletin ilgili kurumları görevlerini yapmadığı için kadınların her gün sosyal medyada ‘yaşamak istiyoruz’ çığlıkları yükselirken kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin de arttığını belirterek, “Kadın cinayetleri o kadar arttı ki bir hafta içinde sadece Adana’da 3 kadın katledildi. Buna rağmen İçişleri Bakanlığı, bu yılın ilk 9 aylık döneminde, kadın cinayetlerinin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29 oranında düştüğünü duyurmakta beis görmüyor. Bizce öldürülen her kadının faili şiddete karşı önleyici tedbirleri almayan, etkin kovuşturma yürütmeyen ve katilleri cezasız bırakan devlettir” dedi.
Geçtiğimiz bir hafta içinde Adana’da yaşanan kadına yönelik şiddetin gelinen noktayı gösterdiğini dile getiren Aracı, “Adana’nın Ceyhan ilçesinde boşanma davası devameden ve uzaklaştırma kararı olan Serap Ö., eşi A. Ö.’nin saldırısına uğradı, kalbine aldığı bıçak darbesiyle yaşamını yitirdi.
Kozan ilçesinde, E.K.adlı kişi, Tuğba K.’i tabancayla vurarak öldürdü. Öte yandan zanlı K.’nin, Gülay M. Adlı kadını da yıllarca taciz ettiği, 8 yıl 6 ay ceza almasına rağmen tutuklanmadığı ortaya çıkıt. Kadına yönelik şiddetten cezası olan bir şahıs, yeterli önlem alınmadığı için bir başka kadının hayatına mal oldu.
Çukurova İlçesi’nde Hülya G.isimli kadın boşandığı AbdullahK isimli kişi tarafından vurularak öldürüldü.
Eylül ayınınbaşında,uzun yıllardır şiddet gördüğü eşinin eline tutuşturduğu tüfeğin patlaması sonucunda eşini öldürmekle suçlanan Fikriye Ö.hakkında kasten eşi öldürmek suçundan müebbet hapis cezası istemi ile dava açıldı. Halen tutuklu olan Fikriye’nin duruşması 6 Kasım günü görülecek.
Geçen hafta sonuçlananbir ceza davasında iki çocuğunu istismar eden baba, aylarca tutusuz yargılandı, kamuda bir çocuk hastanesindeki görevine devam etti. Kadınların ısrarlı takibi ve çabaları sonucunda tutuklandı. 35 yıl, 7 ay 15 gün hapis cezası aldı. Ancak yargılama sırasında devlet de, yargı da çocukları ve annelerini korumadı.
“KADINLARA YARGI DEĞİL, YİNE KADINLAR EL UZATTI”
Aylardır yaşadığı şiddet ve cinsel istismarın soruşturulması için yargıdan medet uman E.B. en son çareyi yaşadıklarını twetterda paylaşmakta buldu. E.B.’ye eluzatanlar yine kadınlar oldu.
İktidar ise tüm bu örneklere rağmen bir yandan kadına yönelik şiddetin azaldığına dair yanlış bilgileri paylaşırken, bir yandan da İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı tartışıyor. Sözleşmeden rahatsız oldukları kadar, kadınlara ve çocuklara yapılan şiddet ve tacizden, kadın cinayetlerinden rahatsız olmuyorlar.
Şiddet, cinayet, taciz faillerine hala iyi hal indirimi uygulanabiliyor, bu failler çoğunlukla tutuksuz yargılanıyor. Cezasız kalan her şiddet, taciz, cinayet vakası bu fiili işyenleri işleyecek olanları cesaretlendiriyor, özendiriyor. Evde, sokakta işyerinde ‘başıma bir şey gelir mi’ tedirginliğiyle hayatını sürdüren kadınların sayısı giderek artıyor. Kadınlara reva görülen bu yaşam kabul edilemez.”
İktidar her türlü şiddet ve cinayetin önlenmesi, yapanın asla cezasız kalmaması için gerekli düzenleme ve yaptırımları derhal hayata geçirmesi gerektiğini söyleyen Aracı, “İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamalıdır. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, uygulatılması, denetleme mekanizmalarının devreye sokulması devletin öncelikli yükümlülüklerinden biridir. Kadın düşmanı politikalara, erkek egemen zihniyete karşı bütün kadınları dayanışmaya; haklarımız ve hayatlarımız için mücadeleye çağırıyoruz” diye konuştu.
