ARTIK TARİH OLDU!
2023 cumhurbaşkanlığı seçimini CHP Gen. Bşk. Kılıçdaroğlu’nun yüzünden çok az bir farkla kazanan R. T. Erdoğan, 2024 yerel seçiminde 22 yıllık Tek Adamlığını sandıkta tamamen yitirdi.
2024 Martından beri AK Saray, “partili cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden” yani yüzde 50+1’den kendisini kurtarabileceği bir anayasa (seçim sistemi) değişikliğinden başka hiçbir şey düşünemez halde.
- T. Erdoğan’ın, değişiklik için her konuda joker gibi kullandığı MHP (D. Bahçeli) dışında, ilk aklına koyduğu CHP (Ö. Özel) idi.
Dört başlı (Özel, İmamoğlu, Yavaş, Kılıçdaroğlu) CHP ile sonuç alamayınca el altından DEM’i yoklamayı planladı. Geç te olsa kabullendiği D. Bahçeli’nin İmralı (A. Öcalan) davetinin, bu planın ilk adımı olduğu anlaşıldı.
Oysa artık Türkiye’nin 1984’den beri tırmanan en önemli sorunu, Abdullah Öcalan’ın PKK’sının içine kaynadığı Suriye’deki PYD’dir. En son TUSAŞ baskınında olduğu gibi her gün canlar yitirdiğimiz terörün emir-kumandası, ne İmralı’da ne Edirne’de ne de DEM’de. Açıkça ABD’nin güdümündeki PYD’dedir (Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi).
O planı uygulamaya koyarken AK Saray, iki hazırlık (altyapı) yapması gerekiyordu; 1- Halkın gerçek ve acil gündemini (Aş-İş) karartmak. 2- İç Cephe birliğini sağlamak adına güney sınırımızdaki, en yüksek silah donanımlı PKK-YPG’ye karşı yapılacak daha fazla (öncelikle aşından-işinden) fedakârlık için seçmeni sıkıştırmak (korkutmak)!
Aklı ve sağduyusu olan ve birazcık hesap bilen herkes şu gerçeği artık kesinlikle görmüş olmalıdır: Halkın (ülkenin) saplandığı ve içinden çıkılmaz duruma gelen ekonomik-mali batağın asıl nedeni, 22 yıldır AKP Hükümetlerinin verimsiz, gösterişli “demir-beton-asfalt” projelerinin üzerine katlanarak binen, Suriye’yi (Esed’i) parçalamak için yapılan harcamadır.
Bu yollarla gerçek gündemi karartıp, istedikleri Anayasa değişikliğini yapmak adımları CHP’den sonra DEM’in kapısından da ileri gitmez ise (ki öyle görünüyor) Cumhur İttifakının, demokratik hukuk kuralları dışı, çok daha tehlikeli yola sapacağı derin kaygısını taşıyanlardanım.
TUSAŞ teröründen sonra bir zamandır abartılarak yapılan “teknolojik nitelikte silah yapımı konusunda ABD’yi bile kıskandıracak düzeye gelindiği” açıklamalarının, zamanlaması manidardır!
İki aydır haritalanan(?) İsrail tehdidine ve ABD’nin PYD’yi koruyup-kollamasına karşı Esad ile anlaşmak için Putin’in (Rusya’nın) desteğini arayış, barışçıl çözüm değil, Güney Sınırımızda ateşi parlatma gözü karalığına işaret ediyor olmalıdır.
Karakterime aykırı bu bedbinlik, dilerim yazıda kalır. Ama şunu kimse yadsıyamaz; Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün dünyaya ders olan ve yirmi birinci yüzyılın başın kadar Türkiye Cumhuriyet Hükümetlerinin sapmadan uyguladığı “yurtta barış-dünyada barış” artık tarih oldu.