ATA SÖZLERİ VE ERSİN RAMOĞLU

Bayılıyorum ben bu Ersin Ramoğlu’na!.. Adamın kapasitesi belli.. Günlerce aynı konuyu alır, o konunun çevresinde debelenir durur, hiçbir üretkenliği, araştırmacılığı yoktur.. Ciddiye almıyoruz da, aklı başına gelir, yaptığı yanlışları düzeltir diye uğraşıyoruz.. Ama ne yapsan, ne etsen tın.. tın!..

Ersin!.. Sana bazı ata sözlerini hatırlatalım, belki biraz gelişir, ders alırsın, yaptığın hataların farkına varırsın, ya da birileri seni uyarır diye..

Mesela, bilgin insanlar der ki;

*** adam adamdan korkmaz, utanır,

*** adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir atlastan olsa çulu

*** adam adamı bir kere aldatır

*** adamın adı çıkacağına canı çıksın

*** adam olana bir söz yeter

*** adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork.

Sanıyorum en güzel söz Mevlana’ya aittir.. Der ki;

“Suskunluğum asaletimdendir. her lafa verecek cevabım vardır. ama bir lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım adamı mı diye”

Ersin.. Gazeteci, yazdığının arkasında durur, iddiasını ispatlamak zorundadır.. Sen, bir bayan özel kalem müdürüyle ilgili fotoğraf yayınlayacaktın, yalancı çıktın.. Sen o kızın ve babasının Adana Büyükşehir’de göreve başladığını  yazdın, senin yalanını ortaya çıkardık, fos çıktın.. Sana verdiğimiz süre bitti.. Şimdi ilan ediyoruz;

SEN BİR İFTİRACISIN ERSİN RAMOĞLU

Daha çok örnekler var böyle.. Ama tüm yalanlarına devam ediyorsun Ersin!.. Sen nasıl bir gazetecisin.. Bak sana dedik ki, “O elindeki fotoğrafı kamuoyuna açıkla, açıklayamazsan seni yalancı ilan edeceğiz..” çıkaramadın.. Sana kim inanır Ersin? Yalanla nereye kadar gidersin, yalanlarınla seni kim daha fazla sırtında taşıyabilir.. SABAH Gazetesi gibi bir gazete seni daha ne kadar sırtında taşıyabilir..Hiç Adana’da duymadın mı, Alaeddin Kutlu, İskender Ayvalık, Kenan Gedikoğlu, Aydın Remzi Yüreğir, Çoban Yurtçu, Mehmet Mercan, Kurtar Çakın adını.. Bunlar da temsilciydi, neden bir gün olsun saygınlıklarına gölge düşürmediler?

Bak Ersin, biz de büyük gazetelerde çalıştık.. Ya ilkelerimize ters düştüğü için ayrıldık, ya da verdiğimiz sözü yerine getirdiğimiz için ayrıldık, “Gitme kal” denilmesine rağmen..

İlkeli olma gayretimizi hala sürdürüyoruz.. İnan yazdıklarının doğru olduğunu bilsek, çamur at izi kalsın durumunda olduğunu görmesek, sonuna kadar sana destek olur, o pisliklerin ortaya çıkmasının mücadelesini verirdik.. Ama yazdıklarının hiç birinin gerçekle  ilgisi olmadığı gibi hayal dünyanı dile getiriyorsun be koçum?

Bayram sonrası, isim vermeden gazetecileri hedef almışsın Ersin.. Muhtemelen beni de kastediyor, yine Zeydan Karalar’a vuruyorsun, belgesiz, bilgisiz, sadece iftira.. O kadar buruk güldüm ki, mesleğim adına acı acı..Yapma be gözüm!..Yalanlarınla boğulma be koçum!.. Demişsin ki;

“CHP köpeksiz köy istiyor değneksiz dolaşmak için..
Örnek Adana Büyükşehir’in CHP’li Başkanı Zeydan Karalar
İşçi çıkarmaya bir türlü doymadı gitti.
Bunu büyük bir iş yapmış gibi böbürlenerek anlatıyor üstelik!
Yalanlarla milleti kandırmaya kalktı.
Candaş medya adamı el üstünde tutuyor.
Antin kuntin işlerine bile göz yumuyorlar!
Üç kuruşa bin takla atan sözde gazeteciler ona yağ çekip duruyor…
Bir kemik parçası için yapmadıkları yok!
Mangalda kül bırakmayan tiplerdir bunlar.
Onun bunun sırtından geçinir adamlık taslarlar!
Karalar’ı parlatmaya çalışıyorlar ama karalığını gidermeye motor güçleri yetmiyor!
Önceki hafta Karalar’ın 169 milyonluk borçlanma yetki talebi Cumhur İttifakı‘nın oylarıyla reddedilince kıyamet koptu.
Neymiş?
Cumhur İttifakı işçilerin paralarını ödememek için borçlanma yetkisini Karalar’a vermemiş.
Karalar da; “Bayram öncesi işçilerin maaşını AK Parti ve MHP ittifakının retoyuyla veremedik” dedi.
Yalana bak yalana!
Sizin yalanınızı seveyim!
Ne alaka Bay Zeydan?
Her ay gelen 150 trilyonu ne yaptın?”

…     …   …

Bir büyük gazetenin Adana temsilcisine hiç yakışıyor mu Ersin.. Sen kendine yakıştırabilirsin ama, mesleğimize ihanet ettiğinin farkında mısın Ersin..

Bak Ersin süren doldu.. O genç kızın hayatıyla oynarken, abuk-sabuk iftiralar atarken, fotoğrafı yayınlayacağını yazarken, biz “O fotoğrafı çıkarmazsan seni yalancı ve iftiracı ilan edeceğiz” dedik.. Hala çıkaramadın Ersin.. Yahu ben bölge temsilcisi olsam bu kadar iddialı bir yazı yazılmasına izin vermem, önce fotoğrafı görmek isterim.. Sen ne kadar acemi, ya da yalancısın Ersin!

Sen nasıl bir gazetecisin be Ersin! Gazeteci yalan yazar mı? Gazeteci, belge olmazsa dedi-kodu yazar mı? Gazeteci başkasına güvenerek elinde olmayan hayali bir fotoğrafı  haber yapar mı? Bir gazeteci yalana başvurur mu?

Sen üç günlük gazetecinin tecrübesine bile sahip değilmişsin be Ersin!..

Sana daha fazla zaman ayırmak istemiyorum, ama o fotoğrafı… Yani sandal sefası fotoğrafını istiyorum Ersin.. O fotoğrafı önce gazetende kullan, sonra ben senden özür dileyim.. Ama çıkaramıyorsun, bırak beni Ersin, önce o genç kızdan, onun babasından, ailesinden ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’dan, ama özellikle SABAH  Gazetesi okurlarından özür dile.. Çünkü sen onları da aldattın Ersin..

Daha da önemlisi, yapamadığın bir görevden istifa et be Ersin.. Çünkü bu mesleğe ömrünü vermiş insanlara saygısızlık yaptığının bile farkında değilsin..

Ha bir hatırlatma daha yapayım.. Hakkımda dava açarsan haberim olsun.. Dava açılıyor, tebligat başka adrese gönderiliyor, mağdurun haberi olmuyor, haberi olmayınca itiraz edemiyor, para cezası kesinleşiyor. Haberimiz olsun, savunma hakkımızı kullanalım, para ödemek durumuna düşmeyelim.. Daha önce olduğu gibi..

50 yıllık bir gazeteci olarak sana son nasihatım Ersin.. Kendini düşünmüyorsan, namusu ve haysiyetiyle ölümü göze alarak çalışan gazetecileri düşün, gazetecilik mesleğinin ne kadar kutsal olduğunun farkına var..

Çünkü gazeteci yalan haber yazmaz, yalan yorum yapmaz.. Gerçekleri, sadece gerçekleri yazar ve belgeleriyle yazar.. Anlatabildim mi Ersin?..

Ha unutmadan..”Üç kuruşa beş gazeteci” demişsin ya, gel Adana’daki tüm gazeteciler mal varlıklarını açıklasınlar.. Sen de dahil.. Eskiye gerek yok, Adana’ya geldiğinden bu yana edindiğin mal varlığını açıkla, biz de çocukluk yaşımızdan bu yana, mesleğe verdiğimiz 50 yıl dahil tüm varlığımızı açıklayalım, sonra hep beraber soralım;

ÜÇ KURUŞA BEŞ TAKLA ATAN KİM?

Var mısın Ersin Ramoğlu? Varsan Hodri Meydan.. Yoksan Sus!..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor