ATATÜRK’E HER ŞEY DİYENLER SONUNDA ÇÖKTÜLER!..

Daha yeni. .Ankara’da bir rehber öğretmen, “Atatürk ateisttir, İngiliz ajanıdır. Babası belli ama dedesinin kim olduğu belli değildir. Nüfusunu Selanik’den buraya, yani Türkiye’ye aldırabilmek için adaları Yunanistan’a vermiştir. Hakkındaki kanun kaldırıldığında kim olduğunu göreceksiniz”dedi..

Biri “Piç” dedi..

Biri, “Annesi genel evde çalıştı” dedi..

Biri, “Put sevenler” dedi..

Biri “Keşke Yunan galip gelseydi” dedi..

Biri, “İki ayyaş” dedi..

Birileri Atatürk’e  hakaret yarışına girdi, söylemedik söz atmadık iftira bırakmadı. Ne yazık ki üniversitelerin koca koca rektörleri, dekanları, öğretim görevlileri, demokrat kitle kuruluşları, yargıçlar daha da önemlisi gençlerin büyük bir bölümü sesini ya çıkaramadı ya da kısık sesle konuşmak zorunda kaldı..

Oysa, Atatürk 1927 tarihinde ne demiştİ;

“Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! “

Ey Türk gençliği içinizden kaç kişi o vazifeyi yaptı.. Önce kendinizi yargılayın..

 Sonra düşünün, “Bu kadar aradan sonra, dün, yani 19 Mayıs 2019 Pazar günü Samsun’a neden akın akın gidildi? Neden ilk kez  Devlet en yüksek makamlarda temsil edildi? Neden akşama kadar canlı yayınlar yapıldı” diye bir değerlendirme yapın..

 ATATÜRK KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞDU da ondan..

ATATÜK’E HER ŞEY DİYENLER SONUNDA DİZ ÇÖKTÜLER! FARKI FARKETTİNİZ Mİ?

Atatürk Samsun sokaklarını gezerken..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor