Kadın Ritmik Cimnastik Milli Takımı Ukrayna’nın Başkenti Kiev’de 3 çember 2 labut aletinde daha iyi olanaklara sahip rakiplerini geçerek Avrupa Şampiyonluğu’nu elde ettiler ve adlarını altın harflerle spor tarihine yazdırmayı başardılar.
Her alanda olduğu gibi Evrensel Lider, korkusuz komutan, başöğretmen ve büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kadınların erkeklerin gerisinde kalmadan kendilerini hissettirmeleri için her türlü olanakları sunmuş ve şöyle demişti “Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.”
Geçmiş yıllarda kıyafetlerine bile müdahale edilen altın kızlar, hiçbir şeye aldırış etmeden günde 6 saat çalışarak elde ettikleri Avrupa Şampiyonluğu kolay olmadı. 5 ve 10 yıllık planlar yapıldı. Önlerinde başta Federasyon Başkanı Suat Çelen olmak üzere, 2012 Londra Olimpiyatlarına katılan ilk sporcumuz Göksu Üçtaş olmak üzere 2016 Rio Olimpiyatlarına katılan Tutya Yılmaz, ayrıca Ferhat Arıcan, Nazlı Savranbaşı, Ahmet Önder ve kendine ait hareketiyle “The Colak” adıyla cimnastik literatürüne geçen ve geçtiğimiz günlerde TMOK tarafından düzenlenen Mustafa Koç ödülü kazanan İbrahim Çolak model olmuştu.
1996 yılında ABD’nin Atlanta Kenti’nde gerçekleştirilen olimpiyatların 100. Yılını Anadolu Ajansı adına izleyen 5 gazeteciden biriydim. En uzun Cimnastik Federasyonu Başkanlığı yapan merhum Atilla Örsel ile Amerika’ya aynı uçakta yolculuk yaptık. Deneyimli Başkan Örsel’e sordum, “Olimpiyatlarda neden cimnastikçimiz yok?” Başkan Örsel, “Yaramı deşme! Benim rüyam, hayalim olimpiyatlarda Türk sporcu görmek. Avrupa’da sporcunun antrenörü, doktoru, diyetisyeni, kondisyoneri, psikoloğu var. Başka anlamda bir sporcu en az 6 uzman ile çalışıyor. Biz ne zaman bu fırsatı yakalarsak olimpiyatlara elbette sporcu göndeririz” diye üzüntüsünü anlatmıştı.
Olimpiyat oyunlarına 1908 Londra Olimpiyatlarına ilk kez Osmanlı döneminde Aleko Mulos’un gittiğini anımsatan Rahmetli Örsel, 2012 Londra Olimpiyatlarına başkanlığının son yılında Göksu Üçtaş’ın gitmesini sağlamış ve rüyası gerçek olmuştu.
Ülkemize ilk kez Avrupa Şampiyonluğu kazandıran Kaptan Duygu Doğan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina ve Eda Asar’ın günde 6 ile 8 saat antrenman yaparak, bir hareketi yüzlerce kez tekrar ederek, beslenmeleri, uyku ve dinlenmeleri adeta rahibe gibi yaşayarak bu başarıyı elde ettikleri unutulmamalı.
“Avrupa Şampiyonluğunu kadınlarımız ve sağlıkçılarımıza armağan ediyoruz” diyen Federasyon Başkanı Suat Çelen başta olmak üzere, antrenörler, diğer görevliler, altın kızları büyük bir sabırla destekleyen aileleri kutluyorum. Bir de çok eleştirilen spor medyası ilk kez altın kızların başarısını futbolun önünde tutarak sayfalarında geniş yer verdiler. Kızlarımızın şimdi hedefi, Bulgaristan’da gerçekleştirilecek olimpiyat elemelerini geçerek Tokyo olimpiyatlarına katılmak olmalıdır.
Cimnastik tüm sporların temeli ve anasıdır. İnanıyorum ki Avrupa Şampiyonu olan kızlarımızı izleyen, biraz spor bilinci ve kültürü olan aileler 3-5 yaş arasında ki çocuklarını cimnastik ile tanıştıracaklardır.
Özetlersek, televizyon karşısında, bizleri duygulandıran, ağlatan, heyecanlandıran Altın kızlara ödüllerin en büyüğü verilmelidir.
