ATA’YA YAKIŞIR MUHTEŞEM PARK 30 EKİM GÜNÜ AÇILDI
(Dünden devam)
Fikir güzel, karar yerindeydi ama, anıt nasıl bir şey olmalıydı sorusuna cevap bulabilmek için aylarca uğraşıldı. Sonunda, bir yarışma açıldı. Seçici Kurula üye olarak da Eski Başkan Ali Münif Yeğenağa, Kemal ve Kadri Beyler, Mebus (Milletvekili) Zamir Arıkoğlu, Belediye Başkanı Turhan Cemal Beriker ve eski Mebus İsmail Safa Özler görevlendirilmişti.
Yarışma nasıl bir proje getirecekti ve maliyetine olacaktı gibi sorulara hâlâ yanıt bulunamıyordu. Herkes bir yerlerle haberleşip “Olsa, olsa ne olur?” düzeyini yakalamaya çalıştı. Avusturyalı ünlü heykeltıraş H. Krippel davet edildi. Adamcağız çok iyi ağırlandı, heykelin yer alacağı alan gezildi, tartışmalar yapıldı. Krippel´in çizimleri maketler haline getirildi. Bütün bu gelişmelerden sonra Avusturyalı ile anlaşma yapılıp yapılamadığını öğrenemedim. Fakat sonraki dönemlerde eserin bir Türk heykeltıraş tarafından yapılması fikri ağır basmıştı. Bana kalırsa, Krippel´in maliyet tahmini çok yüksek bulunmuştu.
10 BİN LİRA BÜTÇE
Biraz geriye gidelim. Ulu Önder’in 7’inci Adana Gezisinden önce de görkemli ve anlamlı anıt fikri zaten benimsenmişti. Fakat nasıl bi heykel olacağı ve kime yaptırılacağı netleştirilemiyordu. Böyle böyle 1934 yılına gelindi. Bilgiler birleştirildi ve heykel çalışmalarına 10 bin Lira bütçe ayrıldı. İyi ama, tek başına heykel neye yarardı ki? Bunun kaidesi, çevre düzenlemesi falan da olmalıydı. Uygun yer neresiydi? Bir yandan da bu işe uygun yüklenici aranıyordu artık.
Bu alanda söz ve bilgi sahibi olabilecek kişilerle olduğu kadar kurumlarla da görüşüldü. Gelen eskizler özenle incelendi. Başvurular değerlendirildi ve Heykeltraş Ali Hadi Bara’nın eskizi beğenildi. Vakit geçirmeden anlaşma yapıldı. Anıtın 5 Ocak 1935 günü açılması kararlaştırılmıştı.
PARK FİKRİ AĞIR BASTI
Gazi’nin daha yeşil Adana arzusuyla uyanan park düşüncesi heykelle birleştirildi ve işte o zaman Hermann Jansen’den tasarım istendi. Jansen, dün sunduğumuz 1935 tarihli tasarımı Berlin’de hazırlayıp Adana’ya gönderdiğinde alan temizliği ve altyapı çalışmaları başlamıştı bile. Plân ele geçer geçmez uygulamaya yıldırım hızıyla girişildi.
Jansen anıt için bir de kaide-havuz tasarımı ön görmüştü. Daha önce düşünülmeyen önemli ayrıntı için İstanbul´dan Mimar Abdullah Ziya Bey´le anlaşma yapılmıştı. İşin 15 bin 737 Liralık finansmanı belediye ve vilâyet tarafından karşılandı. Halkın da ciddi katkısı olmuştu.
İşler çok hızlı ilerliyordu. Abdullah Ziya Bey birkaç ay içinde işini tamamlamıştı. Tek eksik, bronz heykellerdi. Hadi Bara´yla görüşüldü. 5 Ocak 1935´ekadar yetiştirmeye çalışacağını bildirdi. Kaideye de bu tarih işlendi. Fakat olmadı. 5 Ocak´tan birkaç gün sonra tamamlandı ve Adana´ya getirildi. Bu kez de 23 Nisan tarihi hedeflenmişti, yine olmadı ve öngörülen ilk tarihten bir yıl kadar sonra 30 Ekim 1936’da, Cumhuriyet Bayramının ikinci gününde açıldı. Denilebilir ki, Adanalıların neredeyse tamamı o gün tören alanındaydı.
4 metre yüksekliğinde, 2 metre genişliği ve 1.80 metre derinliğindeki kaide Toprakkale taşı ve mermerden yapıldı. Atatürk figürü 3 metre 20 santim, atlet figürü 2 metre 40 santim, Kuzeydoğu grubu 2 metre 40 santim ve Güneydoğu grubu da 2 metre yüksekliğinde…
Anıt ve park çok kısa sürede benimsendi. Adanalı, üstü başı tertipli olmadıkça yaklaşmaktan bile çekinirdi. Hafta sonları hınca hınç dolar, ancak en ufak bir zarar verilmez, kesinlikle kirletilmezdi. Nadide çiçekler, türlü ağaçlarla gerçek bir prestij alanı olmuştu. Parayı denkleyen her aile, burada fotoğraf çektiriyordu.
Vatanı ve Cumhuriyet ile nimetlerini borçlu olduğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnet ve saygımızı bir kez daha tüm içtenliğimizle arz etmeyi vicdan borcu kabul ediyoruz.
BİTTİ