Av. Ömer Barış MIHÇI

Altın alacağının tahsili
Hayat, alışverişler ile doludur. Kasada sipariş verip, ödeme yapıp, ürününüzü alıp gittiğiniz bir kahvecide ürünü alış hikayeniz baştan sonra borçlar kanununda öngörülen sözleşmenin aşamalarının hızlı ve yazısız bir pratiğidir. Hukuki tabirlerle icaba davet, icap, kabul, ifa gibi aşamaların tamamını yaşarsınız. Esasen hukuku, gündelik hayatta hiç bilmeden baştan sonra yaşar durursunuz. Sabah uyandığınızda yüzünüzü yıkamıyor musunuz? İşte o musluktaki suyun evinize gelmesi idarenin size verdiği bir hizmettir. Daha su faturasından bahsetmiyorum bile. Peki ya sosyal medyaya girer misiniz? Tebrikler, operatörünüzle tüketici hukukundan kaynaklı bir abonelik sözleşmeniz var ki internettesiniz ve bir kullanıcı sözleşmesi imzalayarak oraya üye oldunuz, daha oradaki eylemlerinizin ceza kanunu kapsamına girme ihtimallerinden de söz etmiyorum.
***
İşte tüm bu hukuk ile girift halde olan yaşamımızda bir de insanlardan borç alır veririz ve bazen bu borcu doğrudan para olarak değil de kolumuzdaki bilezikler, zamanında altın hesaplarında yaptığımız birikimler yahut düğünde takılan ve zor günler için saklanan altınlar şeklinde yaparız. Oysa her şeye kadir ve gebe olan hayat bazen alacakların tahsili zamanı geldiğinde anlaşmazlıklara da gebedir. Altın gibi değeri sürekli değişen bir borcu hukuka sığınarak geri almak isterken yapmamız gerekenlere de çok dikkat etmek gerekir.
***
Daha önce bir para borcunun tahsiline şahit olduysanız, bunun ilk ve en kısa yolunun icra dairelerinde ilamsız icra takibi açmak olduğundan haberdarsınızdır. Bir kişinin size olan borcunu kendi elinizle hesaplayıp faizlerini ve diğer masraflarını yazdıktan sonra icra dairesi yolu ile ödeme emri tebliğ eder, borç kesinleşince de haciz işlemlerine başlarsınız. Oysa hukukumuzda bu yol ancak belirli ve belirlenebilir alacaklar için geçerlidir. Eğer bir altın borcunuzdan dolayı icra takibi yaparsanız bunu ancak altının, borç verdiğiniz günkü değerine yıllık yasal faizi ekleyerek yapabilirsiniz. Altının son yıllardaki değer artışına bakarsak yıllı %9 adi kanuni faiz bu şekilde verilen borcun tahsilinde yeterli olmayacaktır.
***
Bu halde önce icra takibine gitmek mantıksızdır. Öncelikle verdiğimiz borcun tam miktarını, kaç adet ve gram altın olduğunu tespit ettirmek gerekir. Alacağımızın tahsili için asliye hukuk mahkemesinde alacak davası açmak izlememiz gereken ilk adım olmalıdır. Burada da atalarımızın söz uçar yazı kalır kelamının doğruluğu ortaya çıkar. Karşınızdaki kim olursa olsun verdiğiniz borcu geri almak için mahkemeye başvurma aşamasına geldiyseniz burada artık hep inkârı, yalanlamayı ve en kötü ihtimali düşünmeniz gerekir. Elbette bizler de mesleğin içinde mahkeme salonlarında her türlü durumu gördüğümüz için peşinen tedbirli ve karşımızdakini en kötü niyetli olarak görmeye meyilliyiz. Borçlumuzun borcun tamamını yahut bir kısmını inkar ederek borçtan kurtulmasını önlemenin anahtarı ise henüz birbirinizden borç alıp verecek kadar güven içerisindeyken borca dair yazılı evraklar bırakmaktır. Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 200. Maddesi belirli bir miktardan yüksek olan her türlü alacak verecek senetle ispatlanmalıdır demektedir ve bu para sınırı 2022 yılı için 6.640,00 TL olarak karşımıza çıkmaktadır. Her yıl değişse de eğer bu sınırın altında bir borç verilmemiş ise şahitler ispatınız için yeterli olmaz. Öte yandan alacak davalarında whatsapp, facebook gibi internet uygulamalarından yapılan yazışmalar delil niteliği taşıyabilmektedir. Mesajlaşmanın yahut maillerin delil niteliğini taşıması için borçlu tarafından kendi ağzıyla tarih, miktar gibi temel ögelerin hatta belki de borcun kaynağının ve ödeyeceğini söylediği bir zamanın net olması lazım. İşte ancak ondan sonra alacak davasında verdiğimiz borcun miktarı paraya çevrilebilir.
***
Bu aşamadan sonra mahkeme gerekli hesaplamaları yaparak hüküm kuracaktır. Karar verirken altının tahsilat günündeki değeri şeklinde bir ibare de kaleme alacak olan yargı mercilerimiz, ardından gideceğimiz ilamlı icra takibi boyunca yer yer altının güncel değeri üzerinden hesaplamalar yapacak böylece tahsil ettiğimiz borç, verdiğimiz altın kadar olacaktır. Son olarak yeniden altını çizmek gerekir ki bu davalar ve hukuki işlemler birkaç cümleye sığacak kadar kısa değildir. Burada yalnızca genel bilgilendirmelerde bulunsak dahi her dava ve dosya kendi olayı özelinde birçok farklılık gösterir. Sizler altın gibi değişken değerli borçlarınızı verirken temkinli olduğunuz kadar alırken de profesyonel desteklerden geri kalmayın. Mutlaka bir avukatın yardımlarına başvurun.