Av. SEMİH GÖKAYAZ; BU ÜLKEDE ANAYASAYA UYMA SORUNU VAR

Adana Barosu’nun “Staj Eğitim Dönemi Programı” kapsamında düzenlediği programa Av. Prof. Dr. Ersan Şen konuk oldu. Açılış konuşmasını yapan Baro Başkanı Av.Semih Gökayaz, “Bir anayasamız var. Anayasanın doksanıncı maddesiyle, uluslararası metinler bizim iş hukukumuzun bir parçası. Ama sorun anayasanın anayasaya uyup uymama sorunu. Aslında biraz daha buna bakmak lazım. Anayasamızda gayet güzel koruma altına alınmış yaşam hakkı var. Ama sanığı koruyabiliyor muyuz? Çocukları koruyabiliyor muyuz? İşçileri, çalışanları koruyabiliyor muyuz? Her gün binlerce iş cinayeti işleniyor bu ülkede. Maden işlerini koruyabiliyor muyuz? Biraz buna bakmak lazım.”

HABER: CANSU ERSOY
ADANA (BÖLGE)-Adana Barosu “Staj Eğitim Dönemi Programı” düzenledi. Programın sunum konuşmasını ve moderatörlüğünü Avukat V. Mert Kuşdemir, açılış konuşmasını ise Baro Başkanı Av. Semih Gökayaz yaptı. Programda konuşmacıysa Av. Prof. Dr. Ersan Şen oldu. Şen, Cumhuriyetin İkinci Yüzyılına Girerken; Hukuk Devleti ve Hukuk Devleti’nin Sağlanmasında Avukatın Rolü konularında avukat adaylarına eğitim verdi.
Sunum konuşmasını yapan Avukat V. Mert Kuşdemir, “Eğitimlerimizi toplam doksan iki saat üzerinden on iki saat temel eğitim, seksen saat uygulama eğitimi olmak üzere planladık. Bunlar atölye çalışmalarıyla beraber yüz yirmi saatte tekabül edecekler. Stajyer arkadaşlarımızı gruplara ayırdık. Her bir grubun eğitimi tahminen 1 ay sürecek. Bunun haricinde katılım zorunludur. Katılım zorunluluğu hakkında çok soru geliyor. Toplam yüzde seksen devam zorunluluğu gerekmektedir. Yüzde seksen devam zorunluluğunu sağlamayan arkadaşlarımıza staj bitirme belgesi verilemeyecektir. Bunun dışında komisyon üyesi meslektaşlarımız AB’yi tanıtmak, baroyu tanıtmak, dosya tartışmak, ofis yönetimi, müvekkil görüşmeleri gibi konularda stajyer arkadaşlarımıza tol gösterici olacaktır. Stajyer avukatlarımızın baroya ilk adım attığı staj eğitim çalışması için seçilen konular bu açıdan çok kıymetlidir. Hepinize katıldığınız için teşekkür ediyorum” dedi.
“AMA BİZ HUKUKÇULAR YURTTAŞIN YÜZÜNÜ GÜLDÜRMEK İÇİN VARLAR”
Açılış konuşmasını yapan Adana Barosu Başkanı Av. Semih Gökayaz,
“Başkanlıkta, yönetimde on yedinci ayımın olduğu yönetimde kurul üyelerimizle birlikte çekildiğimiz fotoğrafta, videolarda çok ciddi yüz ifademin olduğu kareler çıkıyor. Keşke memleketin hali güzel olsaydı, keşke her şey günlük gülistanlık olsaydı. Keşke güzel konuları konuşsaydık ve bizim yüzümüz de gülseydi. Ama biz hukukçular yurttaşın yüzünü güldürmek için varlar. Biz gülmesek de yurttaşın yüzünü güldürmek için varız. Bu ülkede haktan yana hak ettiklerini elde etmeleri için, hukukun uygulanması için varız. Dolayısıyla bizim gülüp gülmediğimiz önemli değil. Önemli olan bu ülkede hukukun egemen olması. Ülkede insan haklarının haklarını kazanması” dedi.
“AMA SORUN ANAYASANIN ANAYASAYA UYUP UYMAMA SORUNU”
“Bugün hocamızı davet ederken Cumhuriyet ikinci yüzyıllara girerken baromuzun da yüzüncü yılı kutlama etkinliklerini de bir yandan düşündük” diyen Başkan Gökayaz, Adana Barosu’nun yüz yıllık kültürel birikimi, mesleki birikimi olan bir kurum olduğunu dile getirdi ve ardından şunları ekledi:
“Yüzüncü yıl programını düşünürken bu anlamda hocamızın da katkı sunmasını istedik. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken ülkede bir hukuk sorunu var, bir adalet sorunu var. En başta bizim bitmek bilmeyen bir Anayasa sorunumuz var. Bir türlü bitmiyor. Anayasa dediğiniz öyle günübirlik değiştirilecek metinler değil. Anayasa dediğimiz toplumun tüm kesimlerinin görüş ve değerlendirmelerinin alınıp hazırlanması ve uygulamaya geçmesi gereken metinler. Ama ne yazık ki ‘Yüzde elli artı biri alayım, uygulamaya sokayım. Ondan sonra kim ne derse desin. Atı alam Üsküdar’ı geçsin’ mantığıyla yapılırsa, anayasa yapma konusunda da tartışmalar bitmez. Bir anayasamız var. Anayasanın doksanıncı maddesiyle, uluslararası metinler bizim iş hukukumuzun bir parçası. Ama sorun anayasanın anayasaya uyup uymama sorunu. Aslında biraz daha buna bakmak lazım. Anayasamızda gayet güzel koruma altına alınmış yaşam hakkı var. Ama sanığı koruyabiliyor muyuz? Çocukları koruyabiliyor muyuz? İşçileri, çalışanları koruyabiliyor muyuz? Her gün binlerce iş cinayeti işleniyor bu ülkede. Maden işlerini koruyabiliyor muyuz? Biraz buna bakmak lazım.”
Av. Gökayaz, “Anayasada Cumhurbaşkanının tarafsızlığı, okuyacağı yemine sadık kalacağı yer almış. Acaba Cumhurbaşkanımız tarafsız davranıyor mu? Bu anlamda anayasaya uygun davranıyor mu? Yine anayasamız otuz sekizinci maddesi masumiyet karinesini gayet güzel düzenlemiş. Suçsuzluğu sabit olana kadar her insan masumdur. O yüzden ki başta Adana Emniyet Müdürlüğü olmak üzere birçok emniyet müdürlüğünde gözaltına alınan şahsın ensesinden tutarak bırakın gazetecilerin kameralarını, polis kameralarına yüzünü teşhir edip adliyeye gelerek, adli tıp kurumuna girdiriliyor. O şekilde o kameralara teşhir etmek, hukukun neresinde var? Hangi masumiyet karinesi? Ve bu şahısları çoğu ya emniyete bırakılıyor, ya savcılıkta bırakılıyor, ya somut davranılıyor. Bu adam üç gün sonra serbest kaldığında kamu görevlisi ise iş yerine gidecek. İşçiyse iş yerine gidecek, sosyal çevresine gidecek. O adam boy boy fotoğraflarla sosyal medyada rezil olacak. Bu adamı daha sonra nasıl kazanacağız? Bu insanı nasıl kazanacağız?” diye belirtti.
“BU REJİMİN ÜLKEYE HUZUR VE ADALET SAĞLAYACAĞINA İNANIYORUZ.”
Yine anayasadan yola çıkarak eleştirilerde bulunan Gökayaz, “Çevre hakkı ne güzel teminat altına almış. Ormanlara asla dokunamazsınız. Öyle mi? Yok. Ormanlar da, çevrede de talan ediliyor. Dolayısıyla bu ülkede anayasaya uyma sorunu var. Bunu aşmamız lazım bizim. Yine bu süreçte iki bin on yılında yapılan değişiklikle çocukların korunması daha sık şartlarda hüküm altına alındı. Çocuklarımızı koruyabiliyor muyuz? İşte bir haftadır ülkenin gündeminde olan altı yaşındaki kız çocuğunu koruyamadık. Devletin iki yıldır haberi varmış. Nerede bu devlet, neden bir şey yapmadı? Öncelikle iyi bir anayasaya ihtiyacımız var. Baro olarak bizim görüşümüz Kuvvetler Ayrılığı’na dayalı Güçlendirilmiş Parlementer Rejim. Bu rejimin ülkeye huzur ve adalet sağlayacağına inanıyoruz. Bu anlamda önümüzdeki süreçte anayasa tartışmaları gündeme geldiğinde bu felsefe üzerinden bir anayasa hazırlanmasının daha doğru olduğunu savunuyoruz. Göreve gelirken de bir taahhüdümüz vardı. Baromuzun yüzüncü yılında bir anayasa taslağı hazırlayacağız. Bunun çalışmalarına da önümüzdeki günlerde başlayacağız” sözlerini sarf etti.
“CESUR OLMADIKTAN SONRA BU ÖZELLİKLERİN ARTIK HİÇ BİR HÜKMÜ YOKTUR”
Toplumun her kesiminin adalet aradığının ve bu konuda avukatlara büyük iş düştüğünün altını çizen Başkan Gökayaz, son olarak şunları söyledi:
“2016 darbe teşebbüsüyle birçok kurum gibi yargı teşkilatı da çok büyük darbe aldı. Birçok hakim ve savcı görevden alındı. Birçok hakim, savcı göreve başladı. Bu sorun zamanla aşılacak. Hakim ve savcılarımız tecrübe kazanacak. Ne yazık ki yargı, iktidarın sopası olarak da muhaliflere karşı kullanılıyor. Görülen bir dava var. Davanın önceki hakimi daha görev süresi olmasına rağmen kararnameyle başka bir şehre gönderildi. Ve mahkemenin hakimi değişti. Yargının iktidar sopası olarak kullanılması kabul edilemez. Eğer biz bu ülkede hukuku, adaleti, egemen kılacaksak bunlara sonuna kadar itiraz edeceğiz. Kim olursa olsun; kimliği, tarafı, düşüncesi ve biz bu sebeple bugün Adana Barosu olarak İstanbul’dayız. Duruşmada, Yönetim Kurulu Üyemiz Esem Yiğit bizleri temsilen, hukuku savunmak üzere orada olacak. Ülkede hukuku sağlamak biz avukatların görevidir. Bugünkü staj eğitim açılış programına biz özellikle Ersan Hocamızı çağırdık. Bir korku döneminden geçiyoruz. Biz bu zamanda en başta cesur olacağız. Cesur olmadıktan sonra bu özelliklerin artık iş bir hükmü yoktur. Son süreçte sağ olsun Ersan Hocamız da tüm hukuktan yana, adaletten yana, düşüncelerini cesaretle dile getirdiği için bugün aramızda. Sunumundan çok faydalanacağız. Adana Barosu olarak uzun yıllardır çok kurumsal bir eğitim veriyoruz. Eğitim programında yer alan meslektaşlarım gerçekten çok özveriyle bu programda yer alıyorlar. Arkadaşlarımız kendi baro ve kazançlarından fedakarlık edip, tecrübelerini siz meslektaşlarımızla paylaşıyorlar. Bu yönden önemli olduğu gibi bu bizim yasal ve vicdani sorumluluğumuz. Ancak iyi bir hukukçu hakkın, hukukun yerleşmesini sağlayabilir. Dolayısıyla bu süreçte bizim verdiğimiz eğitime lütfen siz değerli stajyer avuktalarımız da bizim gibi aynı ciddiyetle yaklaşsınlar. Kendimizi, bilgilerimizi geliştirmek durumundayız. Ve hepimizin iyi birer avukat, hukukçu olma sorumluluğu var. Bu sorumluluğumuzu yerine getirmek için biz baro olarak elimizden geleni yapıyoruz. Sizlerden de beklentimiz bu etkinliklere bugün olduğu gibi katılım sağlamanız ve bu etkinlikleri hep birlikte yapmamız. Ben yoğun programına rağmen bizi kırmayarak bugün gelen Sayın Avukat Profesör Doktor Ersan Şen hocama huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Çok sağ olun hocam. Bu ülkeyi eğer değiştireceksek bizler değiştireceğiz. Kimse dışarıdan, oradan, buradan müdahale ederek değiştirmeyecek. Kendinize güveneceğiz, kendimize inanacağız. Çok çalışacağız ve hayal ettiğimiz güzel günleri, güzel geleceği hep birlikte kuracağız. Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. Sağ olun.
“UYGULAMADA KARŞILIK BULMADIKÇA SADECE METİNLERİN DÜZENLENMESİ ONLARI ÇOK KIYMETLİ KILMIYOR”
2 konudan oluşan eğitimine başlamadan ise Ersan Şen şunları dile getirdi:
“Sayın Baro Başkanım ve Adana Barosu’nun kıymetli temsilcileri bu nazik davetiniz için çok teşekkür ederim. Bütün katılımcılara ve büyün Adana’ya selam, sevgi, saygılarımı sunarım. Şimdi baro başkanımız açılış konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletinin iyi anayasayı güzel bir anayasayı hak ettiğini söyledi. Esasında isabetli olarak tam pratikte dünyanın en iyi anayasasını da getirseniz, en iyi kanunları da getirseniz önemli olan onların nasıl uygulandığıdır. Yani uygulamada karşılık bulmadıkça sadece metinlerin düzenlenmesi onları çok kıymetli kılmıyor. Türkiye Cumhuriyeti son yıllarını anayasa değiştirmek suretiyle kurtulabilir ümidine bağlayan siyasetçilerle geçirdi. Hala bu alışkanlıktan vazgeçilmiyor. Sabah akşam anayasa teklifleri havada uçuşuyor. Tekrar ifade etmek isterim. Yasal hukuk sistemini izlemek, bizim gibi bir ülkede önemli. Devlet olabilme anlayışı gösteren temel belge bu. Ben Anayasanın kısa ve öz olanının makbul olduğunu düşünüyorum. Bu görüşte yirmi üç maddelik bir anayasa uzun yıllardır bazı değişiklikler yapmak suretiyle hazırlamışımdır. Bizim anayasamız toplam yüz yetmiş beş madde. Zannediyorum gerisi iptal edildi. Her şeyi anayasanın içine almak suretiyle meşrulaştırmayı bir özellik sayıyoruz. Esasında doğru değil anayasa metinleri genel, kapsayıcı, yönetim sistemi temel hak ve hürriyetleri gösteren temel metinlerdir. Öyle kabul edilmeli. Biz onu bir klasik kanun gibi değerlendiriyoruz. O bakımdan altılı masa olarak bilinen ve seksen dört maddesinde değişiklik öneren anayasa çalışmasının da parlamenter sisteme geçiş, denge denetim sisteminin arttırılması gibi konularda isabetli bulsam da anayasa hazırlama ve anayasanın kısa olması genelliği itibariyle isabetli olmadığını ifade etmek isterim. O konuyla ilgili başka eleştiriler de yapılabilir. Özellikle daha önce biliyorsunuz bir mutabakat mektubu vardı Altlı masanın. Bu anayasa çalışmasında bulunduğu dönemde o mutabakat metnine ciddi itirazlarımız oldu. Bu çıkan metinde o itirazları karşılayan hususlar olmasa da o konularda karşı ve karşıt bir görüş göremedik. Özellikle Cumhuriyet, Atatürk, Türk, Türk vatandaşlığı gibi kavramların mutabakat metninde kullanılmadığı yönüyle ciddi eleştiriler almış ama o konulara girmemişler.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor