Av. TALHA AKKUŞ: “BİZ, YALNIZCA HUKUKUN İNSANLIĞIN VE ADALETİN YANINDAYIZ” DEDİ

77 yıl sonra dünyaya ve ülkemize baktığımızda insanlığın hala barış umudunu gerçekleştirememiş olduğuna vurgu yapan Av. Akkuş, “Bugün burada yalnızca mesleki sorunlarımızı değil; insan haklarını, adil yargılanma hakkını ve hukukun üstünlüğünü savunmak için bir araya geldik. Çünkü biliyoruz ki, yargı erki bir devletin omurgasıdır ve bu omurga eğildiğinde, etkisi yalnızca biz hukukçulara değil, tüm topluma yansır. Savunmanın güçsüzleştirilmesi, adil yargılanma hakkının ihlali ve hukuk normlarının siyasi baskılar altında erozyona uğraması, yurttaşların temel haklarına doğrudan müdahale anlamına gelir. Savunma hakkının kısıtlandığı bir ülkede adaletin gerçekleşmesi mümkün değildir. Avukatların görevi, iktidarın ya da herhangi bir otoritenin hoşuna gitmek değil; hukukun üstünlüğünü ve yurttaşın haklarını savunmaktır.” ifadelerine yer verdi.

 

 

(HABER MERKEZİ)-Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi tarafından, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın Açıklamasını Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Talha Akkuş okudu.

Adana Barosu avukatlar salonunda gerçekleştirilen basın açıklamasına Adana Baro Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Saygılı, Adana Barosu TBB Delegesi Av. Oktay Yaşar, Genel Sekreter Av. Hasan Soylu, Sayman Av. Zülal Elmalı erdem, Yönetim Kurulu Üyeleri Av. Maide İncesoy, Av. Özgür Barış Telli, Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. Tuğba Tuna, Merkez Başkan Yardımcısı Av. Talha Akkuş, merkez üyeleri ile avukatlar katıldı.

Merkez Başkan Yardımcısı Av. Talha Akkuş, “Bugün, ‘Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.’ sözleriyle başlayan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün 77. yılı.” dedi.

“AVUKATLARIN GÖREVİ, İKTİDARIN YA DA HERHANGİ BİR OTORİTENİN HOŞUNA GİTMEK DEĞİL; HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ VE YURTTAŞIN HAKLARINI SAVUNMAKTIR”

77 yıl sonra dünyaya ve ülkemize baktığımızda insanlığın hala barış umudunu gerçekleştirememiş olduğuna vurgu yapan Av. Akkuş, “Bugün burada yalnızca mesleki sorunlarımızı değil; insan haklarını, adil yargılanma hakkını ve hukukun üstünlüğünü savunmak için bir araya geldik. Çünkü biliyoruz ki, yargı erki bir devletin omurgasıdır ve bu omurga eğildiğinde, etkisi yalnızca biz hukukçulara değil, tüm topluma yansır. Savunmanın güçsüzleştirilmesi, adil yargılanma hakkının ihlali ve hukuk normlarının siyasi baskılar altında erozyona uğraması, yurttaşların temel haklarına doğrudan müdahale anlamına gelir. Savunma hakkının kısıtlandığı bir ülkede adaletin gerçekleşmesi mümkün değildir. Avukatların görevi, iktidarın ya da herhangi bir otoritenin hoşuna gitmek değil; hukukun üstünlüğünü ve yurttaşın haklarını savunmaktır.” ifadelerine yer verdi.

Av. Akkuş, “Yargının bağımsızlığına ilişkin endişeler, avukatlara yönelik artan baskılarla daha görünür hale gelmiştir. Mesleki faaliyetleri nedeniyle hedef gösterilen avukatlar, talimatla yürütüldüğü algısını güçlendiren soruşturmalar ve savunmaya erişimin engellendiği gözaltı süreçleri bu tabloyu ağırlaştırmaktadır. Keyfi gizlilik kararları, uzun gözaltı süreleri ve özellikle sosyal medya aracılığıyla kişilerin kamuoyunda “suçlu” ilan edilmesi, masumiyet karinesini zedelemektedir.” diyerek tüm bu uygulamaların, evrensel hukuk ilkeleri ve demokratik toplum standartlarıyla bağdaşmadığını belirtti.

“COĞRAFYASI NE OLURSA OLSUN, SİVİLLERE YÖNELİK SALDIRILARIN HİÇBİR MEŞRU GEREKÇESİ OLAMAZ”

Somut hiçbir veri olmadan verilen grev ertelenmesi kararları, cezaların caydırıcı olmaması, çalışma hürriyetine müdahaleler, kadın haklarına yönelik sistematik şiddet, içinde ucuz işçi olarak görülen çocukların da bulunduğu göz göre göre yaşanan iş cinayetlerinin Türkiye’yi insan hakları alanında sınıfta bıraktığını vurgulayan Av. Akkuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Coğrafyası ne olursa olsun, sivillere yönelik saldırıların hiçbir meşru gerekçesi olamaz. Filistin’de ilan edilen ateşkes, sivillerin güvenliği açısından yeterli değildir. Hala keyfi hava saldırıları ve bombardımanlar zaman zaman devam ediyor; çocuklar ve masum siviller yaşamını yitiriyor, altyapı ve temel hizmetler ağır zarar görüyor. Bu kırılgan ateşkes, barış ve güvenliğin garantisi değildir. Uluslararası toplumun, sivillere yönelik saldırıları durduracak etkili mekanizmaları acilen uygulaması gerekmektedir. Sudan’da Nisan 2023’ten beri süren çatışmalar, yüzyılın en büyük insani krizlerinden biri haline gelmiştir. Son döneminde 14 binden fazla sivil hayatını kaybetmiş, milyonlarca kişi yerinden edilmiş; açlık, abluka ve cinsiyete dayalı şiddet yaygınlaşmıştır. Unutulmamalıdır ki ortada katliam varsa tarafsız kalmak diye bir şey yoktur.”

“BİZ, YALNIZCA HUKUKUN, İNSANLIĞIN VE ADALETİN YANINDAYIZ”

Av. Akkuş, “Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak her türlü şiddetin, savaş suçunun, işkencenin, aç bırakmanın ve sivilleri hedef alan eylemlerin karşısında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Sözün özü: Adaletin tek tarafı vardır, o da hukuk devletidir. Türkiye’de yargının araçsallaştırılmasına, avukatlara yönelik baskılara ve ceza soruşturmalarındaki hukuksuzluklara karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Biz, yalnızca hukukun, insanlığın ve adaletin yanındayız” sözleriyle açıklamaya son verdi.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor