“BAHAR VE ÖLDÜRÜLEN HER BİR KADIN İÇİN BURADAYIZ, BU DÜZENİ KABUL ETMİYORUZ”

(HABER MERKEZİ)-Adana Kadın Platformu, İnönü Parkı’nda yaptığı basın açıklamasında “Bahar ve öldürülen her bir kadın için buradayız, bu düzeni kabul etmiyoruz!” denildi. Adana Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Zeliha Korkmaz, “Rojin’e, Narin’e, Rabia Naz’a ‘Ne oldu?’ diye sormayı bir an olsun bırakmadıysak, aynı şekilde Bahar’ı da her gün hatırlatacağız. Katilleri hak ettiği cezayı alana kadar sorumlulara huzur vermeye niyetimiz yok” dedi.

Zeliha Korkmaz tarafından okunan basın açıklamasında daha sonra şöyle denildi;

Önceki sabah saatlerinde Bahar Aksu, Rüstem Elibol ve onun 3 erkek arkadaşı tarafından Şişli gibi İstanbul’un en işlek semtlerinden birinde kaçırılmaya çalışıldı. Bahar kaçırılmamak için direndi. Çünkü yürüyüşlerde, 1 Mayıslar’da onlarca polisin olduğu Şişli’de Baharı koruyacak tek bir polis yoktu. Sonrasında Rüstem Elibol tarafından silahla defalarca ateş edilerek katledildi. Daha dün Bahar katledilmişken ve onun için sokaklardayken kız kardeşimiz Pınar Gültekin’i öldüren katil Cemal Metin Avcı hakkında bugün “ canavarca his yoktur” denilerek uygulanan haksız tahrik indirimine yapılan itiraz,Yargıtay 1.Ceza Dairesi tarafından reddedildi!

Bu karar açık açık katilleri korumaktır. Bu karar bir hukuk garabetidir . Kabul etmiyoruz!  Katil Cemal Metin Avcı’nın tasarlayarak ve canavarca hisle öldürüldüğü” suçundan ağırlaştırılmış müebbet  cezası almasını istiyoruz. Bahar’ın yaşamı, bir erkeğin şiddetiyle, ama bu şiddeti üreten, sırtını sıvazlayan ve büyüten bir düzenin gölgesinde son buldu.

Buradan soruyoruz: Erkek adaletin cesaretlendirdiği bunca fail aramızdayken biz kadınlar nasıl güvende olacağız?

Buradan soruyoruz: Hakkını arayan üniversitelinin, emekçinin, kadınların karşısına anında dikilen polis, Bahar katledilirken neredeydi?

Buradan soruyoruz: Erkekleri cezasızlıkla ödüllendiren iktidar, 2025’i Aile Yılı ilan ederken utanmadı mı?

Buradan soruyoruz: Boşanmak istediğimiz için, “hayır” dediğimiz için, yemeğin tuzu az olduğu için şiddete uğrayan, öldürülen kadınlar sizin için birer sayıdan mı ibaret?

Biz kadınlar, bu soruların cevaplarını gayet iyi biliyoruz. Cezasız bırakılan erkekler, güvensiz sokaklar, kutsal aile palavralarıyla her gün öldürülen, şiddete uğrayan bizleriz. Ve yine biliyoruz ki, ülkemizde yaşanan kadın cinayeti, cinsel saldırı, kadınların kaybedilmesi maalesef ki ne tesadüf ne de münferit. Katilleri cesaretlendiren bu sistemi kuran, iktidarın ta kendisidir!

Ülke kadın, çocuk, işçi mezarlığına dönerken AKP-MHP iktidarı kılını dahi kıpırdatmıyor. Bizleri makbul kadın adı altında dört duvara hapsetmeye çalışanlar bilsin ki; bizler özgürlüğümüzden, emeğimizden, hayatlarımızdan ve birbirimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu ülkede kadınlar öldürülüyor, çünkü erkek egemen sistem, şiddeti normalleştiriyor.

Medya, kıskançlık krizi, boşanmak istemişti diyerek katilleri aklıyor. Yargı, iyi hal indirimi, tahrik indirimiyle erkekleri ödüllendiriyor. Polis, kadınları korumak yerine onları susturmaya çalışıyor, gözaltına alıyor. Devlet ise nerede? Failin tam da yanında!

Bu bir tesadüf değil! Bu, erkek egemenliğin ve yine erkek devletin bir sonucu. Kadınlar istihdamdan dışlanıyor, güvencesizliğe mahkûm ediliyor, yoksulluğa sürükleniyor. Evde, sokakta, okulda, işte, cezaevinde şiddet görüyor ama “aile yılı” adı altında üstü kapatılmaya çalışılıyor. Çünkü bu sistem, bizleri itaatkâr kadınlar, susan eşler, muhtaç anneler yapmak istiyor.

Ama biz susmuyoruz!

Bahar için ve katledilen tüm kadınlar için buradayız! Katledilen her bir kadının hesabını sormak için buradayız! Bu düzenin karşısında, yan yana durmak için buradayız!

İstanbul Sözleşmesi’ni yok sayan, 6284’ü uygulatmayan, nafaka hakkımızı tartışmaya açan bu iktidarı tanımıyoruz!

İsyanımız, umudumuz, özgürlüğümüz mücadelemizde. Bizden hayatlarımızı çalmaya çalışanlara, aramızdan kız kardeşlerimizi alanlara huzur yok. Biz çok uzun süredir ne sokaklardan ne birbirimizden vazgeçtik. Hayatlarımızın da haklarımızın da tek güvencesi biziz. Ne dün ne bugün korkmadık susmadık itaat etmedik! Bundan sonra da etmeyiz. Bugün buradan bir kez daha sesimizi yükseltiyoruz. Ve sözümüz olsun ne erkek adalete ne kadın düşmanlarına bizi yok sayan bu sistemin işbirlikçilerine huzur vermeyeceğiz.

Bizler birbirimizden vazgeçmiyoruz; ne zaman umutsuzluğa kapılsak dünyanın her yerinde oluşturduğumuz bu kalabalıklarımızı hatırlıyoruz. Biz kadınlar hayatı istiyoruz, birbirimizi hayatta istiyoruz. Bizlere çizilen bütün sınırlara, şiddete, erkek egemen düzene rağmen birbirimize elini sımsıkı tutmaya devam edeceğiz.

Bugün Bahar için yan yana geldik. Bizler Bahar’ı da, öldürülen binlerce kadını da mücadelemizde yaşatacağız. Şule’nin, Pınar’ın, Emine’in ve daha binlerce kadının hesabını nasıl sorduysak, yıllardır Gülistan’ı sokak sokak nasıl hatırlatıyorsak,

Rojin’e, Narin’e, Rabia Naz’a “NE OLDU?” diye sormayı bir an olsun bırakmadıysak aynı şekilde Bahar’ı da her gün hatırlatacağız. Katilleri hak ettiği cezayı alana kadar sorumlulara huzur vermeye niyetimiz yok!

Eşit, adil yaşanabilir bir dünyayı kurana denk sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Tüm meydanlarda, evde okulda, iş yerinde tüm gücümüzle karşınızda olmaya ve katledilen tüm kız kardeşlerimizin olduğu gibi Bahar’ın davasının da takipçisi olacağız!

Yaşasın kadın dayanışması!

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor