Geçmişe bir dönelim.. Açalım arşivleri.. Bakalım, Hürriyet’e, Milliyet’e, Tercüman’a ve diğerlerine..
Hepsi okunacak haberlerle dolu.. Yorumlara akıl, kültür dolu..
Spor sayfasına bakın, yorumcuların yazılarını okuyun, kültür ve sanat sayfalarına bakın ve gazete okumanın ne büyük olduğunun tanıklığını yapın.
Bir de bugüne bakın!.. Emme basma tulumba gibi.. Tek akıl ile verilen başlıklar, tek akıl ile kullanılan haberler.. Yorumları okuduğunuzda mideniz bulanmıyorsa eğer, siz de havaya uydunuz demek..
Televizyonları izliyorsunuz değil mi?
Yok birbirinden farkı olduğunun farkına varmışsınızdır mutlaka.. Bir iki tanesi hariç tutulursa tamamına yakını sahibinin sesi!..
Şu rezalete bakın!..
“Kanal D’nin haberde ekrana getirdiği “üretici” Mustafa Bahar’ın komisyoculuk yaptığı ve hafriyat sektöründe çalıştığı anlaşıldı. Üstelik Mustafa Bahar, AKP Kaş İlçe Yönetimi’nde yer alıyor.
Kanal D Ana Haber, geçen gün yayınladığı tanzim satışlarıyla ilgili haberinde üreticilerle yaptığı röportajları belli bir noktadan kesip birleştirerek haberleştirdi.
Kanal D, haberi, “Üreci ‘tanzim’den memnun” başlığıyla verirken, üreticilerin konuşmasını belli bir noktadan sonra keserek, yapılan eleştirilere yer vermedi.
Bu tavır sosyal medyada ve kamuoyunda büyük tepki topladı. FOX TV Ana Haber Bülteni sunucusu Fatih Portakal da bu tavra tepki göstererek Twitter hesabından, “Habercilikte rezillik” ifadelerini paylaştı.
Portakal’ın paylaşımına Kanal D Ana Haber sunucusu Buket Aydın’dan açıklama geldi. Buket Aydın, Fatih Portakal’ı sert bir dille eleştirirken, çiftçinin eleştiri içeren sözlerinin neden yayınlanmadığına dair bir konuşma yapmadı.”
Kanal D’nin “Üretici tanzimden memnun” haberi “Dandik” çıktı mı, çıktı..
Yapılması gereken neydi?
“Kanal D’nin izleyicilerinden özür dilemesi, programı hazırlayan, montajı yapanların derhal iş akitlerinin feshedilmesi”
Dürüst ve tarafsız haberciliğin gereği bu değil mi?
Ama genelde bir pişkinliktir almış başını gidiyor.
Bakın kameralara konuşan üretici Ramazan Özbek, makaslanan konuşmasında ne diyor;
“Biz üreticiler olarak tanzim satış noktalarına karşı değiliz. Ama bizim üretim maliyetlerimizde çok yüksek. Biz de istiyoruz, tüketicinin ucuz mal, sebze, domates, biber yemesini, ama gider maliyetlerimiz çok yüksek. Geçen sene 120 lira olan biyolojik mücadele ağı, bu sene 160 lira. Geçen sene kullandığımız sera örtüsü ortalama 8 lira civarındaydı, şu anda 16-17 lira. Bizim de giderlerimiz çok yüksek… Maliyetlerimizin biz de düşmesini istiyoruz, tanzim satış noktaları kurulsun, bizim de gübremizde, ilacımızda her şeyimizi ucuz alıp, tüketici de ucuz yesin. Ucuz üretelim, ucuz tüketelim…”
Okudunuz mu? İzleyiciler bu üreticinin bu konuşmasını dinledi mi? Hayır.. Neden? Makaslandı da ondan..
Peki makaslayan ne diyor;
“Hiç hak etmediğimiz şekilde bir linç kampanyasına maruz kaldık. Bütün arkadaşlarımızın emeğinin, alın terinin, bir tweet’le lekelenmesine göz yummamak adına cevap verme ihtiyacı hissettim. Aslında bu iftiralara, saldırılara da alışığız ancak bizi asıl üzen, her fırsatta, kutuplaşmadan uzak durulması gerektiğini savunan kişilerin, haberciliğin en önemli kurallarını hiçe sayarak, bu kampanyaya bilerek ya da bilmeyerek ortak olmasıdır.”
HADİ CANIM SEN DE!..
Allah mekanını cennet etsin, merhum Abdi İpekçi ve o dönemin Genel Yayın Müdürleri olsaydı, bu rezaleti yaşatanları anında kapı dışarı eder, izleyicilerden ve okurlardan özür dilerdi..
Ne yazık ki, böyle habercilik yapanlar bugün baş tacı ediliyor.
“BASIN’DA GÜVEN” haydi gel de ‘GüVEN’
FATİH PORTAKAL BÖYE TEPKİ GÖSTERDİ
