BASIN’DA SANSÜR RESMİLEŞTİRİLİYOR

Sanki basında sansür yoktu!.. Doğru.. Yasal olarak yoktu, ama uygulamada vardı.. Yaptığınız yorum, yazdığınız haber durumdan vazife çıkaranlar tarafından denetleniyor, savcılık soruşturma açıyor, ceza üstüne cezalar veriliyordu.. Yetmiyor, Basın İlan Kurumu ceza kesiyor, gelir yollarını kapatıyor, nefes almanızı engelliyordu.. Ve tüm itirazlarınız geçersiz oluyordu..

Yetmemiş!.. Şimdi basın özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıracak yasa hazırlandı.. Yani ifade özürlüğü Anayasal hak olmaktan çıkıyor, üstelik aba altından sopa gösteriliyor..

Perşembenin gelişi zaten çarşambadan belli olur.. Önce sürekli basın kartlarımız yenilenmedi.. Tüm başvurularımıza rağmen, cevap dahi verilmedi.. Hiçbir gerekçe gösterilmedi.. Oysa o sürekli basın kartı bir gazetecinin eski adıyla basın şeref kartıydı.. Yani gazeteciliğimizin şeref madalyasıydı.. Şeref madalyaları neden alınır? İhanet etmişsen, kötüye kullanmışsan, çıkar amaçlı emellere alet etmişsen..

Bunların hiç biri yok ise bizim sürekli basın kartımızı neden yenilemiyorsunuz.. Otobüste, uçakta, trende geçerliliğini zaten engellediniz.. Hepsinden vazgeçtik, sarı basın kartı bizim gazeteciliğe verdiğimiz yılların bir ödülüdür, ödülümüzü hangi gerekçeyle vermiyorsunuz.. O sarı basın kartı bizim kimliğimizdir, gazetecilik kimliğimizi neden yok sayıyorsunuz..Gazeteciliği kötüye mi kullanmışız, ceza mı yemişiz, sicilimizde en ufak bir leke mi var? Gerekçe bile göstermiyor, başvurularımızı cevaplamıyor, bizi adeta yok sayıyorsunuz.. Yetmedi, bizi bitirdiniz, gazeteciliği de bitiriyor, oto sansürü, yasal sansüre dönüştürüyorsunuz..

CHP’nin dünkü grup toplantısında Gazeteciler Federasyonu Başkanı Pınar Türenç bir konuşma yaptı.. Önce Pınar Türenç’in kim olduğunu kısaca anlatalım;

Pınar Türenç ve Tufan Türinç,  Milliyet’in İzmir Bürosu’nda muhabir olarak çalışıyordu.. Ben de Milliyet Adana bürosundaydım. Mesai arkadaşları birbirlerini sevmiş, evlenmiş ve balayı için Adana’ya gelmişlerdi.. Telefon görüşmelerimizde tanışıyorduk, ama ilk kez yüz yüze gelmiştik.. İkisi de muhteşem insanlardı.. Sonra İstanbul’a göç ettiler, Hürriyet’e transfer oldular.. Tufan Türenç Yazı İşleri Müdürü olmuştu, ne yazıkki çaresiz bir hastalık sonucu kaybettik..

Pınar Türenç  kimdir ona bakalım;

Gazetecilik mesleğine Milliyet gazetesinde başladı, Avrupa Hareketi 2002 Girişim Grubu Üyesi, Rize Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, KADER, Kadın Adayları Eğitme ve Destekleme Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın işyeri baş temsilciliği görevlerinde yer aldı. Deprem ve afete hazırlık derneği kurucu üyeliği, Kızılay Şişli şube yönetim kurulu üyeliği, ek olarak Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın işyeri baş temsilciliği görevlerinde de bulundu.

Pınar Türenç’in çok sayıda ödülü bulunan ender gazetecilerden bikridir.. Haziran 2013 yılında Basın Konseyi’nin başkanı oldu Marmara Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak hizmet verdi.

İşte o Pınar Türenç, dün CHP grup toplantısında sansür yasa tasarısını dile getirirken, başta Genel Başkan olmak üzere tüm milletvekilleri tarafından alkışlandı, biz de alkışlıyor, basına sansür uygulamanın fikir özgürlüğünü zincire vurmakla eş değer olduğunu belirtmek istiyoruz..

Fikir özgürlüğünün olmadığı yerde demokrasi, demokrasinin olmadığı yerde demokratik ülkelerle bağlantı kopar.. Türkiye, Demokrasi ile bağlantısı olmayan bir ülke olarak anılmamalıdır.

Konuyu Atatürk’ün şu sözleriyle kapatalım, sözü demokrasinin sözcüleri olması beklenen Milletvekillerine bırakalım;

“Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor