Sevgili okurlar; yaşamsal ve sanatsal değerlerin yozlaştığı bir dönemde sanat ve edebiyatın yollarında yeni bir sürece başlamak üzere kentimizin ve bölgemizin seçkin bir basın kuruluşu olan “Bölge” gazetesinde haftalık sanat/edebiyat yazılarımızla yeniden yazmaya başlamanın güzel bir heyecan olduğunu söyleyebilirim…
Düşünüyorum da henüz 9-10 yaşlarında iken Seyhan Nehri’nin kıyılarında yazılan pastoral şiirler ile çocukluğun mitsel figürleri olan Hamido, Koçero gibi dönemin eşkıya figürleri için yazılan basit dörtlükler ve “Kır atımın gardaş beli çok ince…” gibi güfte ve ezgisiyle türkü öykünmelerinin yer aldığı o yitik beyaz defter… Yine, ortaokulla birlikte başlayan destancılık ile okul dergisi “Beşocak”taki çocuk ve yurt şiirleri henüz yolun başındaki, sanat yolumuzun birer işaret fişekleri gibi… Sonrasında bitip tükenme bilmeyen yazmalar, yazmalar, yazmalar… Şiir ve edebiyatın her türüne kucak açan çoğalan defterler, gazeteler, dergiler, şarkılar, türküler… Bir de notalarla sözleşerek gelen, şarkı sözünden uzak güfte ve şiirlerin de yer kitaplar, kitaplar, kitaplar… “Toros” ve “Çukurova” gazetelerinin şiir köşeleri, yarışmaları ile “Güney Haber” ve “Yeni Adana” gazetelerinin sanat sayfalarından ulusal gazetelere, yarışmalara, dergilere sıçrayan şiirler, öyküler, denemeler, röportaj ve söyleşilerle inceleme ve eleştiri yazıları. Ama hepsinden derin ve çok uzun soluklusu “Yeni Adana…” Bu koşutta, Atatürk önderliğindeki Kurtuluş Savaşı’mıza destek için çıkan, adeta bir basın/sanat okulu olan “Yeni Adana” gazetesinin (25.12.1918-31.07.2023) naçizane benim de yolumun düştüğü bir liman olduğu söylenebilir… Seksenli yılların başında başlayan sanat sayfası yazarlığının, spor ve köşe yazılarıyla çoğalmasının (1986) yanı sıra; 1993’den kapandığı güne kadar olan 31 yılı aşkın bir süre edebiyat ve sanat sayfası hükmünü son nefesine kadar “eyvahhh”ında taşıyan idealist heyecan… Bu konuda, en başta “Bölge” gazetesi olmak üzere, ellerinden geleni içtenlikle yapan gazetelerimiz ve gazeteci dostlarımız sağ olsunlar… “Yeni Adana” gazetesi bambaşka bir olay… Umarsızlığımıza gem vurulan anlatılmaz bir duygu; naçar kalmamızın gizli bir ağıtı; yeri doldurulamayacak olan bir acı yitik… Ne yazık ki Adana olarak, elimizden kayıp giden bu anıtsal kültür mirasımıza sahip olamadık.
Bundan sonraki çalışma alanımız Çukurova sınırlarıyla sınırlı bir bölgesel alandan ulusala da taşan, yani Toroslar’ı aşan ya da aşma yoluna koyulup, özgün sanatsal yaratımı olan yeteneklerle ilgili yazı, kitap ve söyleşi olarak sürecek olan seçki çalışmalarıyla Adana ve Çukurova sanat tarihinin kitaplaşma temelini de oluşturacağını ekleyerek; sizleri sevgi ve saygılarımla selamlarken; huzurlarınızda bulunma fırsatı veren “Bölge gazetesine teşekkür ederim.
