BEN GEREĞİNİ YAPMIŞTIM..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün CNN Türk’te Ahmet Hakan, Hande Fırat, Zafer Şahin ve Abdulkadir Selvi’nin sorularını yanıtladı. Programda Erdoğan ile Selvi arasında geçen diyalog sosyal medyanın en çok konuşulanların başında yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CNN Türk canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlarken  Abdülkadir Selvi,  “Şehir hastaneleri  konusunda muhalefetin sesi biraz kesildi. Nasıl karşılıyorsunuz?” diye sordu.  Cumhurbaşkanı bu soruya şöyle cevap verdi;

Valla Abdülkadir Bey artık köşenden gereğini yapacaksın

Sonra ne mi oldu!..

Sonra, Hürriyet Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’ı işaret ederek, “Bak Ahmet bey (Hakan) gereğini yapıyor” dedi.

Erdoğan’ın gülümseyerek verdiği bu cevaba, Abdulkadir Selvi’nin de “Evet efendim” diye karşılık verince, bu konuşma televizyonlar  ve sosyal medyanın en çok konuşulanları arasına girdi.

Eee, gazeteci var, bir de gasteci var..

Selahattin Çolak ve Aytaç Durak Adana Büyükşehir Belediye Başkanı adayıydı.. Aytaç Durak Adana Şehir Stadı’nda tanınmış sanatçılarla halka açık bir konser verdi. Ancak, seyirciler konserde Durak aleyhinde protestolarda bulundu. Haberi yazdım, dizgi servisine verdim.

O zamanlar Ekspres’teyim..

Rahmetli Alaeddin Kutlu, sağlık sorunları nedeniyle gazeteye erken gelmez, çoğunlukla öğleden sonra gelirdi.. Tülin Hazar, dahili telefondan aradı “Nevzat abi, dayım seni istiyor” dedi..

Akrabalık bağları olduğu için Alaeddin abiye “Dayı” derdi..

Aşağıya indim, önüme yazdığım haberi attı. “Bu ne?” diye sordu..

“Haber” dedim..

Haberi yüzüme attı “Bundan sonra Selahattin Çolak’ın lehinde, Aytaç Durak’ın aleyhinde haber istemiyorum” dedi..

Peki dedim.. Yukarı çıktım, istifa dilekçemi verdim ve ayrıldım.. Tüm ısrarlara rağmen dönmedim..

Yani ben gereğini genç gazeteciyken yaptım.

Ahmet Hakan ne demek istediğimi anladı mı bilemem!..

Haaa!.. Unutmadan.. O şerefsiz!.. Selahattin Çolak’ın bana verdiğini iddia ettiği petrol istasyonunu hala bulamıyorum..

Şerefin, haysiyetin varsa çıkar o petrol istasyonunu da, ekonominin bu kadar kötü olduğu bir dönemde katkısı olsun.

Biz, gazeteciliğe başlarken büyüklerimiz derdi ki “Gazetecinin karısı dul, parası puldur”

İşin matrak tarafı bir tarafa.

Yani gazetecinin önceliği haberciliktir, günlerce dağda taşta dolaşarakta gazetecilik yapılabilir, kokteyl masalarında da.. Biz her ikisinde de gazetecilik yaptık, gastecilik değil.

Beyefendi! Ben Abdi İpekçi’nin Genel Yayın Yönetimindeki Milliyet gibi bir gazeteden bir söz üzerine istifa etmiş birisiyim, Selvi ile Hakan olmadım hiçbir zaman..

Çok mu zor, başkalarının aklını değil, kendi aklını kullanmak, başkalarının talimatını değil, kendi bildiğini gördüğünü yazmak..

Bugünlük bu kadar, bazıları da bu kısa yazıdan kendine pay çıkarabilir!..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor