BETONCUYUZ, ASFALTÇIYIZ VE DE YEŞİLİN DÜŞMANIYIZ

Adana ilk kez böyle şiddetli yağmurla karşılaşmıyor. Yakın ve uzak geçmişte, bundan daha şiddtli ve daha uzun süreli yağışlarla karşılaştık. 10 Haziran 2014 yağışı aklımızda. Önceki güne rahmet okutacak şiddetteydi ve sayısız aracı deniz taşıtı gibi yüzdürüp kanallara döktü.

Ondan önceki şiddetli yağışlar ise bunlar gibi zarar-ziyana sebep olmuyor, trafiği bir süre aksattıktan sonra etkisini yitiriyordu.

Pek sayın yetkililerimiz şimdi “Yok üresel Isınmaydı, yok iklim değişikliğiydi, yok görülmemiş yağıştı” gibi dibi-yanı boş bahanelerle bizi avutmaya, aklımızla matrak geçmeye kalkışmasınlar…  Kısadan gidip sayalım:

BİR: Betoncusunuz, asfaltçısınız…

Bu ne sevgi, bu ne aşk; anlayabilene aşk olsun. Bu kentte betonun dökülmediği, asfaltın serilmediği, tek bir saati bırakın, tek bir dakikacık bile yok. Kent içinde toprağa hasret kaldık. Şöyle ayağımızı basıp da “kötü enerjimizi” boşaltabileceğimiz bir karış yer kalmamış. Yağış ne yapsın, su ne yapsın; mecburen geçirimsiz yüzeyde kabara kabara selleşiyor.

İKİ: Kolaycısınız

Aytaç Durak’ın kente kazandırdığı sayısız yeniliklerden biri de yolların, caddelerin, bulvarların kilit taşla kaplanmasıydı.Böylece, yüzey suları taşların arasından toprağa nüfuz edebiliyordu. Rahat durmadılar; gaz dediler, telefon dediler, internet, elektrik, kanalizasyon dediler ve oturmuş taşları rastgele söküp rastgele yerleştirdiler. Sonuçta güzelim yollar minyatür derelerle tepelerle engebeli hale geldi. Halbuki, hangi kurum, hangi kişi, hangi müteahhit söktüyse, taban düzenlemesini tekniğie uygun yaparak önceki dirliğine kavuşturabilirdi. Yapmıyor mu? Belediye yapar, “Kusura bakma bizde astar fiyatı yüzden pahalı” diyerek cezalı faturayı dayayıp olayı çözerdi. Sayın Belediyemiz; yapmadınız!.. Güzelim zemine insafsızca asfalt serip kolaycılığa kaçarken aslında milyonlarca lirayı da imha ettiniz. Kaplama üstüne kaplama yapmak ancak geri kalmış bazı ülkelerde görülürken hem de…

ÜÇ: Kent imarını katlettiniz

Başkan Durak’tan sonra meclisteki on dokuz parmakla seçilen Başkan Vekili Zihni Aldırmaz ve ardından gelen Başkan Hüseyin Sözlü zamanında inanılmaz imar değişiklikleri yapıldı.  Bahçeli evlere ayrılmış binlerce dönümlük alanlara vicdanınız titremeden çok katlı apartman ruhsatı verdiniz. Yetmedi, kent merkezinde de sayısız yeni apartmanların yıkılıp aynı oturumda daire sayısının arttırılmasına da göz yumarak kentin geleceğini ateşe attınız. Zaten hesapsız inşaatların taşıyla, kumuyla, molozuyla kolesterollü damara benzeyen kanalizasyona, fazladan, çekemeyeceği yükün binmesini göz ardı ettiniz. Kapasitesini yitiren arterleri yeterince açmayı bile beceremediğinizi söylemek hiç de mesnetsiz olmaz.

DÖRT: Yeşile Düşman oldunuz

Sanki çok üst düzey bir yetkili “Yeşillere ölüüüümmm!” emri vermiş gibi ağaçlara hücum ettiniz. İnönü parkında olduğu gibi, Merkez Parkta olduğu gibi, yeşil alanı betonla, binayla mahvettiniz. Buralarda bile yüzey sularıyla sele destek vermiş oldunuz.

BEŞ: Belediyenin Hafızası Yok

Büyükşehir Belediyesinde Aytaç Durak’ın beş dönem içinde yaptıklarını bilen elemanları gözünüzü kırpmadan kaçırdınız. Aşırı yağmurlarda suyun anında DSİ kanallarına verilmesini bile çoğu zaman beceremediniz. Hangi durumda hangi yolla devam edileceğini bilen adam bırakmadığınız için, Adana’yı boğdunuz…

SÖZÜM KARALAR’A DEĞİL

Anlattıklarım Sayın Karalar’a kahırlanma olarak alınmasın. Ben Aldırmaz ve Sözlü dönemlerini anlattım ama Zeydan Başkan da “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit” sözünü hatırlarsa kendine de, bize de yararlı olur..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor