Tüm dünyayı etkisi altına koronavirüs salgınının üzerinden bir yıldan fazlası geçti. Ülkemizde de 2020 Mart ayında ilk vakanın görülmesiyle başlayan virüs sürecinde . Aradan geçen zamanla birlikte vakalar, ölümler inişli çıkışlı bir seyir izledi. Bazen çok zirveleri gördük bazen de günlük açıklanan tabloları korkulu gözlerle izledik.
Şuanda da zaten virüsün en şiddetli olduğu dönemli yaşıyoruz. Alınan kısıtlama tedbirleri kapsamında vakalarda ve ölümlerde azalmalar yaşansa da yine günlük 200’e yakın vatandaşımızı kaybediyoruz ve 10 binin üzerinden yeni pozitif vakalarla hayatımıza devam ediyoruz.
İnsanlar uzmanların önerileri doğrultusunda maske, mesafe, temizlik ve izole hayat koşullarına uyum sağlamaya çalışsalar da bitkisel ürünlerin gücüne de büyük oranda inanıyorlar.
Ülkemiz şifalı bitkiler açısından cennet bir ülkedir. Sayısız hastalığa deva sayısız bitkimiz bulunur. Bu bitkilerin bazıları kurutulur, çayı demlenir. Bazılarının ise pekmezi yapılır, macunu yapılır yani farklı tüketim yolları da mevcuttur.
Şifalı bitkiler de alanında uzman kişilerin tavsiyeleri doğrultusunda tüketilmelidir. Çünkü günümüzde çok sayıda aktarda ‘koronavirüse çare’, ‘bunu içen koronavirüse yakalanmıyor’ yazılarını görüyoruz. Daha dünyada bile aşılar deneme ve ilk yapılma aşamasında iken bazı aktarlar çoktan çare bulmuşlar bile.
Salgın o kadar yayıldı ki önceden uzaklardan duyduğumuz vakalar en yakınlarımızda ailelerimizde görülmeye başlandı. Salgın herkese yayılınca tavsiyeler de artmaya başladı. Herkes bir bitki tavsiye eder oldu. Kendim kullandım bana iyi geldi belki yüzlerce tarif geziyor toplum arasında.
Elbette bitkiler yüzyıllar boyu insanlara şifa olmuştur. Modern tıp bu kadar çok ilerlemeden önce insanların her türlü tedavisi bitkisel ürünlerle yapılmış. O zaman ki bitkisel ürünler belirle tecrübelerin sonunda meydana gelmiş olarak insanlara sunuluyordu. Amaç sağlığa kavuşturmaktı. Ancak günümüzde amaç insanların sağlıklarına katkı sunmak değil sattıkları ürünlere katkılar yaparak doğallıktan, orijinallikten uzak sadece maddi kaygılarla satışlar yapmak olduğu için insanların güvenleri de sarsıldı.
Sakın bu yazımdan bitkilerle aranıza mesafe koyun anlamı çıkmasın. Bitkiler hep hayatınızda olsun ancak son dönemde koronavirüs bahane edilerek ortaya çıkarılan ne olduğu belirsiz ürünlere kendinizi kaptırmayın.
Zaten doktorlar da gerekli olan ve kullanılması gereken bitkileri kendileri de tavsiye ediyorlar. Mesela virüs döneminde boğazlarda yaşanan sıkıntıya bal ve zencefil karışımının iyi geldiğini bilmeyen yoktur. Bu karışımı doktorlarda tavsiye ederler. Ancak buna karşın adını sanını duymadığımız nereden nasıl toplandığını bilmediğimiz birçok karışımın harmanlanmasından oluşan şeyler yarar yerine zarar getirir.
Virüs döneminde insanlar bir çare diyerek duydukları her şeye inanıyorlar ve hemen uygulamaya çalışıyorlar. Fakat rehberiniz her zaman bilim olsun. Gerekli tıbbi desteklerin yanı sıra kullanılması gereken alternatif tıbbı da bilim bize gösteriyor.
