BİR DE ‘SALAK EŞEK’ MASALI SUNALIM, İBRET-İ ÂLEM İÇİN
Önceki hafta kuyu dibine düşen eşeğin aklını kullanarak nasıl kurtulduğunu yazmıştık. Bugün de, her nasılsa esin perisi böyle buyurduğu için, salak eşeğin masalını yazıyoruz. Güle güle okuyunuz.
Eeefendiiim; bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Deve tellâl iken, sıçan berber iken, ben anamın beşiğini tıngııır-mıngır sallar iken, hop dedim anamı uçurdum, kaf dağını aşırdım. Ay dedim, vay dedim, koştum peşinden yetiştim. Yetiştim ki ne göreyim; anam ağaç altında, mor bir bebek kolunda, bebek dile gelmiiiş, görün bakın neler demiiiş…
MASALA BUYURUN
Ormanın kralı aslan acıkmış. Ne yesem ne yesem diye bakınırken tilkiyi görüp yanına çağırmış. Kral bu ya; tilki hop demiş aslanın yanında bitmiş. Kral, “Bana bak tilki…” demiş, “Ya bana yiyecek bir hayvan bulursun, ya da seni yerim.”
Tilki, “Emriniz olur haşmetmeab, benim etim fena halde gaz yapar. Size rahatça mideye indireceğiniz doyurucu bir hayvan bulup getiririm” diyerek fırlamış. Karşısına eşek çıkmış. Tilki, “Yahu seni gökte ararken yerde buldum. Aslanın selamı var. Seni kral yapacak. Yanına götürmemi istedi. Gel benimle” demiş. Eşek çok sevinmiş.
Yanına geldiklerinde, açlıktan kıvranan aslan ok gibi fırlamasıyla eşeğin kulaklarını yeyivermiş. Eşek, eşekliğine rağmen başının belâda olduğunu düşünerek dörtnal kaçmış. Tilki de peşinden… Nefes nefese durduklarında eşek tilkiye, “Beni kandırdın. Az kalsın aslana yem olacaktım” diyerek çıkışınca tilki, “Yahu sen ne geri zekâlısın…” deyip devam etmiş, “Kral olabilmek için başına taç geçirilmesi gerekir ya. Aslan o nedenle kulaklarını kopardı ki rahatlıkla taç giyebilesin. Neyse, dönüp aslanın huzuruna varalım, seni krallık tahtına oturtalım.” Eşek bu açıklamayı ciddiye almış ve içinden, “Doğru yahu, koca kulaklarla başımda taç durmazdı ki. Demek ki gerçekten beni kral yapmak istiyormuş. Fırsat bu fırsat!..”
EŞEĞİN HAYÂLİ
Yanına vardıklarında aslan bu kez de kuyruğa saldırmış. Eşek, ikinci kez kandırıldığını düşünerek bu defa dört değil ondört nal kaçmıış. Tabii tilki de peşinden. Kuytu bir yerde durduklarında eşek tilkiyi paylamış: “Beni kandırdı sen. Hadi kulaklarımı taç giyebilmek için kopardı diyelim. Kuyruğum için ne diyeceksin bakim?” Tilkidir, cevabı yapıştırmış: “Bak yine eşekleştin. Kral olunca tahtta oturacaksın ya!.. Peki o koca kuyrukla nasıl oturabilirdin? Aslan, tahtta rahatça oturabilmen için kuyruğunu almak zorunda kaldı.”
Eşek bu açıklamayı da değerlendirirken kendini taht üzerine, başındaki taçla mağrur otururken hayâl etmiş ve dönüp, “Haklısın be tilki. Hadi gidelim” demiş. Tekrar yaklaştıklarında, koca aslan zıplamış ve iki pençe darbesiyle eşeğin canını almış. Ardından tilkiye, “Al bunu, derisini yüz, böbreklerini, ciğerini, beynini, dalağını getir” demiş.
Tilki denileni yaparken eşeğin beynini yemiş. Diğerlerini aslanın önüne koymuş. Aslan bakmış ki beyin yok. Sormuş “Nerede?” diye. Tilkiden, “Efendim, beyni yoktu” cevabını alınca, “Beyinsiz hayvan mı olur?” sorusuyla çıkışmış. Tilki de, “Kulaklarını, kuyruğunu kopardınız ama o yine geldi. Beyni olsaydı gelir miydi?” diyerek cevaplamış. Aslan kısa bir muhakemeden sonra, “Haklısın. Gelmezdi tabii” diyerek tilkiye hak vermiş.
Masal bu kadar. Ben kıssadan hissemi aldım; etrafta aslana hizmet edecek tilkiler vardır; artık dikkat edeceğim. Siz de öyle yapın.