BİRAZ GEÇ KALMADINIZ MI?

Aşağıdaki açıklama, Kısa adı TÜSİAD olan Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği tarafından yapılmış ve şöyle denilmiştir;
“Hukuk devletinde her kurum yargısal denetime tabidir. İş dünyasını temsil eden bir sivil toplum örgütü olarak, yargının yürüttüğü bir soruşturma hakkında değerlendirme yaparken bu bilinçte hareket etmek ana ilkemizdir. Suçla mücadelede alınan tedbirlerin orantılı olması ve kişilerin hak ve itibarlarını ihlal etmeden yürütülmesi Anayasamız ve insan haklarının gereğidir. Hukuk devletinde vatandaşlar gibi devlet de hukukla bağlıdır. Devlet, kamu kurumlarının etkili çalışmasını engelleyen her türlü girişimi de bertaraf etmek ile sorumludur. Devletin hukuka uymasını beklemek ve talep etmek vatandaşların en doğal hakkıdır.
Alınan tedbirlerin orantılı olduğu, aşırı ve keyfi olmadığı konusunda toplum kesimlerinin tatmin edilmesine ihtiyaç vardır; kayyuma devir gibi bir yargısal işlemin yerindeliği ve orantılı olmasından şüphe duyulması hukuk güvenliği açısından ülkemizdeki iş ve yatırım ortamına büyük zarar verir. Diğer yandan, söz konusu şirketler arasında basın kuruluşlarının olması, girişim özgürlüğünün yanında, bir süredir basına yönelik devam eden müdahaleler ve saldırılar dikkate alındığında, basın özgürlüğü açısından da toplum nezdinde ciddi endişelere yol açmaktadır.
Soruşturmaların keyfiliğe yer vermeyecek bir şekilde, hızlı ve şeffaf olarak yürütülmesi iş dünyası olarak temel beklentimizdir.”
Elinizi vicdanınıza koyun, yıllar önce yapılması gereken bu açıklamayı şimdi yaparken biraz geç kalmadınız mı?
Yeni mi fark ettiniz, basın üzerindeki baskıyı, devletin de hukuka bağlı olduğunu ve bağlı kalması gerektiğini..
Haber yaparken, yorum yaparken, başlık atarken elimiz yüreğimizde bilgisayarın tuşlarına basıyoruz yıllardır..
Bir yerde bir boşluk bulur, hakkımızda dava açılır, gazete kapanır korkusunu yaşıyoruz her satır aralığında..
“Basın özgürdür, sansür edilemez” sözü tarihin derinliklerinde kaldı, tuşlara basarken korku yaşayan bir meslek haline geldi gazetecilik..
Adam, elinde olduğunu, açıklayacağını iddia ettiği fotoğrafı bu güne kadar ortaya çıkaramıyor, çıkaramadığı için özür dilemiyor, eleştirdiğimizde hakkımızda dava açıyor ve kazanıyor..
Adalet, haksız yere genç bir özel kalem müdürü bayanın duygusal fotoğrafını gazetesinde kullanacağını yazıp, bu güne kadar çıkaramıyandan, ya da kanıtlayamayandan yana mıdır, “neden açıklamıyorsun, yoksa olmayan hayali bir fotoğraf mı var” diye yazan gazeteciyi adliye koridorlarında dolaştıranlardan yana mıdır?
İddia eden ve iddiasını kanıtlayamayan, “ispatla” diyen hakkında dava açacak ve kazanacak, adalet bu mudur!..
O nedenle uygulanması gereken;
Adalet mülkün temelidir. …
Her hak sahibine hakkını ver.
Adalet kâinatın ruhudur.
İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.
Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.
Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır.