BU BİR CUMA YAZISI DEĞİL ÖNEMLİ İBRET BELGESİDİR

İnternette devinirken rastladım. Ekonomi Gazetesi Vahap Munyar’ın köşe yazısı dünü ve bugünü değerlendirmek açısından mihenk taşı sayılabilir.
Çok etkilendim.
Paylaşmayı da vatandaşlık görevi kabul ederek köşeme alıyorum.
VEHBİ KOÇ’TAN LÜTFİ DOĞAN’A
Munyar’ın kaynağı, Cengiz Solakoğlu’nun “Koç’ta 38 Yıl” kitabı.
Rahmetli Vehbi Koç şöyle yazmış:
“10 Ocak 1975
Sayın Lütfi Doğan
Diyanet İşleri Başkanı,
Ankara
Sayın Bay Doğan,
Geçen hafta Dolmabahçe Camii’nde Cuma namazında hatip, hutbede birtakım Türkçe terimlerden bahsetti.
Bu arada, “Bazıları Tanrı diyor. Tanrı demeyin, Allah deyin” dedi.
Bunu hayretle dinledim.
O akşam, başka bir camiye giden bir arkadaşımla beraberdim.
Onun gittiği camide de hatip, “Günaydın demeyin, selamünaleyküm deyin” demiş.
Bu bir talimatla mı oluyor, yoksa hatipler kendileri mi söylüyorlar? Büyük bir reaksiyon yaratmaktadır.
‘Tanrı’ sözü çok güzel bir sözdür. Bu hususu sizin gibi geniş görüşlü bir din liderimize duyurmak için bu mektubu yazıyor, saygılarımı sunuyorum.
Vehbi Koç.”
LÜTFİ DOĞAN’DAN VEHBİ KOÇ’A YANIT
Rahmetli Lütfi Doğan’ın tarihe geçecek yanıtı da şöyle:
“3 Şubat 1975
Sayın Vehbi Koç
Koç Holding AŞ
İdare Meclisi Reisi,
Ankara
Başkanlıkça “Tanrı, günaydın” demeyin, diye özel bir talimatımız yoktur. Hatipler kendi anlayış seviyesine göre hareket ediyorlar.
Sürdürdüğümüz eğitimlerle uygun anlayışa getirmeye çalışıyoruz. Takdir edersiniz ki bu, zaman isteyen bir konudur.
Uyarınıza teşekkür eder, YÜCE TANRI’dan sağlıklar, başarılar diler, selam ve sevgilerimi sunarım.
Lütfi Doğan
Diyanet İşleri Başkanı”
Ben bu iki mektuptan, özellikle Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan’ın ifadelerinden sonra tek kelime yazamam.
“Eskiden neredeydik, şimdi nerelerdeyiz?” sorusuna sağlam yanıt olacak mükemmel bir belge olduğuna inanıyorum. Umarım yanılmış değilim.