BU HAVAALANI MUNDAR OLMUŞKEN UNUTULSUN

Başkaları “Murdar” desin, biz Adana ağzımızla “Mundar” diyelim. Genetiğimizden kaynaklanan güdülerle, bir olay çok konuşulur, bir işle çok uğraşılırsa, ağzımızdan “Mundar oldu, bırak getsin” ya da, “Mundar ettin, unut getsin” gibi ifadeler çıkar. “Getmek”, çocukluğumuzun Adanacasında “Gitmek” anlamını taşırdı.

Bana kalırsa, zarardan baka kimseye yararı olmayan Çukurova Havaalanı namlı proje mundar ötesi kirlendi, rezil oldu. Artık terk edilmeli. Zarar ziyan varsa sineye çekmek bile yarar getirir. Çünkü proje için çevrilen ve dünyanın en verimli toprakları arasında sayılan alanda birkaç yıllık tarımsal üretim, oluşmuş zararı kat be kat karşılayacaktır.

Konuya neden girdik? Şunun için girdik. Daha birkaç ay önce bilmem kaçıncı kez imzalanan inşaat anlaşması, inanmak zor ama, yine iptal edildi. İşi, Günbeton İnşaat ile Terminal Yapı şirketleri ortak girişim teklifiyle 100 Milyon Euro Kira bedeli karşılığında almıştı. Rakip teklif sahibi de yine ortak girişimdi ve devlete devamlı iş yapan Limak-Kalyon-Cengiz İnşaat tarafından hazırlanmıştı.

“Yap-Boz” ya da “Yılan Hikayesi” boyutlarına yayılan havaalanı inşaat ihalesinin bir kez daha iptali, haklı-haksız bir takım dedikoduların ortaya çıkmasına neden oldu. Ekranlara yansıyanlara göre, anlaşma, ihaleyi üst düzey yetkililerin istediği kurum ya da kurumlar kazanamadığı için iptal edilmiş. Ne kadar doğru, ne kadar asılsız ilgilenmiyorum. Kaldı ki, kanıtlanmamış dedikoduları daime itici bulurum. Şahsım, en başından beri, pek çok kent-sever gibi, bu projenin her bakımdan mahzurlu olduğunu düşünegeldim.

Yanılmıyorsam on iki yıl önce, yatırım gündeme geldiğinde, çok izlenen bir televizyondaki programlarıma defalarca konu etmiştim. Kamerayla yatırım alanına gittiğimde, tepemizden geçen kuş sürülerini çekip yayınlamıştık. Kuşların yoğun olduğu alanlara havaalanı yapılmaz diye biliyorduk. Proje alanı, 4 kuş Cennetinin koltuğunda yer alıyor; Yelkoma, Tuzla, Akyatan ve Ağyatan. Yüzlerce tür kanatlının üreme alanı, Ayrıca, belli mevsimlerde göçmen kuşların güzergahı da buralardan geçer.

Adana Havaalanı 1937’den bu yana uçuşlara açık ve o gündür, bu gündür hava muhalefeti yüzünden tek gün bile kapatılmış değil. Halen 2 milyon metrekarenin çok üstünde arazisi var. Pisti kompozit kaplı. Güneye doğru uzatılabilecek durumda. Her  türlü elektronik olanaklara sahip. Yeni bir terminal binası ile uzun yılların gereksinimlerini karşılar. Üstelik, burayı mükemmel hale getirmek için harcanacak para, herhalde yenisine sarf edileceklerin yanında ufacık kalacaktır.

Çok iyi anımsarız; Çukurova Radyosu Adana’dan Mersin’e, Mersin Milletvekillerinin gayretiyle taşındı. Karayolları Bölge Müdürlüğü de buradan Mersin’e gitti. Emin değilim; DDY Bölge de gitti ya da gidiyor şeklinde duyumlar aldım.

Açık yüreklilikle diyorum ki, mukavelesi bir kez daha iptal edilen havaalanının Mersinlilere zaman olarak kazandıracağı bir şey yok. Denemesi bedava. Otobanla Adana’ya gelmek çok daha kısa süre alır. Ama Adana, Ceyhan, Kozan, Osmaniye, Bahçe, Karataş, Saimbeyli, Karaisalı, Karataş, Yumurtalık, Feke, Tufanbeyli, İmamoğlu  durduk yerde fazladan yol tepecek. Daha hazineden gidecek paraya dokunmadık. Biz o yolcu garantili “beleş” yapıların ne kadar pahalıya geleceğini öğrendik “Elhamdülillah”.

Ağalara, beylere, paşalara sesleniyorum: hazır iptale girmişken, bu mundar olmuş işi terk edin ceya ettirin gitsin!..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor