Adana’nın sıcağı bir yandan kavuruyor, diğer yandan da su faturaları vatandaşı cayır cayır yakıyor.
Herkes aynı dertten şikâyetçi:
“Bu kadar suyu ne zaman kullandık? Bizim evimizde yüzme havuzu mu var?”
Adana’nın kavurucu sıcağında en temel ihtiyaç sudur. Ancak Adanalı artık suyu içmeye değil, faturasını ödemeye korkar hale geldi. Gelen faturalar adeta vatandaşla alay ediyor.
Kullanmadığı suyun, görmediği hizmetin parasını öderken halkın sabrı tükeniyor.
Vatandaş, “Bu kadar suyu ne zaman kullandık?” diye soruyor ama karşısında doyurucu bir cevap bulamıyor. Belediyeler maliyetlerden, altyapıdan bahsediyor.
Peki vatandaşın cebinden çıkan paranın hesabını kim verecek?
İnsanlar evinde çeşmeyi açmaya korkuyor, çünkü ay sonunda kapıya dayanacak fatura aile bütçesini altüst ediyor.
Bu gidişle Adanalı musluktan akan suya sevinemeyecek, sadece faturaya küfredecek. Bir şehirde su faturası bu kadar gündem oluyorsa ortada ciddi bir yönetim sorunu vardır. Şeffaflık yok, denetim yok, adalet yok!
Mahallelerde, kahvede, pazarda herkesin gündemi aynı. Emekli de işçi de esnaf da faturadan dertli. Zaten elektrik, doğalgaz, market alışverişi derken bel bükülmüş durumda. Bir de üzerine su faturası kabarık gelince vatandaşın tansiyonu çıkıyor.
Su, lüks değil, temel ihtiyaç. Bu millet klimasız idare eder, doğalgazsız soba yakar ama susuz yaşayamaz. O yüzden bu fatura meselesine acilen bir çözüm bulunmalı.
Yoksa Adanalı, bu yaz susuzluktan değil ama su faturalarına öfkesinden kavrulmaya devam edecek!
